Osmaniye'de ev sahibi tarafından evden çıkartılan aile, gidecek yerleri olmadığı için parka yerleşti. Oğlu ile birlikte parkta yaşamaya başlayan Gülşen Yıldız, "Sokakta kaldım, ev sahibi tarafından sokağa atıldım. Şu anda gezecek, bir şey yapacak bir durumda değilim" dedi.
Osmaniye’de, eşini 10 yıl önce kaybeden ve Kurtuluş Mahallesi’nde oğlu ile yaşayan 40 yaşındaki Gülşen Yıldız, zamlı kirayı ödeyecek durumu olmadığı için zammı kabul etmeyince ev sahibi tarafından evden çıkartıldı. Yıldız, oğluyla birlikte Kurtuluş Parkı'na yerleşti.
“SOKAKTA KALDIM”
Gülşen Yıldız, şunları söyledi:
*Eşim, 10 sene olduğu vefat edeli. Rahatsızım. Bir oğlum var, okuyor. Böyle kira kira geziyorum, durumum yok, yardım istiyorum Allah rızası için. Sokakta kaldım, ev sahibi tarafından sokağa atıldım.
*Şu anda gezecek, bir şey yapacak bir durumda değilim. Rahatsız olmadan önce çalışıyordum. Şimdi rahatsızım, tansiyon hastasıyım. Astım, bronşit, nefes darlığım var, ayağımda lif kopması var ve fazla çalışamıyorum.
*Böyle bazen merdiven temizliğine gidiyorum. O da 130 lira. Bir ev istiyorum, başımı sokacağım.
“OKULA BİLE GİDEMİYORUZ”
Gülşen Yıldız'ın oğlu Metin Yıldız ise şöyle konuştu:
*Şu anda okumam lazım ama okula bile gidemiyorum. Bu süreçte benim elimden gelen hiçbir şey yok. Ben hem okuyup hem çalışıyorum, sırf annem mağdur olmasın diye.
*Eşyalarımız böyle sokakta. Yetkililerden, lütfen yani sesimizin duyulmasını istiyoruz. Bizim kimseye gidecek bir şeyimiz yok, devletimizden sadece yardım istiyoruz. Ev sahibi yüzünden sokağa atıldık biz.
*Şu anda gidecek hiçbir yerimiz yok bizim. Biz, sokakta kaldık şu anda. İki seneden beri ‘Geleceğim' diyor ama kiraların arttığını bilince bizi de çıkarmak istiyor ve biz de yüksek kira veremeyeceğimiz için mecbur çıkmak zorunda kaldık.
*700 lirayı normalde ödüyorduk. İşte hastane yapılınca, buralar kıymetlenince 2 bin 500 lira falan istiyor. Onu da zaten veremeyeceğimizi biliyor, o yüzden çıkarmak istiyor.
“BİRÇOK KİŞİ BU DURUMDA “
Ailenin eşyalarını parka taşıyan nakliyeci Mehmet Oğultarhan ise şunları söyledi:
*Sabah bize bir telefon geldi, Mehmet Karayiğit diye bir arkadaşımızdan. Durumu olmayan bir ailenin evinin taşınacağını söylediler. Eve geldiğimizde, ev sahibinin kiracıyı evden attığını gördük.
*Evi yükledik, nereye taşınacağını sorduk. Ev bulamadığını söyledi, parka gideceğini söyledi bize. Kendi çabalarımızla ev bulmaya çalıştık, birkaç yer aradık, ev bulamadık.
*Şu anda gördüğünüz gibi ev, parka geldi. Yani biz elimizden geleni yapmaya çalıştık aile için, tabii bu bir yere kadar, bizim gücümüz yetmiyor artık.
*Aileye destek bekliyoruz, yardımlarını bekliyoruz aileye herkesin. Yani şu tabloyu herkesin görmesini istiyoruz. Sadece bir kişi değil, birçok insan bu şekilde.
“BU TABLODA ARTIK SÖYLEYECEK BİR ŞEY YOK”
*Devamlı bu işi yaptığımız için, yani adamın kirası 500 iken 2-3 bin liraya çıktığını duyuyoruz, ev bulamıyorlar, zorlanıyorlar ev bulmakta. Yani buna bir çözüm istiyoruz, bu kiralara.
*Buraya bir hastane yapılıyor şu anda. Kiralar 500 lirayken şu an 3-4 bin liraya çıktı. Kiracılar rezil ya evden devamlı ev sahipleri çıkartıyorlar ve bu anlık gün içinde oluyor.
*Adam akşam geliyor, sabah ev boşalttırıyor. Yani kaba kuvvet, bir şekilde boşalttırıyorlar insanlara. Yani bu tabloda artık söyleyecek bir şey yok zaten, söylenecek son noktaya geldik.