Yaratılışa uygun bağlarla bağlanmalıyız yer yüzü hayatına, Bu cümle sıradan bir ifadenin cümlesi değildir, yaratılış gerceğinin görünen yüzüdür. Yani açık kitaptır. Yaratılmış bütün alemler imsülatiftir. Alemlerin varlıkları da imsülatiftir. Başka bir deyişle yaratılışa uygundur. İnsanlar için dünya alemlerindeki insan olma imsülatifliği ana rahminde başlar. Önceki alemler hazırlık alemleridir, Semilojiktir. Göbek bağı, karanlık ilk dünyamız için bir araçtır, olmazsa olmazlardan biridir. O da imsülatiftir, Yaratılmıştır. İnsan nüvesi önce açık kitabın karanlık yüzü ile tanışır.Göbek bağı ile bağlanır anneye beslenmek için.Dokuz ay beslenerek yaşar bu alemde ve tüm insanlar aynı sekilde beslenir kendi annelerinden. yaratılış gereğidir bu, imsüulatif yaşamın, dünyasal başlangıcıdır. Yeri gelmişken şu gerçeği de söylemek gerekir, YERYÜZÜNDE ANNESİZ HİÇ BİR İNSAN YOKTUR. Bu nedenle ANNELER YERYÜZÜ NİMETLERİDİR. CENNET ANNELERİN İÇİNDEDİR. ANNELER CENNETTİR. Nasıl olmuşta bu gerçekler gözden kaçmış. Geçmiş uygarlıklarda , yeryüzünde tanrının temsilcisi erkektir. Aslında olmaz.Mümkün değildir.Tanrı temsilcisi kadın yoktur.Kadın evliya yoktur. Neden? Hiç düşündünüz mü? Düşünmeye başlayın. Biz atalarımızdan böyle gördük ,olmaz. Biz atalarımızdan böyle gördük yerine ; Biz kimiz? Biz Neyiz? Biz ne için varız? Sorularını sorarak, bilimsel cevaplar arayınız. Sorularınızın tüm cevapları yaratılmış varlıklarda vardır. Yaratıcının gerçek ilimlerinde her sorunun cevabı vardır. Sorulmamış soruların bile cevapları hazırdır. Tek taraflı erkek egemen uygarlıkları , dünyasal barışı sağlayamamış, dünyayı savaşlar dünyası haline getirmiş. Oysa açık kitapta kadın ve erkek birlikteliği vardır. Egemenlik yoktur.Farklılıklar vardır. Egemenlik üstünlüğü yoktur. Yaratılışa baktığımız da herseyin değişim, dönüşüm, oluşum içinde olduğunu görürüz.Bunları sağlayan yaratıcının kuvvetleridir. Sonucu etkileyen kuvvetler , BİLEŞKE KUVVETİDİR . HER ŞEY BİLEŞKE KUVVETİ YÖNÜNDE ,DOĞRULTUSUNDA GÜCÜNDE OLUŞUR. Kadın ve erkek ilişkilerinde bileşke kuvveti dikkate alınmaz ise yaratılışa uygun hareket edilmemiş olur, debelenme başlar.Kuvvetler doğaldır, bileşke kuvveti doğaldır. *İmsülatif yaşamın,imsülatif insan için olması çeşitli özellikleri içerir *İmsülatif insanın duygu ve düşünceleri doğaldır *İmsülatif insanın duygu ve düşünceleri şirindir,güzeldir *İmsülatif insanın duygu ve düşünceleri ince yapılıdır,yepelektir,semavidir *İmsülatif insan melek insandır *İmsülatif insan aklın sonsuzluk nimeti olduğunu bilir,onu sürekli korur.Akıl kullandıkça çoğalır, gelişir. Tükenmez. *İmsülatif insan sonsuzdan gelip,sonsuza gittiğini bilir. Bu bilinçle yaşar *İmsülatif insan yaşadığı alemi ,güvenli alem yapar *İmsülatif insanın özelliklerini insanların verdiği sıfatlar değiştiremez *İmsülatif insan,kendinin ve doğanın bir sanat eseri olduğunu bilir *İmsülatif insan yani doğallığa uygun yaştan insan , her damla suyun nimet olduğunu bilir, buna göre kullanır , korur *İmsülatif insan yediği her lokmanın nimet olduğunu bilir , buna göre yer *İmsülatif insan soluduğu her havanın nimet olduğunu bilir, buna göre solur. Havayı kirletmez *İmsülatif insan zamanın nimet olduğunu bilir , bunu bilerek dünya zamanını yaşar, boşa harcamaz ,alemlerin zamanlarının farklı olduğunu bilir. *İmsülatif insanın yaratıcı gücünü kullanarak ortaya çıkardığı eserlere ‘’SANAT ESERLERİ ‘’ denir. İmsülatif sanatçıların esin kaynakları sonsuzdur. *İmsülatif insan yaratılışın mucizelerinin ve sırlarının peşine düşer, insanların mucize yaratamayacaklarını bilir ,uyduruk mucizeleri yaratıcının mucizelerinden ayırır. *İmsülatif insan yaratılmış mucizeleri bularak ,bunlardan yeni seyler yaratır. Yaratıcının sözleri kitaplara sığmaz.Sınırsızdır.İnsanlar bilim yolu ile ,bilimsel yollarla yaratıcının sözlerini ,kuvvetlerini öğrenir. İnsanın sınırı ,sırrı kendi sonsuzluğuna ulaşmasıdır. Varlıkların , varlık olma kaçınılmazlığıdır bu. İnancınız gerçekse ,sizi yapmanız gerekene doğru sürükler, gerçek değilse her yöne sürükler.