Netflix'te gösterilen "The Beutiful Game-Güzel Oyun” filmini seyredene kadar, dünyada bir 'Evsizler Dünya Kupası Turnuvası’ olduğunu bilmiyordum.
Meğer varmış.
Türkiye'de çok gündeme gelmiyor ama gelişmiş batı ülkelerinde bir 'Evsizler' nüfusu var ve sayıları yüzbinlerle ifade ediliyor. Hemen her gelişmiş batı şehrinde, caddelerde yürürken, karton veya naylon evlerde yaşayan bu evsiz insanlarla karşılaşmak mümkün. New York, Londra, Paris, Tokyo hep böyle muhtaç insanlarla dolu.
Problem bu kadar büyük olunca, evsizlere yardım etmek için bir takım sivil toplum örgütleri ortaya çıkıyor ve onlara yardım için gazete çıkarıyorlar, örgütleşiyorlar. Bu gazetelerin bir örneği, İngiltere'de "The Big İssue" diye yayınlanıyor, elde edilen gelir ihtiyacı olan insanlara gidiyor. İstanbul'da da gene böyle yardım için çıkarılan bazı gazeteler var.
İşte İngiltere'deki "The Big İssue" gazetesinin kurucusu Mel Young 20 yıl kadar önce kendisi gibi bir gazeteyi hazırlayan arkadaşı Harald Schmied ile Avusturya’da, bir uluslararası toplantıda buluşuyorlar, akşam da bira içerken, ilginç bir fikir akıllarına geliyor, Mel Young bunu şöyle anlatıyor:
“Avusturya Graz'da arkadaşım Harald ile Uluslararası Sokak Gazeteleri Ağı'nın yıllık konferansına katılmıştık. Bira içtik ve dünyayı nasıl değiştirebileceğimizi konuştuk. Katıldığımız toplantı önemliydi ama toplantıda tek bir evsiz yoktu."
Bu durum, yani uluslararası bir ortamda evsizleri bir araya getirme fikri, kafalarına takılmış ve kendilerine şu soruyu sormuşlar:
Evsizleri, bizim içinde yaşadığımız ilham verici bu uluslararası ortama nasıl katarız?
Uzun tartışmalardan sonra evrensel dil olan futbol fikri akıllarına gelmiş. Gecenin sonunda dünyanın dört bir yanından gelen takımların bir hafta sürecek sokak futbolu turnuvasında ülkelerini temsil edebilecekleri Evsizler Dünya Kupası'nı icat etmişler.
İlk Evsizler Dünya Kupası, 18 ay sonra, Temmuz 2003'te Avusturya'nın Graz kentinde düzenlenmiş. O günden bu yana Evsizler Dünya Kupası, pandemi ortadan kalkana kadar dünyanın her yerinde düzenlenmiş, her yıl değişik ülkelerden evsizler bir araya gelip futbol oynuyorlar.
İşte Netflix'teki “The Beutiful Game” filmi de bunu anlatıyor.
Film çok güzel ve duygusal içeriğe sahip, bence kaçırmayın, pişman olmazsınız.
Filmdeki turnuvada Türkiye temsil edilmiyor, sonra araştırdım ki, Dünya Evsizler Kupası Organizasyonu içinde Türkiye yok. Türkiye'de, Batı ülkeleri anlamında ve büyüklükte, bir evsiz kitlesi olmadığından mıdır nedir, bugüne kadar Türkiye'yi temsilen kimse bu turnuvaya katılmamış. Turnuvaya katılmak için, oynayacak futbolcuların gerçekten sokakta yaşayan, evsiz olması gerektiğini hatırlatmaya gerek yok.
Filmde Türkiye takımı yok ama Türkler ve Kürtler konusu var.
Çok fazla anlatmak istemem ama filmde İtalyanların kaptanı Ortadoğu göçmeni bir Türkmen ve lakabı da 'Türk'.
İngiltere takımının bir oyuncusu ise, Suriyeli bir Kürt.
Filmin senaryosunu yazanlar, Türklerle-Kürtler her an savaş içindeymiş gibi iki futbolcuyu bir kavga ve hatta bir savaş içinde gösteriyorlar.
Türklerin ve Kürtlerin yurtdışında böyle algılanmasının ne kadar tatsız olduğu çok açık ama ne yazık ki yaşananlar da böyle bir algıyı körüklüyor, sadece Diyarbakır takımlarının belli bazı kentlerde yaşadıklarının görüntüleri bile bu durumun kanıtı. Sadece bu film, Türkiye'nin bu sorunu çözülmedikçe, konunun ilerde daha farklı ortamlarda karşımıza çıkacağının bir göstergesi.
Gelelim yine evsiz konusuna.
Türk-Kürt sorunu bir yana, Türkiye'de de bazı insanların sokaklarda yaşadıkları bir gerçek, İstanbul’un belli semtlerinde sokakta çok sayıda insan geceliyor. Eğer böyle ihtiyaç sahibi insanlar varsa ‘Uluslararası Evsizler Dünya Kupası’na bizim de temsilci göndermemiz gerekmez mi?
Uluslararası ortamda bu girişimi gazeteciler başlattığına göre, bu konudaki görev de Türk gazetecilere düşüyor anlaşılan.