Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, son oynanan Başakşehir maçında yaşananlarla ilgili kulüp televizyonuna açıklamalarda bulunuyor.
İşte tecrübeli çalıştırıcının açıklamalarından öne çıkanlar:
Biz bu sezon, sayın başkan ve yönetimle beraber bir yola çıktık. Özellikle Türkiye gibi futbol iklimi çabuk değişen bir yapıda günlük ve kısa vadeli başarıların aksine uzun soluklu bir projenin hayata geçmesi için kolları sıvadık.
Bu cesareti gösterdik açıkçası. Genç bir takım oluşturduk. Eksiklerimizin olduğunu biliyorum. Hala da var. Bunların hepsini, tünelin sonunda ışık olduğunu düşünerek göze aldık. Sezon başından beri her şeye rağmen oturan bir oyun yapımız ve vadettikleri olan bir takımımız var.
Çok pozisyona giriyoruz, atamıyoruz, çok basit pozisyonları değerlendiremiyoruz. Kalemize gelmeyen veya kalemizde pozisyon görmeden, hatta bazıları herhangi bir pozisyona maruz kalmadan yediğimiz goller var. Önümüzde de bir gerçek var. Maalesef 1. sıradan çok uzak kaldık. Burada bir kabahat varsa yönetimden ve futbolcularımızdan önce benimdir. Ben bu takıma inanıyorum, biliyorum. Gençlerimiz başaracak. Bu yıl da diğerlerinin bir başlangıcı olacak. Bu benim inancım.
Futbolun son 50 yılda her evresinde yer alan biri olarak mutluluğumuzu bizden alabilirler ama umudumuzu alamazlar. Mutsuzuz ama hiç umutsuz değiliz.
Gençlerimizin Avrupa devlerini geride bırakarak namağlup son 16 turuna kaldık. Lazio, Marsilya, Moskova gibi devlerin arasından bunu başardı. Son 50 yılda Türk futbolunun her evresinde yer aldım ben. Böyle bir insan olarak umudumuzu bizden almalarına izin vermeyeceğim. Çünkü, bu düzenin değişeceğine inanıyorum.
Ben cezalı olduğum için aşağıda değildim. Biz de ceza alınca biliyorsunuz, soyunma odasına giremiyorsunuz, orada dakikalar, saniyeler sayılıyor. 3 saniye önce girseniz ben girince problem. Yani futbolun en önemli aktörlerini sadece atmakla kalmayıp, futboldan uzaklaştıran bir zihniyete sahibiz. 15 dakikayı bekleyip aşağı indim. Belli ki koridorda bir şeyler olmuş. Maalesef dün yine maçın önüne geçen bir hakem performansı izledik. Alışkın olduğumuz gibi...
Bu yayını, cevaplarımı umutla bekleyenler var. Daha fazla ceza almam için fırsat kollayanlar var. Galatasaray'ı resim dışına atmak için hazırda bekleyenler var. Kim üstüne alınır bilmiyorum. Bu fırsatı size vermeyeceğim. Ceza alma fırsatını vermeyeceğim demek istiyorum. Dikkatli olmaya çalışıyorum o yüzden.
Sezon boyunca aynı performanslara verilen farklı kararlara sonra geliriz. Başakşehir maçı hakemiyle ilgili bazı şeyler söylemek lazım. Nasıl bir psikoloji ve düşünce yapısıyla geldiği hakkında hiçbir fikrim yok. Gece gelip maçı analistlerimizle birlikte 1-2 defa daha izledim. Daha rahat analiz ediyorum. Başlangıç noktasından itibaren yaşananları Galatasaraylılarla paylaşmak istiyorum.
Dün maçın ilk yarısında yediğimiz golün ardından oyuncularımızın maçın hakemine sınırlar içerisinde itirazını görüyoruz. Herkesten rica ediyorum. Hakemin tam o esnadaki vücut diline iyi bakmalarını rica ediyorum. Bir nefret anı. Bir kin gütme hali.
Bu esnada ağzından çıkan 'Go Ulan' sözü var. Bunu duyan oyuncularımız, Kerem diyor ki 'Hocam bize neden böyle konuşuyorsunuz' ve anında sarı kart görüyor. Dikkatini çekenler olmuştur, sadece biz değil. Birkaç dakika sonra orta sahada başka bir pozisyonda Kerem bir kez daha nedenini soruyor. Hakem tarafından azarlanıyor. Baya azarlanıyor.
Enteresan olan hakem kendinde bu haddi bulabiliyor. Devre arasında Kerem içeri giriyor ve hocalarına bu konuyu anlatıyor. Hakemin kendilerine yönelik ifadelerinden bahsediyor. İkinci yarıya çıkarken Necati Hoca, 'Nasıl bu şekilde konuşursunuz' diyor ve cevap alıyor. Hakem 'Ben öyle bir şey demedim' diyor. Daha sonra da diyor ki, 'Benim için kendi oyuncumun beyanı esastır'. Hakem ile oyuncular arasında geçen doğal diyaloglardır. 'Benim için oyuncumun cevabı esastır'dan sonra hakem 'Senin oyuncun yalancı' diye bir yanıt veriyor.
Ben veya Galatasaray'ı temsil eden herhangi bir kişi TFF'nin herhangi bir görevlisine 'Sen yalancısın' desek veya 'Senin hakemin yalancı' desek temsilciye, kaç maç ceza alırız?
Hak mahrumiyeti nereden başlar, maddi cezası ne olur? TFF, Kerem'e 'Yalancı' diyen hakemi FDT'nin hakaret başlıklı maddesinden ve maç sonundaki tahrik içerikli cevabı sonrası sportmenliğe aykırı hareket maddesinden Disiplin Kurulu'na sevk edecek mi, etmeyecek mi? Doğal olarak bunun peşinde olacağız. Geç geldim ama her şeyi dinledim, olaya çok vakıfım. İşi adli boyuta götüreceğiz.
Biz bu hakemden adli makamlar düzeyinde ve TFF nezdinde şikayetçiyiz. Kulüp avukatlarımız gelecek bugün. Olaya tanıklık eden herkesten yazılı beyan alacaklar. Biz bu yaklaşımı, bu hareketleri hakemin yanına kar bırakmayacağız.
Bu diyaloglara müsabakadaki tüm temsilciler şayet. Beraber yürüyorlar. Biz her şeyi birebir yazacağız dedi temsilciler. Ben biraz değişik de sordum. Nasıl bizimkini kalem kalem, virgül nokta, her şeyi kayda alıp rapor ediyorsanız bunları da rapor edeceksiniz dedim. Temsilciler de şahit olmuştur, kendileri de 'Gördüklerimizi, duyduklarımızı yazacağız. Duyduk biz' dediler. İnanıyoruz ki yazacaklardır. Stadyum kameraları da çok şeyi kaydetmiştir.
Arda diyor ki, 'Hocam, erken gösterdin kartı'… Cevabı, sırtı dönük ve ellerini oynatarak, 'Bana da mı krampon fırlatacaksın' diyor. Bak Zorbay kardeş, çok genç bir hakemsin. Sen değil Arda Turan'a, bir Galatasaray oyuncusuna, hiçbir sporcuya böyle davranamazsın. Böyle bir hakkın ve haddin yok.
Galatasaray maçında aleyhimize karar verenlerin hepsi ertesi hafta maç alıyorlar.
Bakın bir örnek vereyim. Fenerbahçe maçında Diagne'nin penaltı pozisyonundan önce Halil Umut düdük çaldım dedi. Fenerbahçeli oyuncuya ikinci sarı gösterip kırmızı kart gösterdi. Hiç alakası yok pozisyonun ikinci sarı kartla. O penaltıyı vermemek için bunu uyguladı. Şimdi Halil Umut oyunu kesiyor ve penaltı oluyor. Diyor ki pozisyonda sarı kart var, kırmızı gösteriyor. Yoksa şöyle mi düşünüyor? 'Ben üçüncü dakikada Başakşehir'den bir oyuncu atarsam son iki sezonda TFF'nin normal şartlarda en fazla maç alan, en fazla görev verdiği biri olan FIFA hakemi Ali Palabıyık ve Abdülkadir Bitigen gibi mi olur sonum'... Bu arada Ali Palabıyık yüzünden geçen sene şampiyonluğu kaybetmiş olabiliriz. Berkan'a faul var. Vermedi gol verdi. Alex'e yapılan net faule rağmen attığımız golden dolayı maç içinde kendine bir standart oluşturmuş. Ama maalesef Galatasaray lehine hata yaptı algısı oluşturuldu bu iki hakeme. 9 haftadır ne VAR'dalar, ne yoktalar. Ne VAR'da ne de sahada görev veriliyor. Benim dediğim mesaj mı gönderiliyor hakemlere? Her Galatasaray maçında aleyhimize karar verenlerin hepsi ertesi hafta maç alıyorlar. Bir futbol paydaşı, Galatasaray teknik direktörü olarak soruyorum.
Abdülkadir Bitigen ve Ali Palabıyık'a neden görev vermiyorsunuz? Bir bilgilendirme ihtiyacı da hissetmiyorlar. Ben bunu bir türlü anlayamadım. Kavga eden olmak istemediğim için de hepsini bir arada söylüyorum. Derbinin hakemi en az 15-20 gün önceden belli olması gerekir. Öyledir de zaten. UEFA, Şampiyonlar Ligi hakemlerini bir gün önce atamayacağına göre komite Galatasaray - Fenerbahçe maçına Halil Umut Meler'i neden verir? Çünkü maçtan sonra Moskova'ya gitmesi lazım. Derbi pazar günü, Şampiyonlar Ligi maçı Salı günü. 48 saat sonra Şampiyonlar Ligi yönetecek. Böyle bir saçma şey olabilir mi? Bu saçmalığı UEFA yapmaz. Hiçbir bilgi, hiçbir savunma yok. Bir futbol adamı olarak yola çıkacak, seyahat edecek, maçın ağır yorgunluğu... Gibi gibi bir sürü sayabileceğimiz olmaması gereken faktörler varken nasıl verirsiniz bunu, neden? Örnek çok. Bir benzeri de Ümit Öztürk. Dört senede iki Galatasaray maçı verildi buna. Üzerine yapıştırılan etiketle önce Malatya'da VAR'da sonra Sivas'ta sahada hak ettiğimiz tartışmaya açık olmayan iki pozisyonda penaltımız verilmedi. Lütfen bize açıklasınlar.