Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, geçen günlerde 31 Mart seçim sürecini 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün parti kuracağı iddiası üzerinden değerlendirmiş ve Abdullah Gül'ün “5. ayın 5’inde 55 vekille parti kuracağını ve bu partiye diğer partilerden katılım olacağını, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan gibi isimlerinde partide yer alacağı iddiasında bulunmuştu.
Dilipak’ın iddialarının doğru olup olmadığını herkes merak ederken bugün dikkat çeken bir yazı da usta gazeteci aynı zamanda Abdullah Gül’ün yakın arkadaşı olduğu bilinen Fehmi Koru’dan geldi.
İKTİDARDAN KOPARILAN PARTİLER RAĞBET GÖRMEZ: Koru bugünkü yazısında öncelikle partilerden koparak kurulan yeni partilerin toplumda pek rağmen görmediği konusunda ''mazur görülmeyi bekleyerek kanaatimi yazıyorum: Çizdikleri senaryonun gerçekleşeceğini düşünmüyorum. Benim siyaset gözlemim, iktidardan kopartılan unsurlarla kurulan/kurulacak olan siyasi partilerin toplumdan kabul görmeyeceğidir. Geçmişte öyle oldu, kabul görmediler’’ diyerek uyarıda bulundu.
PARTİLER TOPLUM İHTİYAÇ DUYDUĞUNDA ORTAYA ÇIKAR: Koru partilerin toplum ihtiyaç duyduğunda ortaya çıktığını ve sağdan-soldan topladığı ödünç simalarla ve kör bir muhalefet anlayışıyla değil, umut veren yüzler ve sağlam bir programla kamuoyuna kendini benimseterek varlığını kabul ettirdiğini yazdı.
İKTİDARIN YANLIŞLARINA YOĞUNLAŞMAK HATALI: Yarın ne olacağı üzerine senaryolar oluşturulurken yalnızca iktidardaki partinin yanlışlarına yoğunlaşmanın hatalı olduğunu belirten Koru ‘yeni parti’ beklentisinin rahatsızlık unsuru olarak görülmemesi gerektiğini söyledi.
YENİ PARTİ KAPISININ HEP AÇIK TUTULMASI ÜLKE YARARINA: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün parti kuracağı iddialarına üstü kapalı göndermede bulunan Koru şunları yazdı: Siyasette o kapının hep açık tutulması herkesin en başta da ülkenin yararınadır. İktidarları yanlış yapmaktan engelleyen, kendine çeki-düzen verme ihtiyacı hissettiren, itibar ettiği kalemlerin itirazlarına da yol açan yanlış tercihlerde bulunmaktan onları alıkoyan da her zaman ciddi bir alternatifle karşılaşabileceği beklentisidir. O beklenti kaybolursa, hele bir de mevcut muhalefet güven de vermiyorsa, ülkede umutsuzluk yaygın hale gelir. Siyasette umudun tükenmesi ise ülke için zararlıdır.