Bir zamanlar Türkiye’deki her kapıyı açan Fethullah Gülen adı şimdilerde corona’dan daha tehlikeli oldu.
Corona ile ilişkisi saptanan eve kapatılıyor. Fetö ile ilişkisi saptanan cezaevine giriyor, işinden oluyor ve yaşamı cehenneme dönüyor.
Corona ile mücadele nasıl ciddiyetsiz bir biçimde yürütülüyorsa Fetö ile mücadele de aynı yol izlenerek yürütülüyor.
Bank Asya’ya para yatıranların canına okundu ama Gülen okullarından birindeki lise adı verilen Nevin Gökçek’in eşi Melih Gökçek’e kimse dokunamıyor.
Oysa Melih Gökçek lisenin açılış töreninde bir konuşma yapmış ve eşinin adının liseye verilişinin bir şeref olduğunu söylemişti.
Bununla da yetinmemiş bazı söylentilere göre Atlantis okullarına belediye arsalarından bağışta bulunmuştu.
”Koskoca hoca efendiye fetö demek ayıptır” sözü Melih Gökçek’e aittir.
Fetö ile mücadele insanları kıyıma uğrattı.
Uğratıyor ve uğratacak gibi görünüyor.
2015 yılında Fetöcü diye Fetöcülerin düzenlediği listeyle emekli edilen 1700 emniyet müdürü içinde sadece 100 veya 150 Fetöcü vardı.
Plan o kadar işliyor ki haksızlığa uğrayan müdürlerin Danıştay’a açtığı dava beş yıldır bekliyor.
Dosyalara bakılmıyor.
İdari bir işlemde her şey açık görünüyorken bir dava beş yıl bekler mi?
Futbol birinci ligini iki yıl Bank Asya adıyla oynatanlara ne işlem yapıldı?
Türkiye’nin ’nin günümüzde üç önemli eksiği vardır.
1- Hukuk 2- Ahlak 3-İnsanlık
Bunlar birkaç yılda oluşmuş eksikler değildir.
Bu yazımın yarınsındayken bir kuş geldi.
Geldi karşımda durdu sonra sarışın bir kadına dönüştü.
Ben şaşkınlıkla izlerken “merhaba ben Susan “ dedi.
Sonra devam etti . “Sana bir bilgi vereceğim. İster kullan, ister kullanma”
“Anlat” dedim.
“Önce yazının başlığını değiştir. Çünkü o şahıs yaşamıyor. Fethullah Gülen geçen yıl öldü.
Hiç dikkatini çekmiyor mu, her konuda tweet atan ya da açıklama yapan kişiden bir yıldır tek cümle gelmiyor.
Fetö dediğiniz kişi ağzını bağlasan başka yeriyle konuşur ama mutlaka konuşur.
Bildiğin gibi Fetö bir CİA projesiydi.
ABD’de kalması için kendisine referans olan üç kişinin CİA eski başkan yardımcısı olmasının rastlantı olmadığını sen yazmıştın.
Fethullah Gülen bir CİA projesi olarak verilen tüm görevleri yapmıştır.
Bunların en önemlisi ordunun itibarsızlaşmasıdır.
Bu konuda başarılı olunmuş ve ordunun toplumdaki değeri oldukça aşağılara inmiştir.
Daha sonra da devlet kadrolarındaki işini bilerek yapan birikimli ve deneyimli kişiler ayıklanıp atılmış yerlerine sıradan insanlar getirilmiştir.
Böylece devleti ayakta tutan bürokrasi de çökmüştür.”
Bunları şaşkınlıkla dinledim ve sordum:
“Fethullah Gülen öldü mü öldürüldü mü?”
Susan gülerek yanıtladı:
“ Sen CİA’nın yerinde olsan Türkiye’ye geri verir misin?”
“Elbette vermem. Konuşursa arkasında kimlerin olduğunu açıklar”
Susan devam etti:
“Ölüsünü de Türkiye’ye göndermezler. Çünkü örgütü parçalanır ve liderlik kavgası başlar.
300 milyar doların üzerinde bir para dönüyor. Bunu kim bırakmak ister. Ayrıca etkisi sürüyor.”
“Bunu yazacağım.Sonunda bana bir kuş söyledi. Başka ekleyeceğin var mı?”
Susan gülerek yanıt verdi:
“Hayır sana küçük bir armağan. Yıllardır karşılık beklemeden beslediğin kuşların armağanı.”
Sarışın kadın yeniden kuşa dönüştü ve uçup gitti.
Yazımın başlığını değiştirdim.
Son bir yılın arşivlerine baktım ve Fetö’den hiç ses çıkmadığını gördüm.
Öldüyse neden açıklanmıyor. MİT bu ölümü bilmez mi?
Yaşıyorsa neden sesi çıkmıyor.
ABD Ortadoğu’da güçlü devlet istemiyor.
Irak ve Suriye parçalandı. Türkiye – İran- Mısır rahatsızlık veriyor.
Türkiye hızla güçlenmek zorundadır. Yoksa un kurabiyesine döndürürler..
Türkiye’nin güçlenmesi için de önce bu iktidardan kurtulması gerekir.