Ünlü Amerikan ekonomi dergisi Forbes, Almanca dilinde yayımlanan sayısının kapağına bir Türk iş adamı olan Hüseyin Ünal'ı yerleştirdi. Ünlü dergi, 44 yıl önce Yozgat'ın Sorgun ilçesinden Hollanda ve daha sonra Avusturya'ya giden Ünal'ın başarı öyküsünü kapağına taşıdı.
Dergi, Ünal'ın Avusturya’da 31 şubesi bulunan süpermarket zinciri başta olmak üzere, yaklaşık 32 ülkeye ihracat yapan enerji içeceği, et ve et ürünleri üretim tesisi, Viyana Toptancı halinde yer alan Cash and Carry (Peşin ödeme ile alışveriş) alanı ve 10 bin m2 kapalı alanı bulunan lojistik merkezine sahip yatırımlarıyla yıllık 130 milyon Euro cirosu bulunan Macro Group’un Yönetim Kurulu Başkanı olarak tanıttı.
"5 BİN EURO TRAKTÖR PARASI İÇİN GELEN..."
Ünal'ın başarı öyküsünü kapağına taşıyan Forbes dergisi, "Burda Başarıyı yakalarsan Her yerde başarılı olursun" başlığıyla Türk iş insanı Ünal için, " 5 bin Euro traktör parası için gelen Hüseyin Ünal şimdi yıllık cirosu 130 milyon Euro ve 300 çalışanla Türkiye ve Avusturya'nın ardından şimdi de Almanya piyasasına giriyor." ifadelerine yer verdi.
“ÜÇ YIL BİRİKİM YAPIP TÜRKİYE'YE DÖNMEYİ PLANLIYORDUM"
Forbes'ın kapağına tadışığı Türk iş insanı Hüseyin Ünal, yaşadığı gururu ve zorluklarla başlayan başarı öyküsünü anlattı. Avrupa’ya geldikten sonra dönüş niyetinin olduğunu ancak Avrupa’da Türk toplumuna daha faydalı olacağını ifade eden Ünal, “Avrupa’ya geliş hikayemiz herkes gibi belli bir süre çalışıp, küçükte olsa birikim yapıp Türkiye’ye dönmek. Ama tabi bu öyle olmadı. Geldik, bir şekilde bugün dönelim, yarın dönelim ama dönüş olmadı. Böyle olursa da daha faydalı olacağız hem Türkiye’deki toplumumuza hem de buradaki toplumumuza insanımıza diye düşünüyoruz ve devam diyoruz” dedi. “1986 yılında 6 arkadaşla şirket kurduk. 3 sene devam etti” diyen Ünal, “Daha sonra farklı nedenlerden dolayı, kiminin ihtiyacı oldu kimi ayrılmak istedi ve şirketi bana devrettiler. Bu şekilde devam ettik. Biz genelde sivil toplum kuruluşlarının içinde olduğumuz için, en önemli burada et meselesiydi. Helal et. Ona ağırlık verdik. Onun için de marketlerimizin ismi de ETSAN. O zaman marketimiz yoktu. Daha sonra biz marketlerin ismini de ETSAN yaptık. İnsanımıza hizmet edelim, helal et sunalım. Daha sonra tabi helal etle sınırlı kalmadık, birçok helal ürünleri de sunalım dedik. Şu anda 5 bin çeşidin üstünde ürünümüz var. İnsanlarımıza sunuyoruz, bir nevi memleket hasretini burada gidermiş oluyorlar” diye konuştu.
“ÜRÜLERİMİZİN YÜZDE 70’İNİ TÜRKİYE’DEN GETİRİYORUZ”
Ünal, satışı yapılan ürünlerin yüzde 70’inin Türkiye’den geldiğini ifade ederek, “Buradaki hizmetimiz et ile sınırlı değil, biz şu an satış yapığımız ürünlerin yüzde 70’ini Türkiye’den getiriyoruz. Dolayısıyla Türkiye’deki köylünün malını burada değerlendiriyoruz. Katma değer katıyoruz ürünlere. Kendimde bir köylü çocuğuyum. Köylünün hangi şartlarda üretim yaptığını ürün ürettiğini bildiğim için. Biz tabi bunun yanında yurt dışına ihraç ettiğimiz bir tane enerji içeceğimiz var. 32 ülkeye ihraç ediyoruz. ETSAN adı altında 31 tane marketimiz var. 20 bin metrekare alan üzerinde 10 bin metrekare kapalı alanı olan lojistik depomuz ve bunun yanında Viyana toptancı halinde 3 bin 500 metrekare Cash and Carry dediğimiz sistemde bir yerimiz var. Aynı zamanda et ve et ürünleri tesisimiz var. Birçok alanda insanlarımızın ihtiyacı olan mümkün olan her şeyi helal olanı sunmaya çalışıyoruz” dedi.
"TOPLUMUMUZDAN HİÇ KOPMADIK"
Başarı için çok çalışmak gerektiğini vurgulayan Ünal, “Bu takdiri ilahi. Tabi ki çok çalışmak gerekiyor. Cenab-ı Allah’ın da tabiî ki desteği olması gerekiyor. Yürü ya kulum demesi gerekiyor. Biz toplumumuzdan hiç kopmadık. Kültür olarak, ahlak olarak. Hep insanlarımızın içerisinde olduk. Başlangıçta nasıl başladıysak bugün de aynıyız. İnsanlarımızın da bu hoşuna gidiyor ve hep bize destek oldular. Bu bir nevi Allah’ın yardımı ve insanlarımızın da desteği ile oluyor. Tabi bunun yanında da çalışmadan da olmuyor. Çok da çalışmak gerekiyor onu da yaptık” dedi.
“TÜRKİYE İLE AVRUPA ARASINDA KÖPRÜ GÖREVİ GÖRÜYORUZ”
Şirketin bünyesinde çok sayıda kişinin çalıştığını ifade eden Ünal, Türkiye’ye yatırımların ifade etti. Ünal şu ifadelere yer verdi: “Avusturya’da ortalama 300 kişi çalışıyor. Bunun dışında Almanya’da bizim şirketimiz var. Enerji içeceğimizi dağıtıyor. Orada da yaklaşık 30 kişi de orada çalışıyor. Tabi dışarıdaki bayilerimizi de sayınca bunun sayısı artıyor. Biz ilk önce sadece Türklere hitap ediyorduk ama daha sonra insanların Türkiye’ye tatile veya izine gidip gelmeleri ile ortak bazı noktalar olmaya başladı. Bizim ürünlerimizi almak isteyenler oluyor. Onun için biz sadece Türkleri çalıştırmıyoruz biz aynı zamanda Avusturyalıları da istihdam ediyoruz. Bizde şu an çalışan Avusturyalılar da var. Türkiye’ye yatırımlarımız var tabiî ki ama çok büyük yatırımlar değil. Ama ben buradaki yatırımlarımızı Türkiye’de yaptığımız yatırımlardan daha faydalı görüyorum. Niye? Çünkü biz burada elçilik görevi görüyoruz. Ticaret elçiliği yapıyoruz. Bizim burada ne kadar çok yatırım yapmamız, Türkiye’den bir o kadar da ürün ithal etmemiz anlamına geliyor. Dolayısıyla doğru yolda olduğumuza inanıyorum. Meyvesinden sebzesine kadar, zeytininden baharatına kadar her türlü, köylümüzün, çiftçimizin üretmiş olduğu malı biz burada değerlendiriyoruz. Köprü görevi yapıyoruz. Onun için burada daha fazla yatırım, daha fazla yatırım. Hatta biz şimdi Almanya başta olmak üzere Avrupa’nın birçok ülkesinde şubeler açmayı hedefliyoruz. Yıllık ciromuz 130 milyon Euro. Bu zaten bilançolardan ortaya çıkan bir şey saklı gizli bir şey değil. 130 milyon euro yıllık ciromuz var. Bunun da yüzde 70’ini Türkiye’den ithalatımızı yapıyorsak, bu da demektir ki, yüzde 70 Türkiye’ye döviz gönderiyoruz.”
“FORBES BAŞARIMIZDAN ETKİLENMİŞ"
Forbes'a verdiği röportaj sonucu hikayesinin Avusturya medyasının da dikkatini çektiğini, bu sayede Avusturya halkının da hikayeyi ilgiyle takip ettiğini ifade eden Ünal, “Burada Dünyaca ünlü ekonomi dergisine çok teşekkür ediyorum. Çok geniş yer verdi. Bu da Avusturya kamuoyu ve Avusturya medyasında da ilgiyle okundu. İnsanlarımız sevindi. Bu vesileyle Forbes'a da teşekkür ederim. Tabi bu bizi çok mutlu etti. Bunun bir başarı hikayesi olduğunu onlarda bize söyledi. bu konuda özellikle bizimle röportaj yapmak istediklerini söylediler. Bu büyük bir başarı. Tabi bu başarı, bütün çalışanlarımızın desteğiyle, bizi destekleyen müşterilerimizin destekleriyle, bize ürün üreten Türkiye’deki köylüsünden ihracatçısına kadar hepsinin burada bir katkı payı var” dedi. “Dolaysıyla böyle bir dergide uluslararası bir dergide yer almamız işin doğrusu mutlu ediyor insanı” diyen Ünal, “Bu bir bayrak değişimidir. Bu dergiyi gören, bunu okuyan gençlerimiz, iş adamlarımız daha ileriye bunu götürebileceklerini, kendilerinde bir güven oluşacak. Öz güven oluşacak. Dolayısıyla mutluyuz. Bayrak değişimi bugün bizde yarın bir başka arkadaşımızda niye olmasın. Özellikle de şunu söylüyorum. Memleketimizden geldik, köyden geldik, iş yok, oturum izni yok, para yok, hiçbir şey yok ve bugün böyle bir noktaya geldik. 130 milyon Euro ciro yapan bir şirket olduk. Buradaki gençlerimizin her türlü imkanları var. Onlar daha profesyonelce bu işi ileriye götürebilirler. Bundan hiç endişem yok. Bizim insanlarımız genelde girişimci insanlardır. Bunu görüyoruz” diye konuştu.
“BURADAKİ FAALİYETLERİMİZLE, TÜRKİYE'MİZE DESTEK VERİYORUZ”
Avusturya’daki faaliyetleriyle Türkiye’ye desteğini vurgulayan Ünal açıklamalarını şu sözlerle sürdürdü: “Benim için anavatan; atalar ne demiş? Doğduğun yer mi, doyduğun yer mi? Tabi ki doğduğumuz yer çok önemli. Çünkü orada annemiz, babamızın kabirleri ordadır. Büyüklerimiz orda yatıyor. Bu çok önemli bizim için, değerlerimiz için. Burası da doyduğumuz yer. Ben 43 yıldır bu ülkede yaşıyorum. Eğer biz Türkiye’mize faydalı olabiliyorsak, buradaki imkanlarla Türkiye’ye faydalı oluyoruz. Türkiye’de mi Avusturya’da mı olmak istersiniz diye soracak olursanız; bence burada olmamız Türkiye’de olmamızdan daha faydalı. Hem Avusturya için hem de Türkiye için. Türkiye’de bizim gibi insan sayısı çok. O görevi fazlasıyla yapıyorlar. Daha güzel yapıyorlar. Ama burada ihtiyaç var. Burada da bunu biz yapmaya çalışıyoruz. Örnek; biz ürünlerin yüzde 70’ini Türkiye’den getiriyoruz. Farklı ürünler ve farklı markalar var. Marmara zeytininden Rize çayına kadar birçok ürün var. Bunların hepsi Avusturya’ya gelip bu ürünlerini pazarlamaya kalksalar, hepsi ayrı ayrı şirket kurmaları lazım, eleman tutmaları lazım, yer tutmaları lazım. Bunu yapmaları mümkün değil. Biz hepsinin adına burada o görevi üstlendik ve yapıyoruz. Dediğimiz gibi ticaret elçisiyiz ve en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla bizim Türkiye’deki insanımızda burada olmamızı istiyor bence Türkiye’de olmamızı değil.”