Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 9 Haziran’da AP seçimleri akşamında ülkeyi erken seçime götürecek karara imza attı.
Ulusal Meclis’i fesheden Macron, 100 yıl sonra Yaz Olimpiyat Oyunları’na 26 Temmuz-11 Ağustos’ta ev sahipliği yapacak ülkesini tekrar seçim maratonuna soktu.
Seçimin ilk turunun düzenlendiği 30 Haziran’da, aşırı sağcı Ulusal Birlik (RN) partisi ve müttefikleri, geçerli oyların üçte birine karşılık gelen yaklaşık 10 milyon seçmenin oyunu topladı.
Aşırı sağcı ittifak yüzde 33,15 oyla birinci, sol partilerin oluşturduğu Yeni Halk Cephesi ittifakı ise yüzde 28 ile ikinci sıraya yerleşti. Macron'un "Cumhuriyet İçin Hep Birlikte" ittifakı ise yüzde 20 oyla üçüncü sırayı aldı.
İlk turda seçimin en büyük kaybedenleri, Macron ittifakına ilaveten, oy oranı yüzde 6,6'ya gerileyen merkez sağdaki Cumhuriyetçiler Partisi oldu.
2022'de düzenlenen bir önceki genel seçime göre aşırı sağın oyu 14 puan ve sol ittifakın oyu 2 puan artarken oy kaybı Macron ittifakında 6 puan ve Cumhuriyetçilerde 4 puan oldu.
Kritik seçimin ikinci turunda 501 milletvekili daha seçilecek
Fransa seçimlerinde meclisteki 577 sandalyeden 76'sı ilk turda sahiplerini bulurken kalan 501 sandalyenin kazananları, 7 Temmuz'da düzenlenecek ikinci turda belli olacak.
İlk turda seçim bölgelerinde yüzde 50 oy oranına ulaşarak belirlenen 76 milletvekilinden 39'u aşırı sağ, 32'si sol ittifak, 2'si Macron ittifakı ve kalan 3'ü merkez sağdaki Cumhuriyetçiler ve diğer sağ partilere ait oldu.
İlk turda milletvekili seçilen isimler arasında Ulusal Meclis’te 28 Mayıs’ta Filistin bayrağını açarak 15 günlük men cezası alan Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) partili Sebastien Delogu ve aşırı sağcı lider Marine Le Pen de yer aldı.
Kalan 501 seçim bölgesinde düzenlenecek ikinci turda, ilk turda en az yüzde 12,5 oy oranı elde eden adaylar yarışabilecek ve en çok oyu alan aday milletvekili seçilecek.
İlk turda RN, 577 seçim bölgesinden 258’inde ilk sırayı alırken aşırı sağın 485 adayının 2. tura girmeye hak kazandığı açıklandı.
İkinci tura kalan diğer isimler arasında Sosyalist Parti (PS) üyesi eski Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, eski Başbakan Elisabeth Borne, mevcut Başbakan Gabriel Attal, İçişleri Bakanı Gerald Darmanin'in yanı sıra İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun yakın dostu merkez sağcı Cumhuriyetçiler (LR) partili Meyer Habib yer aldı.
İkinci turda aşırı sağın çoğunluğunu önlemek için işbirliğine gidildi
Cumhurbaşkanı Macron, ilk tur sonuçları açıklandıktan kısa süre sonra “bir oy bile RN’ye gitmemeli” diyerek, aşırı sağa karşı "geniş, açıkça demokratik ve cumhuriyetçi bir birleşme” çağrısında bulunurken aşırı solcu LFI lideri Jean-Luc Melenchon ise “İlkelerimize uygun olarak, hiçbir yerde RN'nin kazanmasına izin vermeyeceğiz." diye konuştu.
Melenchon, ikinci turda RN’nin birinci, sol ittifakın ise üçüncü çıktığı her seçim bölgesinde adaylarını geri çekeceklerini bildirirken Macron cephesi de aşırı sağın kazanma ihtimali olduğu seçim bölgelerinde “cumhuriyet değerlerine sahip” adayların desteklenmesi çağrısında bulundu.
Böylece sol ittifak, aşırı sağa karşı seçimi kazanma ihtimali olan her adayı destekleme sözü verirken, benzer bir işbirliği taahhüdünde bulunan Macron cephesi, bu işbirliğini aşırı solcu LFI’yi dışarıda tutarak sınırlandırdı.
Aşırı sağa karşı Macron ittifakının, sol ittifak kadar keskin bir duruş sergilememesi, ülke basınında eleştirildi.
Ülkenin önde gelen sol gazeteleri L’Humanite ve Liberation, seçimin ikinci turunda aşırı sağa karşı birleşilmesi gerektiği mesajını 2 Temmuz tarihli manşetlerine taşıdı.
Ülke tarihinin önemli sol simalarından olan eski PS Başkanı Jean Jaures’in kurduğu asırlık L’Humanite gazetesi, kırmızı fonlu kapağında Macron’un fotoğrafıyla beraber "Çekil, Direndiğini Göster" çağrısına yer verdi. Gazete manşetinde, Macron’un belirsizlikten çıkıp RN’nin kazanma ihtimali olan tüm seçim bölgelerinde, arka sıralarda kalan adaylarının çekmesini talep etmesi gerektiği belirtildi.
Liberation gazetesi Macron’un resmine yer verdiği benzer bir manşette, "RN’ye Karşı Çekil, Direndiğini Göster" ifadesini kullandı. Gazetede, ortak bir stratejisi olmayan Macron kanadının bölündüğü, bunun seçimin ikinci turunda aşırı sağı güçlendirme riski taşıdığı değerlendirmesine yer verdi.
Aşırı sağın Meclis’teki olası mutlak çoğunluğu Macron ve solcuların işbirliğine takılabilir
İlk tur seçimlerinde aşırı sağın en çok oyu alarak birinci parti çıkması, aşırı sağcı bir hükümet istemeyen merkez partileri ve solcuları üstü kapalı işbirliği yapmaya itti.
2022'deki bir önceki genel seçimlerde ikinci tura 3 adayın kaldığı seçim bölgesi sayısı 8 olurken bu seçimlerde 3 adayın yarışacağı seçim bölgesi sayısında benzeri görülmemiş bir artış yaşanması, aşırı sağın mecliste mutlak çoğunluğu elde etmesini önlemek için Macron ve sol ittifakın işbirliğini zorunlu hale getiriyor.
306 seçim bölgesinde 3 aday ikinci tura kalırken halihazırda aşırı sağcı adayların kazanma şansını azaltmak için diğer partilerden 200’den fazla aday seçim yarışından çekildi. Macron’un “Cumhuriyet için hep birlikte” ittifakından 81, solcu Yeni Halk Cephesi ittifakından ise 127 aday, oyların bölünüp aşırı sağın avantaj sağlamaması için yarışı bıraktı.
Fransız basınına göre, 108 seçim bölgesinde ise 3’lü yarış devam edecek.
Mevcut kabinede Kırsal Alandan Sorumlu Bakan Dominique Faure, X hesabından, ikinci tura kalmasına rağmen Macron ve Başbakan Attal’ın talimatı üzerine adaylığını çektiğini duyurdu.
Faure, aday olduğu Haute-Garonne’un 10. seçim bölgesinde ilk turda oyların yüzde 28,99’unu toplayarak 3. sırada bitirdi. Aynı bölgede, Yeni Halk Cephesi ittifakının adayı ilk turda birinci, aşırı sağın adayı ise ikinci oldu.
Fransızların çoğu aşırı sağın Mecliste salt çoğunluğa ulaşmasını istemiyor
Üstü kapalı ittifakın ikinci turda aşırı sağa karşı ne kadar başarılı olacağı tam olarak bilinmezken Ifop şirketinin LCI kanalı için yaptığı anket sonuçlarına göre Fransızların yüzde 63’ü aşırı sağcı RN’nin Ulusal Mecliste salt çoğunluğu elde etmesine karşı.
Anket sonuçları, Yeni Halk Cephesinde yer alan aşırı solcu LFI’den bir adayın aşırı sağa karşı yarıştığı durumda seçmenlerin daha kararsız kalacağına işaret ediyor.
Bu durumda, ikinci turda Macron ittifakı seçmenlerinin yüzde 66’sı solcu adaydan yana oy kullanacaklarını belirtirken, cumhuriyetçi seçmenler ise yüzde 59 oranında aşırı sağcı adaya oy vereceklerini belirtiyor.
Aşırı sağ salt çoğunluğu sağlarsa ülke “kohabitasyon” sürecine gidebilir
İkinci turda aşırı sağın salt çoğunluğu elde ettiği bir sonucun çıkması halinde Macron, aşırı sağcı bir başbakan atamak zorunda kalabilir.
Zorunlu olmasa da Macron’un demokratik ilkeler ışığında böyle bir adım atması ülkeyi 22 yıl sonra yeniden bir “kohabitasyon” dönemine sürükleyebilir.
Kohabitasyon döneminde farklı partilerden olan cumhurbaşkanı ve başbakan ülkeyi birlikte yönetiyor.
Ancak bir önceki kohabitasyon süreçleri ülke yönetiminde “çift başlılığa” neden olduğu için bu konuda bir önlem alınmış ve 2000 yılında yapılan anayasal reform ile cumhurbaşkanının görev süresi 5 yıla indirilerek, milletvekilleriyle aynı süreye getirilmişti.
Fransa’da siyasi gelenekler kapsamında genel seçimlerinde ikinci turun ardından başbakan, 24 saat ile 48 saat içinde cumhurbaşkanına istifasını sunuyor. Bu kapsamda, 2024 Paris Olimpiyatları'na 1 aydan az süre kalmasına rağmen Başbakan Gabriel Attal’ın da istifasını sunması bekleniyor.
Uluslararası spor etkinliği için kritik bir görev üstlenen İçişleri Bakanı Gerald Darmanin ise iktidarın genel seçimleri kaybetmesi durumunda birkaç haftalığına bile görevde kalmayacağını daha önce duyurdu.
Sol ve merkez partilerin işbirliği stratejileri işe yaramaz ve aşırı sağ mecliste çoğunluğu sağlarsa RN'nin aday gösterdiği Jordan Bardella’nın başbakan olarak atanmasını gerekebilir. RN lideri Marine Le Pen, partisinin mecliste çoğunluğu elde etmesi halinde hükümeti istediklerini, aksi halde muhalefette kalacaklarını belirtiyor.