RTÜK Üst Kurulu’nun oy çokluğu ile aldığı, “Frekans tahsis ücretini ödemeyen televizyon kanallarının yayınının durdurulması” kararının Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından iptal edilmesini değerlendiren Üst Kurul Üyesi İlhan Taşçı, “Karar alınırken muhalefet eden tek kişi bendim. Kararımın ne kadar doğru olduğunu AYM de tescilledi” dedi.
AYM, geçen hafta aldığı kararla kanal ve frekans tahsis ücretini ödemeyen bir televizyonun yayınının durdurulmasını Aanayasa ihlali olarak değerlendirdi. Kararda, “Basın özgürlüğüne yönelik sınırlamaların, bireylerin haber alma hakkını da temin ettiğinden daha katı ölçütlere tabi olması gerekir. Bu çerçevede öngörülen tedbirin kuralla ulaşılmak istenen amaç bakımından zorunlu olmadığı, sınırlamayla hedeflenen kamu yararı ile ifade ve basın özgürlüğü arasında bulunması gereken makul dengenin kurulamadığı sonucuna ulaşılmıştır” denildi.
AYM’nin değerlendirmesinin isabetli olduğunu bildiren RTÜK Üst Kurulu üyesi Taşçı, “Frekansları iptal edilen yayıncıların pek çoğu yerel ve küçük ölçekli kuruluşlar. İptal edilenler arasında kuşkusuz RTÜK’ün uyarı ve çağrılarına kasıtlı olarak kulak tıkayan ve uymayan kötü niyetli yayıncılar da var ancak son dönemdeki ekonomik krizin yayıncıları etkilediği de önemli bir gerçektir” dedi.
'SEKTÖR ÇÖKTÜ'
Çok sayıda yerel yayıncının yayın yapmaya yetecek geliri dahi elde edemediğini, sektörde bir çöküş yaşandığını vurgulayan Taşçı, “Yasanın yerel yayıncıları yok sayan, ulusal yayın yapan büyük aktörlerle aynı kategoride değerlendirmesinin sakıncaları burada ortaya çıkmıştır. Mevcut yasa güncellenmelidir. Ülkenin ekonomik koşulları göz önünde bulundurularak yayıncılara bir kez daha uyarı yapılıp belli süreler verilmeli, buna da uyulmaması halinde frekans iptali yoluna gidilmeli. Diğer türlü gerçekten iyi niyetle yayıncılık yapmaya çalışan ancak ekonomik kriz nedeniyle bu olanağını yitiren yayıncılar çok ağır bir cezayla karşı karşıya kalmış oluyorlar” diye konuştu.
'ÇOK KANALLI AMA TEK SESLİ'
Ülke yayıncılığının çok kanallı ancak tek sesli bir hal aldığını, frekansların iptal edilmesi uygulamasının da bu duruma hizmet edeceğini dile getiren Taşçı, “Türkiye’de son dönemde giderek artan çok kanallı tek sesli yapı karşısında bu iptaller basın özgürlüğü alanını daha da daraltmakta. Neredeyse farklı düşünenler seslerini duyurabilecek kanal bulamıyor. Bu yetmezmiş gibi bir de frekans iptalleriyle özgürlük alanı daraltılmak isteniyor” dedi.