Türkiye'nin elindeki en büyük dış politika kozu sudur. Bu koz iyi kullanıldığı durumda
Ortadoğu'nun yeniden çizilecek sınırlarında Fırat ve Dicle suları ile Kıbrıs adasına
götürülecek su Türkiye'nin elini çok fazla güçlendirecektir.
GAP Çekim merkezi olur mu?
Bu sorunun yanıtı sulama projelerinin çok iyi planlanmasında yatmaktadır.
Sadece ülkemiz için değil ama aynı zamanda tüm bölge için çok büyük bir önem taşıyan suya
dayalı entegre kalkınma projesi olan GAP’ta sulama yavaş ilerliyor. Bunun açıklanabilir
teknik ve altyapı hazırlamadan kaynaklanan nedenleri var. Bu projede sulamanın
geliştirilmesinin hızlandırılması önemli. Ancak bunun yanısıra sulamayla ilgili aşağıdaki bir
diğer hususa da dikkat edilmesi gerekiyor.
2
GAP'ta sürdürülebilir sulama için ucuz enerji gerekli
Ülkemizde mevcut bazı pompajlı sulama projelerinin yüksek enerji maliyeti nedeniyle ya
etkin olarak çalışmıyor yada hiç çalıştırılamıyor. Bu durum suyun kullanımında enerjinin
kilit rol oynadığına önemli bir örnek. Bu konu GAP için de oldukça önemlidir. GAP’ın
planlanan sulamalarının tümünün alan olarak % 54’ü pompaj sulaması.
GAP kapsamındaki sulamalarda ciddi miktarda enerji kullanacak ve bu enerji bedelleri
çiftçiler tarafından diğer işletme giderleri ile birlikte ödenecek. GAP'ta bir ürün deseni
planlaması yapılmış. Şimdilik buna uyulmuyor ama uyulacak olsa bile iki veya üç kademeli
pompajlarda maliyet açısından sürdürülebilir tarım yapmak çok zor. Enerji bedelinin bu
projelerde ödenebilirlik seviyesinin üzerinde olması halinde, bu projeler atıl kalır. Bu nedenle
GAP’ta sulamaların sürdürülebilir olarak işletilmesi ürün deseni planlamasının enerji
maliyetlerini karşılayabilmesine doğrudan bağlıdır.
Bunun için de hem enerji maliyeti hem de ürün deseni konusunda çok akılcı bir
plan uygulamaya konulmalıdır.
Ürün deseni ve enerji maliyeti
GAP'taki pompajlı sulamalarda sürdürülebilir tarımın birinci şartı ucuz enerji ikinci şartı ise
üretim zincirinin tohumdan ürüne değil tohumdan mamul maddeye uzanmasıdır. Aslında
enerji maliyeti düşük olan cazibeyle sulanan birçok tarım işletmesinde sürdürülebilir tarımın
temel şartı budur.
GAP’taki Bazı Pompaj Sulamaları
Daha önce de belirtildiği gibi GAP Bölgesindeki toplam sulama sahasının %46’sı suyun kendi
ataleti ile sulanacak , %54’ü ise pompajla sulanacaktır. Örneğin Atatürk Barajından
sulanacak alanın %46’sının pompaja ihtiyacı vardır. Uzmanlar bugünkü enerji maliyetleriyle
bu tip tesislerin tam işletme ve bakım masraflarının ancak mevcut su ücretlerinin 10-20 katı
olmasıyla karşılanabileceğini ileri sürüyor. Örneğin Birecik Barajının pompaj için gerekli
enerji gereksinimi 50 $/da/yıl . Bu da mevcut pamuk su ücretinin yaklaşık 20 katı.
Şimdiden Çözüm aranmalı
Bu koĢullar proje tamamlandığında kullanılacak elektrik enerjisinin ücretlerinden
kaynaklanabilecek sorunlara şimdiden çözüm aranması gereğini ortaya koyuyor.
2005 yılında GAP Bölge Kalkınma idaresi Bakanlığı ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı
arasında imzalanan protokol çerçevesinde, “GAP Sulamalarında Enerji Maliyetinin Ürün
Maliyetinin içerisindeki Payı” konusu araştırılmıştır.
Bu çalışmada, GAP Bölgesi kapsamında sulamaya açılan ve açılacak olan Dicle Kralkızı Sağ
Sahil Pompaj, Yaylak ve Bozova Pompaj, Nurdağı-Gedikli Pompaj ve Viranşehir YAS (halk
sulaması) sulamalar ele alınmıştır.
Enerji Masrafı toplam maliyetin % 2'si ile % 17'si arasında
Elde edilen sonuçlar enerji masraflarının toplam masraf içindeki payı’nın bitkiye ve
uygulanan sulama yöntemine göre %1, 7 ile % 17 arasında değiştiğini göstermiştir (GAP BKĠ
2005). Yine yapılan bu çok değerli ve kapsamlı çalışmanın raporunun sonuç bölümünde
aşağıdaki tespitlere yer verilmiĢtir.
3
“Tarımda enerji ücretinin seviyesi diğer sektörler ile mukayese edildiğinde yüksektir. Ülkemiz
genelinde inşa edilmiş bazı pompaj sulama projeleri yüksek enerji maliyeti nedeniyle ya etkin
olarak çalışamamakta yada hiç çalıştırılmayarak atıl tesisler haline gelmektedir. Bu kötü
örneklerden hareketle, GAP genelinde inşa edilecek ve büyük terfi istasyonları kullanılacak
olan sulama projelerinde benzer sorunların yaşanmaması ve etkin olarak çalıştırılarak ülke
ekonomisine katkı sağlayabilmesi için, bu alanlarda kullanılacak enerjilerin
ücretlendirilirken bu hususların dikkate alınmasında fayda olacaktır. Kaldı ki günümüzde
üretim nicel olarak değil nitel olarak önem kazanmaktadır.
Bunu sağlamak ise ancak teknolojinin üretime yoğun olarak girmesi ile mümkün olabilecektir.
Teknolojiyi teşvik amaçlı olarak enerji bedelinde yapılacak indirim kalitenin artması ile elde
edilecek olan katma değer artısı ile çok rahat kapatılabilecek bir husustur. Üretimde oldukça
önemli bir yekun tutan girdi maliyetlerinin azaltılmasında enerji bedelinin düşürülmesi çiftçi
ve sulama örgütleri açısından ciddi bir destek olacaktır."
GAP'taki su, enerjide teknolojinin sunduğu olanaklarla bugünden etkili adımlar atılmasını
bekliyor. Yoksa GAP'taki pompalar başta gösteri amacıyla çalıştırılsa bile sonradan
durur. Pompalar durursa şu Fırat'ın suları en gerekli alanlarda toprakla buluşmaz. Bunun
sonucunu şimdiden görmek gerekir. Hüsran olur.
Çünkü bölgesel bir güç ve küresel bir aktör olmaya soyunan Türkiye'nin en güçlü yanı
stratejik öngörüleri olmalıdır.
AÇIKLAMA
GAP'ta Pompalar Çalışmaz Yazıma Gelen Açıklama
USGAM Uluslararası Strateji ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi web sayfasında 09
04 2013 tarihinde yayınlanan GAP'ta Pompalar Çalışmaz Yazıma DSİ Genel
Müdürlüğünden gelen açıklama aşağıda sunulmaktadır.
Sayın Dursun YILDIZ;
Sayın Bakanımız Prof. Dr. Veysel EROĞLUNA hitaben yazmış olduğunuz GAP ile ilgili
yazınız incelenmiş olup cevap aşağıda tarafınıza sunulmuştur.
Güneydoğu Anadolu Projesi bir entegre kalkınma projesi olup, söz konusu proje ile proje
kapsamındaki bölgenin milli gelirden aldığı payın arttırılması ve gelir seviyesi artışı ile
birlikte sosyal-kültürel gelişmeyi de beraberinde getirmesi öngörülmektedir. Gelir seviyesi
artışını sağlayacak temel faktör ise tarım sektörü olacaktır. Tarımsal üretim ile başlayan süreç,
daha sonra tarımsal sanayinin gelişmesi ile tamamlanacaktır.
Bilgi notunda GAP'taki ürün deseni, enerji kullanımı, pompaj masrafları ve su kullanımı
arasındaki ilişkinin irdelendiği görülmüştür.
Projeli ürün deseni oluşturulurken aşağıda yer alan hususlar dikkate alınmaktadır.
4
1-AraĢtırma kurumlarının araştırma sonuçları (üniversiteler, Tarım Araştırma Enstitüleri vs)
2-Mahalli kurumları araştırma sonuçları (Tarım İl ve İlçe Müdürlükleri vs.)
3-Nispi avantaj ve mutlak gelir ilkesi
4-Ürünlerin iç ve dış pazar talepleri
5-Tarıma dayalı sanayi kuruluşlarının kapasiteleri
6-Ġkinci ürün ekilebilme koşulları
7-ĠĢletmelerin işgücü kapasiteleri
8-Türkiye’nin genel tarım politikaları ve kalkınma planı hedefleri
9- Etüdü yapan ziraat mühendisinin görüşleri
10-Toprak koruma ve mera kanunu
11-Arazi çalışmaları sonuçları
12-Etüt alanının arazi tasnif ve drenaj raporları, sulama suyu analiz sonuçları
13-Proje alanının genişliği
14-Sulanan benzer alanların durumu
15-Mahalli çiftçilerin eğilimleri
16-Örnek çiftçi çalışmaları
17-Yörenin ekolojik koşulları
18-Münavebe sistemi
Bu hususlar çerçevesinde su kullanımının, ekonomik getirinin, projenin ekonomik ömrü
dolduğunda toprağın yok olmadan muhafaza edilmesi maksadı ile çevresel faktörlerin,
ekolojik koşulların ve çiftçilerin daha fazla para kazanma istekleri nedeni ile nispi avantajı
yüksek ürünlere yöneleceği gerçeğinden hareketle en uygun desenler seçilmeye
çalışılmaktadır.
Su kaynaklarının tarımsal üretime katkısında bir araç olarak kullanılan pompajlı sulama
tesislerinin yatırım maliyeti dışında işletme ve bakım giderleri de önemli bir yer tutmaktadır.
İşletme ve bakım giderleri içerisindeki en büyük pay ise enerji maliyetidir.
Pompaj sulamalarda enerji masrafının düşürülmesi için iki ana unsur olan kullanılan su
miktarının azaltılması ve elektrik maliyetini düşürmeye yönelik tedbirlerin alınması
gerekmektedir. Elektrik maliyetinin azaltılması tarımsal elektrik tarifesinin düşürülmesinin
yanı sıra çok zamanlı tarifeden yararlanılmasına bağlıdır. Bununla birlikte elektrik fiyatlarının
düşük olduğu zamanlarda arazi şartlarının uygun olması durumunda suyun depolanarak diğer
saatlerde kullanımı için günlük regülasyon sağlayacak depolamaların yapım imkanlarının
araştırılması önem arz etmektedir. Bu konuda gerek işletmedeki gerekse henüz hayata
geçmemiş projeler için Kuruluşumuzca çalışmalar yürütülmektedir.
Sulamada kullanılan su miktarının azaltılması için ise mevcut klasik sulama yöntemlerinin
yerine basınçlı sulama yöntemleri ile sulama yapılmalıdır. Tarımsal elektrik tarifesindeki
yapılandırmalar Kurumumuz görev ve sorumluluğunda bulunmamaktadır.
Pompajlı sulamalarda sürdürülebilir sulama işletmeciliğinin ve tarımsal sulama faaliyetlerinin
devamlılığının sağlanabilmesi için Kurumumuzca idari ve teknik tedbirler alınmaktadır.
Kurumumuzca inşa edilerek işletmeye alınan sulama projelerinin, işletme bakım ve yönetim
sorumluluğunun devredildiği sulama birliklerinin idari yapılarının, görev ve sorumluluklarının
belirlendiği 6172 sayılı “Sulama Birlikleri Kanunu” 22.03.2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Bu kanun ile sulama birlikleri görev alanı içerisinde su miktarına bağlı olarak ekilecek bitki
desenini, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın ilgili birimleri ile işbirliği yaparak
planlamakla sorumlu tutulmuşlardır.
5
Dolayısıyla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın elektrik borcu sebebiyle işletmede
zorluk çekmekte olan işletmelerde yağmurlama ve damlama sistemlerine geçiş ile su tüketimi
düşük ürünlerin tercih edileceği bitki patenini belirleyerek teşvik etmesi de önem arz
etmektedir.
Pompajlı sulamalarda sürdürülebilir işletmecilik için iki önemli kaynaktan biri olan suyun
tasarruflu kullanılması için sulama teknolojisindeki ilerlemelere bağlı olarak suyun
gereğinden fazla kullanıldığı geleneksel sulama yöntemlerinin değiştirilmesi ve pompaj
tesislerinin rehabilite edilerek damla ve yağmurlama sulama gibi modern sulama sistemlerine
geçilmesi ile aynı ürün pateni ve aynı saha için kullanılan su miktarı asgari %20
mertebelerinde azalmaktadır.
Pompajlı sulama tesislerinin işletme, bakım ve yönetim sorumluluğunun devredildiği sulama
birliklerinin, Kuruluşumuzca hazırlanan “Rehabilitasyon”, “İyileştirme” ve “Bak-Onar”
projelerine başvuru yapmaları gerekmektedir.
Tarımsal sulama elektrik tarifesi abonelerine uzun yıllar düşük bir fiyatla enerji satışı yapılmış
ancak 19.01.2002 tarihli ve 24645 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren
08.01.2002 ve 4736 sayılı Kanun ile “Kamu kurum ve kuruluşlarınca üretilen mal hizmet ve
bedellerinde işletmecilik gereği yapılması gereken ticari indirimler hariç herhangi kişi ve
kuruma ücretsiz veya indirimli tarife uygulanmaz.” hükmü gereği tarımsal sulama abone
grubu fiyatları 2002 tarihinden itibaren yeniden belirlenmiştir.
1990-1995 yılları arasında
uygulanan tarife bedelleri incelendiği zaman tarımsal sulama abone gruplarına uygulanan
elektrik tarife ücreti, sanayi abone gruplarına uygulanan elektrik tarife ücretinin %30-40’ı
oranında iken, 1996-2002 yılları arasında ortalama % 63’e yükselmiştir. 01.04.2013 tarihinde
EPDK tarafından belirlenen ücret tarifesine göre dağıtım sistemi kullanıcıları dikkate
alındığında, sanayi grubu ve tek zamanlı tarifede bulunan aboneler için belirlenen ücret 20.86
kWh/TL iken bu değer tarımsal sulama aboneleri için 22.01 kWh/TL olarak belirlenmiştir.
Sulama suyunun ve enerjinin daha verimli kullanılması ile enerji maliyetlerinin düşürülmesi
maksadıyla, suyun tasarrufunu esas alan indirimli bir tarımsal tarife sistemine geçilmesi
konusunda Kuruluşumuzca yapılan çalışmalar hakkında ilgili Kurum ve Kuruluşlar
bilgilendirilmiş olup, uygulanmasına yönelik görüş ve öneriler beklenmektedir.
Kurumumuzca inşa edilerek işletmeye açılan, işletme, bakım ve yönetim sorumluluğu çeşitli
kurum ve sulayıcı örgütlere devredilen pompajlı sulama tesislerine ilişkin yapılan “Devir
Sözleşmesi” hükümlerinde yer alan; “Faydalanan kendi adına TEDAŞ’a abone olacak ve
enerji bedelini TEDAŞ’a doğrudan kendisi ödeyecektir. TEDAŞ ile faydalanan arasında
yapılacak olan elektrik satış sözleşmesinin hükümleri ile DSİ’nin herhangi bir ilişkisi
olmayacaktır.” ibaresinde belirtildiği üzere çalışma esaslarının uygulanabilmesi hususu esasen
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın görev ve sorumluluğundadır.
Günümüzde gıda fiyatları, enerji fiyatlarına göre göreceli olarak düşük görünse de
önümüzdeki yıllarda küresel ısınma ve bunun getirdiği kuraklığa bağlı olarak ürün arzında
yaşanacak sorunlar, petrol fiyatlarındaki artışların üretim girdileri ve nakliye gibi maliyet
unsurları üzerindeki olumsuz etkileri, biyoyakıtların üretiminin desteklenmesine bağlı olarak
tarımsal alanların azalması, gelişmekte olan piyasalara sahip ülkelerde hızlı büyümeden
kaynaklanan refah artışı ve bunun getirdiği et ve süt talep artışı dolayısıyla yem bitkilerine
olacak talebin artması, mali piyasalarda mal borsalarına giren sermayenin oluşturduğu
spekülatif etkiler ve ihracatçı ülkelerin ticareti kısıtlayıcı tedbirler uygulamaları gibi
sebeplerle gıda fiyatlarında yükselme trendine girileceği beklenmektedir. Sonuç olarak,
ileriye dönük olarak tarım ve gıda ürünleri fiyatlarının bundan önceki yıllarda izlediği seyre
dönemeyeceği, enerji ve diğer üretim girdisi maliyetlerindeki artışların etkilerinin sınırlı
kalacağı varsayımıyla tarımda yapısal sorunlarını bir ölçüde çözebilmiş bir Türkiye’nin tarım
ve gıda ürünlerinde rekabet gücünü yükselterek tarımsal gelirini artırması önemli bir hedef
olarak ortaya konulabilir. Bahsedilen bilgi ve düşünceler ışığında önümüzdeki yıllardaki
ekonomik geliĢmelerin gıda üretimine yönelik tarımsal projeler lehine olacağı
düşünülmektedir.
Gereğini bilgilerinize rica ederim