İyi bir hafta temenni ederim tüm okuyucularıma.Biliyorsunuz sizlere yaşanmış geçmişteki hadiselerden veya günümüzde anlık olan olaylardan yazılarımı kaleme alıyorum.
Uzun zamandır şahsımın hayatı ile ilgili yazılarla kendimden bahsediyorum,çünkü bu konular ülkeyi ilgilendiren çok ciddi konular.
Geçmiş tarih yani bir devletin,milletin ve şahısların yaşadıkları olaylar geçmişteki tarih dediğimiz olguyu oluşturur.
Hepimizin aile geçmişi,seceresi onların ve bizim yaşadıklarımız iz bırakır ve bu olaylar ve hadiseler zinciri kendi tarihimizi oluşturduğu gibi devletimizin iç ve dış tarihinin oluşumunda kendince yerini alır.
Devletimizin tarihini oluşturan binlerce insanın emeği vardır.
Bunların bazıları su üstüne çıkar zaman içinde bazıları hiç bilinmez gizli kalır ortaya çıkıcak olsa bile belirli egemen yapılar tarafından uluslararası platform içinde bile baskılanır ortaya çıkması engellenir ve her anlamda yok sayılarak görmemezlikten gelir.
Bunu yapmalarının sebebi eğer PANDORANIN kutusu açılırsa onlar için en önemli olan haksız yere olmadıkları olaylar içindeki hadiselerden başkasının tarihinin üstüne çeşitli şuçları işleyerek sanki yapılan işler kendilerince yapılmış gibi KONULARIN üstüne oturmak.
Bunu yapanlar çok ciddi anlamda ülke tarihine içerde ve dışarda yön vermişler ve ülkenin gittiği İSTİKAMETİ oluşturup ,YELKENLERE kendi estirdikleri rüzgarları doldurmuşlardır.
Bu gerçek tarihin içinde olan ve bu tarihe ek yapan kimseleride devamlı aşağıya çekmişler her daim onun aile ve sosyal toplum yaşamına,ekonomisine gizli saldırılar yaparak aşağıya çekerek kendi sistemlerini çalarak oluşturdukları yapıyı ayakta tutmuşlardır.
Görüntüde ahlak,din ve vatanseverlik argümanlarını toplum önünde önde götüren bu kişiler ağzından bunları hiç eksik etmiyorken, başka kişilerin İSMİNİ ağzına almaz hiçbir yerde geçmesini istemez.
Tabi devletin kozmik kurumları içindeki yapılanmaları ile bu tip baskılamaların en iyisini her türlü şuçu işleyerek yapabilme kabiliyetleri vardır.
Geçtiğimiz günlerde hükümet yanlısı bir gazetenin SAKARYALI bir gazete köşe yazarından şimdilik isim vermeyeceğim bir evi var sanki bu güç kendinin hayata yeni gözlerini yummuş bir hanfendi için kaleme aldığım bir yazımdan dolayı aşkı bile sahte diye yazı yazdı.
Bu arkadaşımız devletin en tepesine danışmanlık yapmış bir kişi .
Bizde bir laf vardır asıl sahiplerinin sesi.Sakarya’lı asıl sahipleri iyi bilir ağızlarında görevleri esnasında geldikleri kürdanları ile karnımız tok havası verdikleri YEŞİLKÖY günlerini.
Yeşilköy ile FLORYA girişinde şimdi toplu konut sitesi olan bir alan vardı.
Bu alanda ülkemizin ilk plak fabrikası vardı benim çocukluğumda metruk dururdu.
İsmi EMİ plak fabrikası GRAFSON sahibinin sesi amblemi olan ,GRAMOFON dinleyen yavru köpek resimli.
O yıllarda geldiklerinde semtimize yine bir dairemiz vardı orda ailecek mutlu huzurlu çekirdek bir aile olarak oturuyorduk.
Adım ALP TUFAN rahmetli babamı kaybettikten sonra hiçbir aile ölüm ilanında adımı doğru basmadılar hep ALİ TUFAN diye bastılar,SPOR yazarı,gazeteci ,futbol sipikeri sayın İLKER YASİN beyle gençliğimizde küçük bir hadisemiz oldu onda bile gazetelere mesleğimi FOTORAFÇI ALP TUFAN olarak verdiler.
Ben meşhur olmak niyetinde değilim meselem başka sadece size örnek olarak bunları anlatıyorum.
Ömrümün son kırk yılında etrafımı takip o etrafımın attığı çamurları temizlemek ile geçti.
Hiç yılmadılar hiç durmadılar her ayağa kalktığımda bir daha vurdular.
Ama yılmadım bugün tüm imkansızlıklarla yine mücadele veriyorum ailemi ve kendimi korumak için.
Artık ülkem diyemiyorum çünkü onu korumak için bir mücadelem olamaz her türlü yok sayıldığın bir yerde bir şey yapmana imkan yok artık savaşmaktan halimde kalmamış.
Sizlere rahmetli AYTUNÇ ALTINDAL yıllarca anlattığı konularda aslında bizim geçmiş aile seceremizi ve hadiseleri anlatıyordu.
Bunu yapmasındaki nedende kendi yapılanmaları için pisikolojik harp faaliyetiydi.
Sayın SADETTİN TANTAN beyi ilk tanıdığımda YEŞİLYURT SPOR KULÜBÜNDE o zaman yıl 1986 daha TAPINAK ŞÖVALYELERİNDEN bahsetmiyordu.
Sayın UĞUR DÜNDAR beyefendiyi ilk 1977 yılında tanıdığımda semtimizde daha ALTIN gibi sarışın tüm ülkenin konuştuğu yakışıklı başarılı ülkenin delikanlısı idi,tüm genç kızlar ona aşıktı.
Şimdi çaktırmadan haber geçiyorlar tetikçi gazetecilik yapıyor diye,inanmayın.
Karakol’da şaşmadık mahkeme esnasında söylediklerimiz ve yazdıklarımızdan yine şaşmadık ne dediysek yine aynısını söyledik.
Buda yetmedi mayası bozuk gavur diyorlar öylemi o gavuru olduğumuz ülkelerin adaletine baş vurduk talebimiz adaletin tescili olsun dedik,yeter yorulduk.
En onurumu kıran bu ülkede kimsenin cesaret edemediği yapamadığı hadiseyi başarmış olan bir kimse olarak tam bundan yirmi altı yıl evvel mükafat alacağıma bana bunları yaptınız hiç kendime yediremedim.
İLK KANI SİZ AKITTINIZ.(RAMBO-1)
6 ŞUBAT 1981-X
15 TEMMUZ 1981-X
7 ŞUBAT 1983-X
17-25 ARALIK 1998-X
25 AĞUSTOS 2001-X
Okuduğunu düşünerek çözen bir millet devletini yücelten bir millet olacaktır.
SAYGILARIMLA,