Uzay, gözümüzün sürekli üzerinde olduğu, merak edegeldiğimiz, yeni bilgilere eriştikçe hayretimizin ve merakımızın arttığı dehşet verici sonu olmayan, gelmeyen bir boşluk ve keşfettikçe ilgimizin derinleşeceği müthiş bir bilim otağı…
Çocukluğumuzda yıldızların kaydığını düşünürdük ve içten içe merak ederdik. Sonradan öğrendikçe merakımız giderilmedi aksine daha da arttı. Göktaşlarının uzay boşluğunda oluşum süreçleri, göremediğimiz alemin esrarengiz tasavvurlarını kısıtlı olan gözümüzle gördüğümüz kadar görebildiğimiz kadar yordamaya çalışmamız kendi acziyetimize ışık vuruyordu. Kendi acziyetimizin asimetrisi olarak uzayın insanlık semasında derin bir merakın ötesinde rekabeti getirdiği ve uzayın bilinmeyenlerini dünya insanlığına getirme çabaları büyük devletlerin çok paralar harcayarak PR’a dönüştürmesi uzay merakı olanların kulaklarını onlara çevirmesine neden oldu.
Yuri Gagarin 12 Nisan 1961'de Vostok uzay aracıyla uzaya çıkarak Dünya yörüngesinde turunu tamamladı. Böylece uzaya çıkan ilk insan olmayı başarmış oldu ve bu başarısıyla birlikte uzay çağını başlattı.
Aynı zamanda uzay bilim çağı ve rekabetini de…
Dünyanın bir tepsi şeklinde olduğu düşünüldü, öküzün kafasında yaşadığımızı düşünen nesiller geldi geçti bu dünyadan. Kafasını salladığında depremlerin olduğunu ciddi ciddi savunanlar oldu. Hepsi bilim sayesinde bertaraf edildi. Uzay yolculuğu bilinmeyenleri bilinir hale getirirken soru işaretlerini daha da arttırdı.
Uzayda yaşam var mıdır sorusuna cevap arayan insanoğlu şimdilik bu soruya cevap alabilmiş değil.
Alper Gezeravcı, 19 Ocak 2024 tarihinde 00.49 itibarıyla ülkemize büyük bir gurur yaşattı ve Türkiye bu yarışta “ben de varım” dedi. Umarız bunun sürdürülebilir hedefler doğrultusunda geniş ve açılabilir açılımları getirir. Bu sayede belki gelişmiş ülkelerle rekabet etmeye başlayabiliriz.
Karakteristik olarak bir takım güruh şucu bucu, özel hayatı bu filan diyerek Gezeravcı ile ilgili karalama kampanyası başlattı.
Bi bitmediniz.
Boş dedikoduları konuşarak gereksiz insanları konuşmayalım.
Bilimselliğe odaklanmamız gerekiyor. Bilim için atılan adım çok büyük. Çok zayıf ve görünmez olduğumuz bir alanda ortaya çıkıp “biz de varız” diyebilmek Türk bilim tarihi açısından tarifsiz bir güzellik…
Gezeravcı uzaydan dönüp gelse bu tartışılan konuları görse bu tipleri uzayın boşluğuna bırakır.
Gezeravcı turistik seyahat için filan gitmiyor. Iki haftalık uzay yolculuğunda insanlık için, bilim için çok önemli 13 deney yapacak ve sonuçları paha biçilmez olacak. Sonuçların sonraki uzay yolculuklarında büyük açılımları getireceği bekleniyor.
Bu kritik eşiği geçtikten sonra yeni uzay açılımlarının planlamalarını yapmamız gerekiyor. Tarihe bir not düşülmek için yapılmamalı bu yolculuk. Arkası gelmeli. Bilim yolculuğumuz durdurak bilmeden ilerletilmeli.
Yapay zeka konusunda dünyayı dönüştürecek atılımlar konusunda yine uzaydan alıntılayacağımız konulara odaklanılmalı.
Dedikodu üretenlere değil bilim üretenlere odaklanmalıyız.
Orta ve uzun vadede hedeflerimizde şaşmadan daha fazla bilim, daha çok teknoloji, daha gelişmiş Türkiye…
https://www.linkedin.com/in/bestamibozkurt/
BESTAMİ BOZKURT