Bir Sezen Aksu şarkısıdır, bilenler bilir. Git… 1980’lerde Minik Serçe’nin en sevilen şarkılarından biriydi.
Erdoğan ve akabinde Akşener, ‘Bu son seçim’ nakaratını söylemeye başlayınca şarkı da benim dilime dolandı.
“Aslında ben de uzun zamandan beridir sana
Ayrılmak istediğimi söylemedim haydi git
Git... Git...”
Erdoğan, belli periyodlarla bu son seçimim diyerek, buruk şekilde veda etmeye hazırlanan sevgili misali vicdana oynayadursun, başkaları da zamanı gelince ‘gitme dur ne olursun’ kısmını söylemeye hazırlanıyordur eminim.
“Git... me dur ne olursun
Gitme kal yalan söyledim
Doğru değil ayrılığa daha hiç hazır değilim”
Şimdi biz büyük güçlere sahip insanlar değiliz. “Giderlerse gitsinler” diye bağırmamız için ciğer yememiz lazım…
Espri bir yana, milletin canı burnunda sevgili okur.
Her gün dayak yiyen, aç bırakılan, evladını okula gönderemeyen, sokakta yatıp kalkmaya başlayan insanlar görüyoruz etrafımızda.
Siyaset hala ‘Beni seç, beni seç’ diye bağırıyor.
Seç, bak son kez seç…
Yetmedi mi?
Yerel seçim bu, neden kendinizi öne atıyorsunuz?
Neden hizmet yarışına girmiyorsunuz?
İktidar elinizde, hizmetin alasını yapacak durumdayken, hiçbir şey yapmamışsınız, memleketi bir avuç yandaşa peşkeş çekmişsiniz, şimdi oturmuş duygu sömürüsüyle hem de dördüncü kez gideceğinizi söylüyorsunuz…
Yapmayın artık, yazık bu millete.
Hele Akşener…
konuşmak dahi istemiyorum.
Bir an evvel gitsin, hiç beklemesin…
31 Mart’tan sonra bu siyaset çok kişiye kapıyı gösterecek.
MUSTAFA ÖZBEY