Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) ile Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) tarafından kurulan ve 6 laboratuvardan oluşan Kovid-19 Tanı Merkezi, kapılarını AA ekibine açtı.
Geçen ay çalışmalara başlanan merkezde görev almak için viroloji, mikrobiyoloji, biyokimya, biyoloji, moleküler biyoloji, genetik ve tıbbi biyoloji alanlarında uzman 7 öğretim üyesi gönüllü oldu.
DEÜ tarafından başvuruları kabul edilen öğretim üyelerinin denetiminde, TÜSEB tarafından 20 laboratuvar çalışanı da istihdam edildi.
Üniversitenin "gönüllülük" esasını dikkate alarak görevlendirdiği destek personeli ile 45 kişiye ulaşan tanı ekibi, 7 gün 24 saat esasına göre çalışıyor.
Bir laboratuvardan diğerine geçiş yasak
Dünya Sağlık Örgütünün belirlediği standartlar çerçevesinde yapılandırılan merkezdeki laboratuvarlar arası geçişe güvenlik gerekçesiyle izin verilmiyor.
Laboratuvarlarda çalışan personelin yüksek güvenlikli laboratuvarlara girişi de şifreyle sağlanıyor.
Numuneler üzerinde Kovid-19 analizi yapıldığı esnada da kapıların açılışına müsaade edilmiyor.
Çok sıkı biyogüvenlik ve iş sağlığı eğitimi alan personel, maske, bone, tulum, siperlik, eldiven gibi donanımları prosedüre uygun giydikten sonra merkeze girebiliyor.
Numune kabul, örnek hazırlama ve analiz işlemleri ise laboratuvarlardaki biyogüvenlik kabinlerinde gerçekleştiriliyor.
Kit içeriğinde 2 virüs geni kontrol ediliyor, genlerden birinin pozitif, diğerinin negatif çıkması durumunda analizde kesinlik sağlamak amacıyla bireyden yeniden numune alınıyor.
Yeni numuneyle analiz tekrarlanıyor ve hata payı da minimize ediliyor.
İzmir'deki hastaneler ve İl Sağlık Müdürlüğü filyasyon ekibinden gelen numuneler analiz edildikten sonra raporlandırılıyor.
Özel havalandırma sistemine sahip tanı merkezinde, her gün yüzlerce numune üzerinde analiz yapılıyor.
Tanı Merkezi Laboratuvar Koordinatörü Prof. Dr. Hülya Ayar Kayalı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, TÜSEB ve DEÜ iş birliğinde başlatılan çalışma için gönüllü olan ve beyin takımında yer alan Prof. Dr. Mehmet Ali Öktem, Prof. Dr. Esra Erdal, Prof. Dr. Ferhat Matur, Prof. Dr. Safiye Aktaş, Doç. Dr. Güneş Özhan Baykan, Doç. Dr. Alpay Özbek'in yönetimindeki ekibin nisan ayı başında analizlere başladıklarını belirtti.
Düzenli olarak Kovid-19 testinden geçen ekibin güvenlik konusunda çok hassas olduğunu vurgulayan Kayalı, "Numuneler kesinlikle güvenli ellerde ve biz de burada güvendeyiz. Ekibe başlangıçta eğitimler, iş akışıyla ilgili bilgi verildi. Herkes ne yapacağını biliyor, önlemlerini alıyor ve güvenli şekilde çalışıyor. Analizlerimizi yapıyoruz. Tedirgin olmadığımızı da söyleyebilirim." diye konuştu.
Sağlık Bakanlığı, TÜSEB, DEÜ tarafından resmi görevlendirmelerinin yapıldığını ancak koronavirüs salgınına karşı "gönülden" çalışmanın büyük önem taşıdığını aktaran Kayalı, "Hocalarımızın hepsine, bizi destekleyen herkese çok teşekkür ediyoruz. Biz bildiğimiz işi severek yapıyoruz. Önlemler sayesinde bugüne kadar hiçbir personelimizde virüse de rastlanmadı." dedi.
30 binin üzerinde analiz yapıldı
Kayalı, merkezde günde bin 500 civarında analiz yaptıklarını ve gerekirse kapasitelerini 5 bine çıkaracaklarını ifade etti.
Bugüne kadar 30 binin üzerinde numune üzerine çalıştıklarını aktaran Kayalı, "İlk günlere göre Kovid-19 virüsü pozitif oranında anlamlı bir azalma oldu." dedi.
Sağlık Bakanlığı, Dokuz Eylül Üniversitesi, TÜSEB, İzmir Sağlık Müdürlüğüne destekleri için teşekkür eden Prof. Dr. Hülya Ayar Kayalı, salgınla mücadele kapsamında öğretim üyeleri, laboratuvar teknisyenleri, destek elemanları ve lisans üstü öğrencilerden oluşan ekiple çalışmalarını sürdüreceklerini de sözlerine ekledi.