Depremlerin ardından Antakya'ya İzmir Büyükşehir Belediyesi Eşrefpaşa Hastanesi koordinesinde gelen sağlık çalışanları, afetzedelere hizmet verebilmek için sahra hastanesi kurdu.
Hastaların tedavi alacağı çadırların kurulum aşamasında da çalışan fedakar doktorlar, muayene ettikleri hastaların ilaçlarını bağışlarla kurulan eczaneden ücretsiz tedarik ediyor.
Eşrefpaşa Hastanesi enfeksiyon uzmanı ve sahra hastanesinin koordinatörü doktor Öner Özer, 32 yıldır sağlık çalışanı olduğunu söyledi.
Özer, afetin ilk günü Hatay'a gelen ekibin yaklaşık 1 hafta çadır kentlerde görev yaptığını ifade etti.
"Otobüslerde kendimize uygun sterilizasyon üniteleri kurduk"
Daha sonra gelen ikinci grupla bölgeye ulaştığını belirten Özer, sahra hastanesinin kurulum çalışmalarını başlattıklarını söyledi.
İzmir'den araçlarla getirebildikleri kadar malzeme aldıklarını ifade eden Özer, "Küçük mobil ameliyathane getirdik. Belediye otobüslerini hasta gözlem merkezlerine dönüştürdük. Otobüslerde kendimize uygun sterilizasyon üniteleri kurduk ve hizmete başladık." dedi.
Özer, günlük hasta sayısının yaklaşık 250 olduğunu, 24 saat hizmet verdiklerini söyledi.
Kimseyi kırmadan ellerinden geleni yapmaya çalıştıklarını belirten Özer, "Çocuklara ayakkabı, içi çamaşırı ve oyuncak veriyoruz. Çok memnunlar. Gezici ekiplerimizle başka köylere de gidiyoruz. Bir hastanın, 'Ben hayatım boyunca sizin bu yaptığınızı unutmayacağım.' demesi bizi çok mutlu etti." diye konuştu.
"Onları güldürebilmek çok önemli"
Emekli çocuk doktoru Halil Mıhçı da Türkiye ve dünyanın çeşitli yerlerinde afetlerde görev yaptığını söyledi.
Afetin ardından bölgeye gelmek için talepte bulunduğuna değinen Mıhçı, Eşrefpaşa Hastanesinin organizasyonuna dahil olduklarını kaydetti.
Mıhçı, hastalara fiziksel ve psikolojik anlamda destek olmak istediklerini vurgulayarak, "Buradaki insanlara fizikselden ziyade psikolojik olarak yanlarında olduğumuzu hissettirebilmek, onları güldürebilmek çok önemli." dedi.
Hastalarıyla ilgilenirken insani duyguları da ön plana çıkarmaya çalıştığını anlatan Mıhçı, görev süresinin bitmesinin ardından fırsat olursa tekrar gelmek istediğini belirtti.
Mıhçı, çocuklara sevecen yaklaşmanın önemine dikkati çekerek, "Aile ile irtibat kuruyorum. Çocukların ateşini düşürüyor, öksürüğünü rahatlatıyor, enjeksiyon tedavisi yapmanın yanı sıra bekledikleri süre içinde hemşire arkadaşlarla gönüllerini alıyoruz. Gerekirse çay ve su veriyoruz. Buradaki oyuncakları veriyoruz." ifadesini kullandı.
"O kadar çok gönüllü var ki bana ancak sıra geldi"
Eczacı Sevgi Şimşek, Türk Eczacıları Birliğinin gönüllü olmak isteyenlere kayıt açmasının ardından işletmesini bırakıp geldiğini ve dönüşümlü olarak ekipler halinde çalıştıklarını söyledi.
Hastalara ihtiyaç duydukları ilaçları ücretsiz verdiklerini anlatan Şimşek, şöyle konuştu:
"Bizim beklentimiz yok. Depremi duyunca çok üzüldük. Ben de katkımın olması için gelmek istedim. O kadar çok gönüllü var ki bana ancak sıra geldi. Eczanemi bırakarak buraya geldim. Hastalar bizi memnuniyetle karşılıyor. Bir nebze dertlerine deva olabiliyor isek mutluyuz. Burada gerçekten çok üzücü ağır vakalarla da karşılaştık. O nedenle yardımcı olabilirsek mutlu oluyoruz."