CHP’li Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy hakkında partisine gelen şikayetler üzerine Kasım 2020’de soruşturma başlatılmış, İzmir’e gönderilen 3 CHP milletvekili, Aksoy hakkında rapor hazırlamıştı.
CHP Merkez Yönetim Kurulu, 16 Kasım’da Aksoy’u oy birliğiyle “kesin ihraç” istemiyle “tedbirli” olarak Yüksek Disiplin Kuruluna sevk etmişti. Aksoy ise 18 Kasım’da partisinden istifa ettiğini, görevine devam edeceğini duyurmuştu.
Ardından Menemen Belediyesine yönelik “zimmet ve irtikap” iddialarına ilişkin soruşturma başlatıldı. Operasyonun kapsamında Serdar Aksoy da vardı. Aksoy 24 Kasım 2020 tarihinde tutuklandı. Aksoy’la birlikte 11 kişi de tutuklandı, 7 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Gözaltına alınanlar arasında İYİ Parti İzmir İl Başkan Yardımcısı O.Y. ile İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Karabağlar Belediye Meclis Üyesi T.F.Ç’nin de bulunduğu, bu kişilerin hurda satışı işiyle bağlantılı olduklarının iddia edildiği öğrenilmişti.
Aksoy’un da aralarında bulunduğu 10 kişi 7 Temmuz 2022’de adli kontrol şartıyla tahliye edildi.
Serdar Aksoy, yaşanan süreçle ilgili özellikle de partisi ve bazı milletvekilleriyle ilgili Veryansın Tv’ye çarpıcı iddialarda bulundu. Kendisine kendi partisi içinden kumpas kurulduğunu öne süren Aksoy, sahte imzayla tutuklatıldığını belirtti. Menemen’in AKP’ye teslim edildiğini öne süren Aksoy, CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan‘la ilgili de dikkat çeken iddialar ortaya attı. Aksoy, yaşanan süreçle ilgili Engin Balım’ın sorularını yanıtladı…
Serdar Aksoy… 2019 yılında İzmir Menemen ilçesinden belediye başkanı seçildi. Kendisinden önceki belediye başkanlığı dönemindeki defterleri açtığında ise yolsuzlukla karşılaştığını iddia etti. 172 adet gayrimenkulün belediyeden çıktığını tespit ettiğini söyleyen Aksoy, bunları kurtarmak için mücadele verdiğini ve başardığını anlattı. Ancak milyon dolarlık bir projeyi pazarlık usulü ihale yerine şeffaf açık ihale yapmak istediği ve bundan vazgeçmediği için CHP Genel Merkeziyle arasının açıldığını öne sürdü. Aksoy daha sonra CHP’den ihracı için disipline verildi.
AKP’nin de bunu fırsata dönüştürdüğünü söyleyen Aksoy, 65 bin TL’lik hurda ile ilgili bir kararda imzası olduğu gerekçesiyle rüşvet iddiasıyla tutuklandı.
8 ay tutuklu kaldı. İçişleri Bakanlığı, kendisini görevden aldı.
Ancak Aksoy aylar sonra tutuklanmasına neden olan o imzanın sahte olduğunun ortaya çıktığını belirtti.
“Davaları kazandım, buna rağmen kimseye sesini duyuramadım. Ne AKP basını ne de CHP’nin basını bana söz verdi. Başıma gelenler Pardon adlı filmdeki gibi…” diyen Serdar Aksoy Veryansın Tv’ye konuştu.
Aksoy, yolsuzluk iddialarından rant hikayelerine, belediye meclis üye transferlerinde yaşananlardan CHP içinde kendisini tehdit edenlere kadar çarpıcı iddialarda bulundu.
Aksoy, Tuncay Özkan’ın önümüzdeki seçimlerde CHP’den İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adaylığına oynadığını da öne sürdü.
İşte gündem yaratacak o söyleşi:
Ön seçimle mi geldiniz yoksa atama ile mi? CHP Genel Merkeziyle daha önce hiçbir çekişmeniz oldu mu?
“Önseçimle değil atama ile geldim. Bugün partide ön seçim yapılsa tüm belediye başkanları ön seçimi kazanır. Yani demokratik sistem artık önseçimle de işlemiyor. Genel Merkez’le değil il başkanlığı ile sorunum vardı. Bu sorun hem seçim öncesi hem de seçim sonrasında devam etti.”
Sizden önceki Menemen Belediye Başkanı Sayın Tahir Şahin ile ilgili iyi olmayan maziniz var. Aynı partidensiniz. Sizin aday olmanız sonrasında Sayın Şahin’in AKP adına çalışmalar yürüttüğünü iddia ediyorsunuz.
“Evet, Sayın Tahir Şahin benden önceki belediye başkanıydı, evet o da CHP’liydi. Benim adaylığım açıklanınca AKP’ye açıkça çalıştı. Arkasında bir yıkım bıraktı. Şu anda 172 adet dosyası var.”
Sizin görevden alınmanız ve tutuklanmanız Menemen halkı tarafından tepkiyle karşılandı. Bir hukuk müdahalesi olduğunu söylüyorsunuz. Bunun CHP seçmenine etkisi nedir?
“CHP seçmeni elbette çok kızgın. Her şeyden önce il başkanına kızgın. Çünkü partili belediye başkanına sahip çıkmadı. Ama aynı il başkanı FETÖ’den yargılanan ve ceza alan Urla Belediye Başkanının avukatlığını yaptı. Ben atadan CHP’liyim. Benim ailem bu partiye 50 yılını verdi.”
Eşinize bir saldırı olmuştu, bunu kim niye yaptı?
“Eşime seçim sırasında taşlı sopalı saldırı oldu. Menemen tarihinde bu olay ilktir. İşin ilginç tarafı bu saldırıya rağmen CHP kadın kollarından hiç ses çıkmadı. Olay kapandı.”
Niye Menemen hedef oldu? İzmir’de bu kadar CHP’li belediye varken olumsuzluklar burada cereyan etti?
“Ta adaylığım sürecine dayanıyor bu işler, benden önceki belediye başkanı Tahir Şahin tam 4 dönem uzun süre başkanlık yaptı. Partiden ihraç edilmişti.”
Baykal döneminde ihracı var, eski genel sekreter Önder Sav’a yakın ekipteydi. 2019’da aday olduğumda ne il yöneticileri ne il milletvekilleri destekledi.
Halkın desteği, ismimi işaret ettiğinden mecbur aday gösterildim.
Hakkındaki davalardan dolayı Tahir Şahin aday olsa parti adına durum sıkıntılıydı. O dönem bir destek varsa, o da Kemal Kılıçdaroğlu tarafından verildi diyebilirim ama çok net ifade ediyorum, Menemen’den sorumlu il başkan yardımcısı bile seçimlerde bir kez bile desteğe gelmedi.
Daha iyi anlaşılması için şöyle ifade edeyim; Menemen bir Karşıyaka değil, Çankaya değil. Her an AKP’ye de kayabilecek bir yer. Merkez sağın güçlü olduğu bir yer, zaten eskiden sağın güçlü olduğu bir yerdi.
Göç de alıyor sürekli.”
Somut bir örnek verebilir misiniz destek alamadığınızla ilgili?
“Mesela ilden minibüs istedim, ‘Menemen’e biz kayıp nazarı ile bakıyoruz’ dediler ve destek gelmedi.”
Size karşı duranlar kim?
“CHP içinde bir hizip var; Tuncay Özkan’ın başını çektiği Deniz Yücel’in (İl Başkanı) olduğu, ben onların istediği bir aday değildim.
Parti içinde üst yönetiminde arkamda kimse yoktu…
Mesela öncesinde de, bir parka Ahmet Kaya ismini verdim, bir başka parka da Musa Anter’in ismini Ape Anter ismini kullanarak verdim, bunun üzerine Deniz Yücel aradı tepki gösterdi.”
Ee şimdi CHP Genel Merkezi HDP ile iyi ilişkiler geliştiriyorlar? Sayın Yücel de bildiğim…
“Bizzat yaşadığım olay ne diyeyim?
Daha adaylık sürecimden tutun, ilk görev günlerimden başlayarak adeta üvey evlat muamelesi gördüm. Beni İzmir’deki bu hizip, diş geçiremediği için, kurtulunması gereken bir sorun gibi gördüler, bunu da sürekli hissettirdiler.
Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu çıkıyor ‘helalleşme’ diyor ya, ben bunu Menemen’de inisiyatif alıp önceden yaptım, farklı bir portre çizdim.”
Yani benim bildiğim Sayın Tuncay Özkan, Demirtaş’a sahip çıkıyor, Deniz Yücel de HDP’ye yakın gibi Serdar Bey size destek vermemeleri ilginç değil mi park isimleri konusunda?
“KanalTürk’ü de Cemaate sattı, bugün Demirtaş’a sahip çıkıyor olabilir. Aram kendisiyle hiç iyi olmadı samimiyetini bilemiyorum Engin Bey. İzmir’de çok güçlendi, bir nevi derebeyi gibi güçlü. Ben de onun için Menemen’de bir çıbanbaşıydım. Söz geçiremediği için sıkıntı vardı.
Bir olayı hatırlatmakta fayda var.
Belediye başkanı olduktan sonra il kongresine tek aday ile gidildi. Deniz Yücel ismine bizzat her platformda karşı çıktım. 600 delegenin 200 tanesinin sadece oyunu alabildi. Delegenin üçte birinin oyu ediyor. Resmen aday dayatıldı.
İl kongresinden önce de söyledim. İl kongresinde de muhalefet ettim. Tuncay Özkan ve hizbine karşı açık net en başından beri tavır aldım…”
Özkan önümüzdeki dönem İzmir başkan adayı
Özkan ve Tunç Soyer’in arası nasıl peki?
“Çok önemli bir soru sordunuz. Açıklayayım; Tunç Soyer’e yapılan salıdırlar var sosyal medya, yerel basın ve fısıltı gazetesi vs. yoluyla..
Bana yapılanın aynısı; kötüleme, karalama gibi…
Tuncay Özkan ve Deniz Yücel, yavaş yavaş Soyer’i itibarsızlaştırarak, sinsi biçimde parti içinde örgüt seçmen nezdinde çalışıyorlar.”
Soyer’in haberi var mı?
Önceden bir görüşmemizde bu konuyu açtım, bana uyardığımda hak verdi.
Peki Soyer ile uğraşmalarındaki amaç ne?
“Ee çok basit, Tuncay Özkan kendisi aday olacak..
Benimle ilgili olan mevzu, itiraz eden, bir adam çıban başı nazarı ile bakılıyordum taa en başından beri…
Bakınız 18 ay makamda yer aldım; bu kısa sürede 16 ciddi açılış yaptım…
Kadın dayanışma merkezleri, kreşler, üst geçitler, hem de asansörlü -yürüyen merdivenli üst geçit.
Daha o zamandan yerel gazetelerde ‘Serdar Aksoy büyükşehire oynuyor’ diye, sipariş haberler yaptırtıldı! Hedef tahtasına oturttular ayak oyunları ile.”
Şu Seyrek’teki ihale konusunu biraz açar mısınız?
“Seyrek, deniz kenarı olan bir yer değil ama körfezi görüyor, şu an çok rağbet gören Foça’ya yakın, üniversitelere komşu cephesi olan bir yer.
Büyüklük ne? Seyrek’teki projenizin önemini anlatır mısınız?
Parsellenmiş imara açık bir yer, 1 milyon m2.
Projede, bin 300 adet villa, Bornova Forum tarzı yatay bir AVM ve bir de benzinlik ihalesine çıkacaktım. Tamamen kendi projem ve belediyeyi ayağa kaldıracak bir proje.
Belediye başkanı olarak açık ihale ile ihaleye çıkmak istedim. Kim fazla verirse o alacak şekilde.
AVM’nin tamamını belediyeye alacağız, benzinlik belediyeye, villalardan da bir miktarını alacaktık. Belediyenin hiçbir borcu kalamayacak ve sürekli bir gelir kaynağı direkt belediyenin kasasına akacaktı.
Menemen Seyrek cazibe merkezine dönüşecekti. 2000- 2500 civarı elit bir kesimi İstanbul, Ankara’dan ve birçok farklı kentten Menemen’e getirecektik. Talep çok yoğun oldu ihale için…”
Sonra ne oldu?
Proje ses getirdi adeta Menemen konuşulur oldu İzmir genelinde. Birkaç gün içinde Bayraklı’da bir plazaya gelmem için davet etti iki CHP’li milletvekili.
Kim bunlar?
İsimlerini paylaşmak istemiyorum şu anda, ama zamanı gelince hesaplaşacağım mahkemede.
Hangi ilin vekilleri, onu söyleyin?
İkisi de İzmir milletvekiliydi…
Davet ettiler. Gaziantepli bir firma vasıtası ile 6 ayrı şirket varmış, ama 6’sı da sanki farklı firmaymış gibi.
‘Açık ihale olmasın’ dediler. Sanki farklı şirketler girmiş gibi pazarlık usulü olsun yönünde telkinde bulundular.
Biliyorsunuz açık ihaleye KİK gözetiminde çıkarsınız; ihaleye şartnameye uygun kim yüksek verirse o alır.
Pazarlık usulünü açın lütfen.
Üç dört tane davet usulü kapalı kapılar ardında, göstermelik pazarlık işte.
Görüşme ne zamandı bu iki vekille?
İçeriye girmeden 2.5 ay önceydi. ‘Vatandaşa söz verdim Menemenli beni sokakta dolaştırmaz, mümkün değil 1 milyon m2 koca alan, açık ihale olmadan olmaz, halka cevap veremem’ dedim.
Karşılıkları nasıldı size?
Israr ettiler ve iyi ayrılmadık.
Devam edin lütfen..
Olaylar hızlı bir şekilde akmaya başladı. 172 adet gayrimenkulle ilgili eski belediye başkanı Tahir Şahin hakkında suç duyurusunda bulundum, hem de bir seferde.
PTT 1. ligde oynayan Menemen Spor var. Göreve gelir gelmez ilk işim, Duran Bülbül adında bir profesörü görevlendirmek oldu. Şehircilik uzmanı, müfettiş kökenli. Fotoğrafını çek belediyenin, ne var ne yok elimizde, röntgen misali görelim dedim.
Fotoğraf nasıldı?
Engin Bey, şoka uğradık! Belediye üzerine bir tane bile gayrimenkul yok, hepsi Menemen Spor üzerinden 3. şahıslara kiraya verilmiş.
Nasıl, biraz açar mısınız?
Mesela bir gayrimenkulü, belediye Menemen Spor’a kiraya vermiş. Örneğin yıllık 30 bin TL’ye Menemen Spor, kiralamış sonra 3. bir şahsa spor kulübü, 400bin TL’ye kiralamış.
Eski başkan Tahir Şahin de Menemen Spor’un gerçekteki, perde arkasındaki başkanı. Yönetim hep yakınları, kardeşi bir ara başkandı kulüpte.
Başkanlıktan inmiş ama belediyenin yakasından elini spor kulübü ile çekmemiş öyle mi?
Evet aynen öyle…
Engin Bey, bakınız, bir belediye takımı eğer üst liglerde oynuyorsa Türkiye’nin her yeri için söylüyorum; orada sıkıntı, şaibe vardır. Çünkü para aklamanın en kolay yolu bu…
Ee bu feci bir durum, Genel Merkezi bilgilendirdiniz mi bundan?
Genel Başkana da bilgi vermiştim göreve ilk geldiğimde.
Peki eski başkan da CHP’li sizin hakkınızda bir suç duyurusunda bulunmadı mı ya da bu konuda size tepki göstermedi mi?
İl başkanı çağırdı ben de gittim, görüşmede Seyit Torun ve Oğuz Kağan Salıcı da vardı.
Ne zaman?
Plaza görüşmesinden hemen sonra bir hafta sonra…
Salıcı pek konuşup karışmadı ama Deniz Yücel ve Torun, ‘Tahir’in üzerine gitme’ dediler.
Sizin tepkiniz nasıl oldu?
Olmaz dedim, gayrimenkulüm yok maaş ödeyeceğim, kira gelirim yok.
Bakın, halkın kamunun malı olan tam tamına 172 gayrimenkulü de geri aldım. Şu an, Tahir Şahin de bu konuda 172’sinden birden yargılanıyor…
Devam edin lütfen..
10 gün sonra il başkanı aradı yine; ‘Serdar Bey Ege Palas Otel’deyiz Alsancak’ta, gelin’ dedi.
‘Niye otelde buluşuyoruz, ilde buluşalım’ dedim.
‘Genel Merkez’den 3 milletvekili seninle görüşmek istiyor’ dedi, mecbur gittim.
Bu üç milletvekili kimdi?
Aykut Erdoğdu, Cavit Arığ ve Ensar Aytekin…
Üçü engizisyon mahkemesi gibi dizilmiş, daha içeri girdiğim anda bana, dosyanın bilgilerini sordular.
Sanki rakip partinin belediye başkanıymışım gibi..
63 bin TL’lik bir olay vardı. Hurdalarla alakalı. Bana onu sordular, bunu gündeme getirdiler. Bunlar kendi partimin milletvekilleri…
Hurda olayı nedir, açar mısınız?
Engin Bey, tüm belediyelerde hurdalar başa beladır. Barkotlama sistemi ile kişilerin üzerine zimmetleme sistemi maalesef göreve geldiğimde yoktu. Menemen belediyesinde elimdeki malzeme nedir, kime zimmetlidir bir bilgi yoktu.
Bakınınız, sıkıntıyı tespit ettiren benim, kamu zararını tespit ettiren benim, bilirkişi raporları ile üç kişiyi görevlendiren, burada sıkıntı var şantiye ile ilgili rapor hazırlayın dedim.
Nasıl yani?
Kamu zararını kapattıran benim, hapse giren de benim. 172 gayrimenkulü yeniden Menemen’e kazandıran da benim.
Seyrek’te açık ihale 12 milyon dolar civarı hakkını gasp ettirmeyen de benim ama Aziz Nesin romanı misali kendimi hapiste bulan da benim…
Vekiller ne dediler biraz ona değinin?
Aykut Erdoğdu bir belge çıkarttı; belge benim talimatımla bu işleri yaptırdığımı anlatan belge…
Belgenin altında da, bana ait olmayan sahte bir imza var, tarih sayı yok belgenin üzerinde, belgedeki imza da sahte.
Nasıl sahte?
Kriminal olarak incelendi sahteliği kanıtlandı. Vardı ya bir ara Balyoz-Ergenekon üretimi fotokopi belgeler vs. Erdoğdu’nun bana gösterdiği belge de öylesi bir kağıt parçasıydı.
Görüşme ne kadar sürdü?
Düşmanmışım gibi davrandılar. Bir saat sürdü ‘nedir yav bu’ dedim kalktım.
Ee sonra?
Bu olayın sonrasında, 10 gün geçti geçmedi tüm ulusal kanallarda abartmıyorum bakın, iktidar medyasından tutun da CHP güdümlü medyalara kadar hepsinde aynı anda, biri düğmeye basmış gibi, ‘CHP’li Menemen Belediye Başkanı parti disiplin kuruluna verildi’ diye alt yazılar akmaya başladı. Hangi kanalı açtıysam hepsinde vardı.
Nasıl anlamadım, size bir tebligat, telefon önceden bir içeriden bilgi gelmedi mi?
Hayır şoka girdim. Ben de kızdım, siz beni ihraç vs edemezsiniz diye istifa ettim…
Kılıçdaroğlu ile hukukunuz vardı onu aramadınız mı?
Sayın Kılıçdaorğlu’na ulaşmaya çalıştım ama hiç kimse iletmedi kendisine anladığım kadarıyla, kapılara duvarlar örüldü.
‘Hak hukuk adalet’ söylemimiz ama beni çağırıp dinlemedi bile sayın genel başkan.
Bakın Engin Bey, daha da ilginci, istifa ettiğim gün, seçimlerde bir kez dahi desteğe gelemeyen il başkanı Menemen ilçeye geliyor ve şu tabiri kullanıyor:
‘2-3 gün içinde Menemen’e operasyon yapılacak, Emniyet Serdar Aksoy’u içeri alacak’ diyor partililere.
Şimdi soruyorum kendisine;
‘Deniz Yücel, Polis istihbarat dairesinde devlet memuru musun, yoksa CHP il başkanı mısın? Nesin sen?’
Sonra?
Dediği gibi operasyon oluyor ve beni içeri alıyorlar Engin Bey.
Size gözaltı sürecinde içerideyken hiç CHP’den destek geldi mi?
Anlatayım; evrakın sahte olduğu kriminal raporda net bir şekilde kanıtlandı….
Gözaltında bir tek İzmir Milletvekili Kani Beko geldi hapiste sağ olsun ziyaret etti. Sadece o kadar.
Gözaltındayken ne avukat yardımı oldu, ne hapiste kimse yanıma geldi… Ne ilden ne vekillerden…
İşin tuhaf yanı ne biliyor musunuz Engin Bey?
Urla Belediye Başkanı benden önce alındı. Deniz Yücel il başkanı, 6.5 yıl yiyen FETÖ’den alınan başkana bizzat gitti, yanında koridorda bekledi ve avukatı oldu.
Şimdi konu Yargıtay’da.
Deniz Yücel, en çok kime yakın?
Tuncay Özkan’a..
Peki şu an dışardasınız ve de belediyeyi CHP kaybetti. Hukuki süreç ne durumda?
Hukuki süreç şu an, ilk çıktığım mahkeme geçen sene Temmuz’da 8 ay yattıktan sonra tutuksuz yargılanma denildi ve serbest kaldım…
İçişleri tutukluluk yüzünden görevden el çektirmişti. Tutuksuz yargılanma kararı ile artık tutuklu değilim, görevimi ifa edebilirim diye İçişleri Bakanlığı’na başvurdum. Bu kez de, İçişleri ‘adli kontrolün’ var olmaz dedi.
Adli kontrolü olan tek başkan siz misiniz?
Hayır, şu an adli kontrolü olan belediye başkanı Türkiye’de çok var. Ama hepsi görevde.
Adli kontrol de 5-6 ay önce kaldırıldı. İçişleri’ne yine başvurdum bilgi verdi. Bu sefer de ‘devam eden mahkemeniz var’ dediler.
Soruyorum hangi belediye başkanının mahkemesi yok? Bir tane belediye başkanı çıksın, benim mahkemem yok desin ben de susayım.
Mahkeme beraatla sonuçlanacak, eli kulağında bu sene sonuçlanacak.
O zaman benim yüzüme parti yöneticilerim nasıl bakacak? Ne diyecekler.
Sizin yerinize Belediye’de Meclis Üyesi transferi ile kazanan kişinin kardeşi 15 Temmuz’a katılan jet pilotu diye yazılıp çizilmişti doğru mu?
Evet, askeri pilot ve terörist kendisi FETÖ’cü.
Durumu özetlerseniz, ne yapacaksınız?
Başıma gelenleri Pardon filmine benzetiyorum.
Beraat sonrası tazminat davaları açacağım bir çok kişiye.
AKP’nin son yaptırdığı ankette bile birinci çıktım. Menemen halkına teşekkür ediyorum hep sahip çıktılar, bugün isteyen basın, kameraları ile gelsin Menemen’e. Sokaklarını ister birlikte gezelim ister kendileri gezsin, Serdar Aksoy’u sorsunlar tek tek. Hodri meydan diyorum.
Halkın inancı benim de mücadele inancımı kuvvetlendiriyor.
Siyasete devam mı bu kadar sıkıntıdan sonra?
Daha yeni başlıyor, önümüzdeki dönemde de adayım.
ENGİN BALIM / VERYANSIN TV