Son dönemde küresel çapta zayıf gelen makroekonomik verilerin dünyanın önde gelen ekonomilerine dair resesyon kaygılarını artırması, uzun vadeli tahvil faizlerindeki düşüş, Avrupa'da siyasi belirsizlikler, Brexit çıkmazı, ticaret savaşı ve merkez bankalarının para politikalarına dair gelişmeler ekonomi gündemini belirleyen konular olarak öne çıkıyor.
ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşında, tarafların zaman zaman sertleşen açıklamaları güvenli liman olarak görülen varlıklara talebin artmasını beraberinde getirirken, diğer taraftan her geçen gün yükselen siyasi belirsizlik ve jeopolitik gelişmeler de yatırımcıların risk algısını negatif etkiliyor.
Her ne kadar Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Çin'den ekonomiyi destekleyici yönde adımlar atılacağına dair güçlü sinyaller alınsa da ABD Merkez Bankasının (Fed) gelecek dönem para politikasına yönelik yetkililer arasında görüş ayrılığı bulunması ve net bir sinyal verilmemesi, piyasalarda belirsizliğe yol açıyor.
Avrupa'daki siyasi belirsizliğe İtalya'nın da eklenmesi, Brexit konusunda da anlaşmasız ayrılığın öne çıkması, halihazırda ekonomik açıdan sıkıntılı durumda bulunan bölgeye yönelik endişeleri artırıyor.
Tüm bu gelişmelerle uluslararası piyasalarda hareketine yön veren altın ons fiyatı, 13 Ağustos'ta 1.535 dolar seviyelerini test ederek Nisan 2013'ten bu yana en yüksek seviyeyi görmüştü.
Geçen hafta ise altın ons fiyatı 1.492-1.530 dolar bandında hareket etmesinin ardından haftayı yüzde 1'e yakın değer kazanarak 1.525 doların üzerinde kapattı.
Altın ons fiyatındaki güçlü seyrin ağırlıklı etkisi ile ay başından bu yana yükseliş eğiliminde bulunan altının gram fiyatı, geçen haftayı ise dolar/TL'deki artıştan da bulduğu destekle yüzde 4'ün üzerinde değer kazanarak 282,4 liradan tamamladı.
Böylece altın gram fiyatı, yükselişini de 3. haftaya taşımış oldu.