Yaklaşık bir ayda pet şişelerden yapılan heykel, toplumda çevre ve hayvan hakları konusunda farkındalık oluşturulması amacıyla Sarıyer'deki bir etkinlik alanında sergilendi.
TOG Genel Müdürü Ayşe Kırımlı, 20 yıldır gençleri odağına alan, gençlerle birlikte, onlar için çalışan bir vakıf olduklarını söyledi.
Bu çerçevede gençlere sosyal sorumluluk eğitimleri verdiklerini, onların da bu eğitimlerle bir sorunu belirleyerek projeler hayata geçirdiklerini ve toplumla ilgili bir sorunu çözmeye çalıştıklarını anlatan Kırımlı, ayrıca gençleri burs ve mentorlük programlarıyla da desteklediklerini ifade etti.
"TOG Atak" olarak isimlendirdikleri çalışmalara değinen Kırımlı, "İlgili şehirdeki gençler, üzerinde çalıştıkları projeyle diğer gençleri de aynı mekana çağırıyorlar ve başka şehirlerden gelecek gençlerin ulaşım ve konaklama bölümlerini de onlar çözüyorlar. Biz bunlara ulusal atak diyoruz. Her ulusal atakta yüzlerce genç bir araya geliyor ve o belirledikleri sorunun çözümü için hep birlikte çalışıyorlar." diye konuştu.
Çevre temizliği ve hayvan barınağı ziyareti yapılacak
Ayşe Kırımlı, GSK Türkiye ile ilk olarak 2013'te gençlerin tütün başta olmak üzere her türlü bağımlılıktan uzak durması ve bağımlılığın kötü bir şey olduğunun farkına varmaları için "Bağlanamam" adlı bir proje gerçekleştirdiklerini, 2017'de ise gençlere bilinçli ilaç kullanımı, obeziteyle mücadele ve sağlıklı beslenme konularında çeşitli eğitimlerin verildiği "Sağlıklı Gençlik Hareketi"ni yürüttüklerini dile getirdi.
Kırımlı, 2018'de çocuk haklarına odaklandıkları "Kırmızıda Dur De" projesinde, 2021'de de Türkiye'de yaşanan orman yangınlardan etkilenen, hayvancılıkla uğraşan yöre halklarının ihtiyaçlarını gidermek için GSK Türkiye çalışanları ve vakıf gönüllüsü gençlerin görev aldıklarını anlattı.
Kırımlı, bu yılki projelerine ilişkin olarak da şunları söyledi:
"Projemizin odağında çevre ve hayvan hakları var. Bu proje çerçevesinde ilk olarak 25 Mayıs'ta gençler ve GSK çalışanları bir araya geldiler ve çevre kirliliğine dikkati çekmek için atık pet şişelerinden oluşan bir dev zürafa heykelini hayata geçirdiler. GSK Türkiye çalışanları buna Uni-GSK adını vermiş. Projemizin sonraki aşamasında İstanbul, Ankara ve İzmir'de gençler GSK Türkiye çalışanlarıyla çevre temizliği yapacaklar ve hayvan barınaklarını ziyaret edecekler. İstanbul'da Kilyos sahilinde, Ankara'da Eymir Gölü'nde çeşitli çalışmalar olacak. Hayvan barınakları ziyaretlerinde hayvanların ihtiyaçları giderilecek. 250 toplum gönüllüsünden ve 150 GSK Türkiye çalışanından bahsediyoruz. Amacımız, çevre kirliliği konusunda farkındalık yaratmak, ileri dönüşümü teşvik etmek ve hayvan haklarına dikkati çekmek olacak bu projelerde."
"Plastik atıkların ayrıştırılmasına dikkati çekerken sanatın gücünden faydalanmak istedik"
GSK Türkiye İletişim ve Hasta İlişkileri Lideri Selcen Çökdü de sürdürülebilirlikle ilgili girişimlerin, değer kazanabilmesi için çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim alanlarında değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Dünyada "ESG" olarak adlandırılan bu kavramın global GSK kültürünün de çok önemli bir parçası olduğunu ifade eden Çökdü, "2030'a kadar iklim üzerine net sıfır etki, doğa üzerine ise net pozitif etki taahhüdümüz var. Yani önümüzdeki 10 yıl içinde global GSK, karbon ayak izini azaltacak ve içinde bulunduğu sosyal sorumluluk aktiviteleriyle de çevreye verdiği etkiyi dengeleyecek." dedi.
Uzun yıllardır TOG ile sürdürülebilirlik alanında iş birlikleri yaptıklarını dile getiren Çökdü, şöyle konuştu:
"Bu sene itibarıyla da çevreyi merkezimize aldık ve ATAK projelerini gerçekleştirmeyi planladık. 5 Haziran Dünya Çevre Günü ve 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü kapsamında hem çevre temizliği hem de dünyada yaşayan diğer canlıların yaşam hakkı noktasında bilinç uyandırmak için bir barınak aktivitesi organize edeceğiz. Bugün de aslında burada bunun ilk adımını atıyoruz. Çevre denilince atık ayrıştırmanın çok önemli olduğunu biliyoruz. Özellikle bu projeyle plastik atıkların ayrıştırılmasına dikkati çekmek istedik. Bu dikkati çekerken de sanatın gücünden faydalanmak istedik. Değerli sanatçımız Barış Karayazgan küratörlüğünde TOG ve GSK Türkiye çalışanları 1 ay boyunca biriktirdikleri plastik atıklardan bir heykel yaptı. Bu vasıtayla hem çalışanlarımıza örnek olmak istedik hem çalışanlarımızda ve ailelerinde bu bilinci artırmak istedik hem de topluma örnek olmak istedik."
"Sergilendikten sonra geri dönüşüme giderek yolculuğunu tamamlayacak"
Sanatçı Barış Karayazgan da geri dönüşüm ve çevre başlıklarının, özellikle çocuklarla çalışırken çok değerli konular olduğunu belirtti.
Heykel yapma fikrinin, bir yaz kampında çocukların içtikleri suların pet şişelerini atmamalarıyla doğduğunu anlatan Karayazgan, "Bu ileri ve geri dönüşümlü dev heykel çalışmasına katılan herkes için çok net olan şey şu; ertesi gün bir pet şişe artık bir pet şişeden çok daha fazlası olacak onlar için. Esasında buna 'ileri dönüşümlü dev heykel' diyorum. Sebebi de geri dönüşüm, eski haline dönmesi durumu oluyor ama burada pet şişeler, plastikler bir heykele, sanat eserine dönüşmüş durumda. Temelde de çalışmanın kendisi büyük geri dönüşümün döngüsü içinde bir durak. Belirli bir süre sergilendikten sonra geri dönüşüme giderek yolculuğunu tamamlayacak." ifadelerini kullandı.
Heykelin yapım sürecinin çok eğlenceli geçtiğini söyleyen Karayazgan, şunları kaydetti:
"Yapmadan önce bütün plastik şişeler toplanmaya başlıyor. Orada da çok önemli 2 kural var. Bir, çöpten alamazsın. O yüzden çöpe gitmesini engellemek durumundasın. Herkes bir şekilde kendisi, çevresinden de destek alarak şişeleri toplamaya başlıyor. Her renk, şekil, boy, kilogram ağırlıklarında olan plastikleri kabul ediyoruz. Genellikle 15-20 günlük bir süreç gerekiyor büyük boyutlu bir heykel yapabilmek için. Kendi topladıkları pet şişeleri yan yana minik bir pet şişe dağına dönüştürüp ondan sonra da gruplara ayrılıp -ki gruplar 3 kişilik, herkesin ayrı görevleri var ve kimse birbirini kıskanmasın diye o görevler dönüşür ve değişir- birbirlerine yardımcı olarak, 2 saat içinde 3-6 metrelik heykeller yapabiliyoruz. Kullanılan malzeme temelde plastik şişe ve bant. Eğlence, yaratıcılık ve grup çalışması için güzel bir süreç oluyor."
TOG Gönüllüsü olarak projede yer alan Ömer Gökalp Kırçıl da sanatçı Karayazgan ile heykeli oluşturma süreçlerinde enerjilerinin ve motivasyonlarının yüksek olduğunu söyledi.
Toplum olarak geri dönüşüm farkındalığına ihtiyaç duyulduğunu dile getiren Kırçıl, "Aslında burada verilen mesaj bizim için harcamak, savurmak gibi fiilleri bir noktada hayatımızdan artık atmamız gerektiğini gösteriyor. Bir ürünün tekrardan kullanılabilir hale gelmesi gerektiğini göz önünde bulundurursak, örnek vermek gerekirse, lavaboda kullandığımız suyu tekrar mutfak lavabolarında kullanabilmemiz veya sebze, meyve atıklarının tekrardan karşımıza gübre olarak çıkartılabilmesi bize farklı bakış açıları, farklı olanaklar sağlıyor. Bu noktada aslında sadece dünya için değil, kendi bütçemiz için veya kendi hayatımızı, geleceğimizi planlamamız açısından geri dönüşümün önemi daha çok ortaya çıkıyor." dedi.