İsrail ordusu Gazze'ye saldırılarını artırırken, Birleşik Krallık'ın önde gelen gazetelerinden Guardian, bölgede yaşanan insani krizi yazdı.
Haberde, İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF) dün gece Gazze'ye bombardımanını yoğunlaştırdığı, bölgede cep telefonlarının ve internet servislerinin kullanılmaz hale geldiği belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:
Gazzelilerin, İsrail'in jetlerin kokpitlerinden ve yüksek teknolojili donanma gemilerinin kontrol odalarından yürüttüğü 21. yüzyıla ait savaş üzerinde hiçbir kontrolleri yok. Gazze'nin güneyindeki sokaklarda kalanların yaşamları, bombardımanlarla onlarca yıl geriye götürüldü.
Bölgede yemek pişirmek için bile yakıt kalmadığı, buzdolaplarının çalışmadığı ve salgın hastalık endişesinin yaşandığına dikkat çekilerek, İsrail'in Gazze'de "acımasız bir tecrit atmosferi oluşturduğu" belirtildi. Bölgede yaklaşık 600 bin kişinin, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nın (UNRWA) denetimindeki 150 okul binasına sığındığı ifade edildi.
Haberde annelerin, cesetleri karışmasın diye çocuklarının bacaklarına adlarını yazdığı da belirtildi.
Gazze Şeridi'nin orta kısmında yer alan Nuseyrat mülteci kampında yaşayan 19 yaşındaki Talal Ayman, fırınların önünde uzun kuyruklar oluştuğunu söyleyerek, "Bir ekmek alabilmek için tüm gün beklemek zorunda kalıyoruz" dedi.
ABD'nin finanse ettiği Arapça uydu kanalı El Hurra'dan gazeteci Wissam Yasin ise bölgedeki durumu şöyle anlattı:
Halk eski yöntemlere döndü. Burada odunla yemek pişiriyorlar, hatta mobilyaları yakıt olarak kullanıyorlar. Dün bir grubun UNRWA deposundan birine gidip un çaldığını duydum. İnsanlar arabalarda, hastanelerin içinde, yani sığınabilecekleri her yerde uyuyorlar.
Öte yandan IDF'ten bugün yapılan açıklamada, Mısır sınırındaki Refah sınır kapısı üzerinden Gazze'nin güneyine daha fazla yardım tedarik edilmesine izin verileceği bildirildi. Ordu, bu hamleyle daha çok Gazzelinin kuzeydeki bölgeleri tahliye ederek güneye gelmesini hedefliyor. UNRWA'ya ait ilk yardım tırları bölgeye 21 Ekim'de girmeye başlamıştı.
(Yerlerinden edilen Gazzeliler, bölgedeki Şifa Hastanesi'nin dışında yaşam mücadelesi veriyor.)
Ancak yardım kuruluşlarının taleplerine rağmen bölgeye yakıt sevk edilmeyeceği aktarıldı. Tel Aviv yönetimi, yakıtın halka yardım amacıyla değil Hamas militanları tarafından savaşta kullanılacağını savunuyor.
Gazze'de bombardımanlar gece gündüz sürerken, İsrail'in önde gelen gazetelerinden Haaretz, Batı Şeria'da Filistinlilere yönelik tehditler içeren broşürler dağıtıldığını aktardı.
(Ebeveynleri, çocuklarının bacaklarına ölmeleri durumunda kimliklerinin kolay tespit edilebilmesi için adlarını yazıyor.)
"Savaş istediniz, o zaman Büyük Felaket'e hazır olun" başlıklı Arapça broşürlerde, Filistinlilerden Ürdün'e gitmeleri, kendi rızalarıyla Batı Şeria'yı terk etmemeleri halindeyse zorla bölgeden atılacakları ifade edildi.
Haberde, broşürlerin Batı Şeria'daki Deir İstiya şehrinde yer alan Yahudi yerleşim bölgesi Ariel'in yakınında Filistinli çiftçilerin tarlalarının olduğu bölgelerde görüldüğü bildirildi. Kimin bıraktığı tespit edilemeyen broşürlerde şu tehditlere yer aldı:
Bu ülkeyi yok etmek isteyen katil ve IŞİD gibi hareket eden şeytani Hamas örgütü savaş ilan ederek, çocukları ve yaşlıları katlederek tarihteki en büyük hatasını yaptı. 1948'deki gibi bir Büyük Felaket istediniz, biz de yakında başınıza büyük bir felaket getireceğiz.
"Nakba" diye de bilinen Büyük Felaket, 1948'deki Arap-İsrail savaşının ardından bağımsız İsrail devletinin kurulması, akabinde en az 800 bin Filistinlinin topraklarından sürülmesini ve tekrar dönmelerine izin verilmemesini ifade ediyor.