İletişimciler çok iyi bilirler, medya ve gündem yönetimi, çok basit ve bilindik tekniklerle halkı “düşünmeleri istenen konuya odaklamak” için yapılan bir çalışmadır. İlk olarak Walter Lipmann’ın “Public Opinion”(Kamuoyu) adlı eseriyle medyada yer alan baskın görüntülerin, izleyicilerin zihninde de baskın ya da öncelikli olduğu olarak yer aldıklarını belirtmesiyle literatüre girmiştir. Daha sonra gündem belirleme kavramının en bilinen tanımı 1963 yılında Bernard Cohen tarafından ifade edilmiştir. Ona göre “basın, çoğu zaman insanlara ne düşüneceklerini söylemede başarılı olmayabilir, fakat okurlara ne hakkında düşüneceklerini söylemede fevkalade başarılıdır” .
Gündemi belirlemek veya gündem yaratmak, tirajı ya da izlenme oranları çok yüksek olan medya organları, ya da çok takip edilen liderler ve kamuoyu önderleri tarafından daha kolaylıkla yapılmaktadır.
Gündemi belirlemek, tüm bu teknikler ve özelliklerin yanı sıra, gerçekten bir “yönetim” becerisi gerektirmektedir. Başarısız yönetim becerileri ile yola çıkılan bir medya yönetiminde başarısız gündem belirleme durumları da ortaya çıkmaktadır ki bu durumlar aslında “kriz” dir. Olumlu ya da olumsuz şekilde gündem öyle büyür ki, aslında yönetilmek istenen konudan saparak başka alanlara da sıçrayıp, mesajın bambaşka algılanmasına neden olabilir.
Ulusal ya da küresel bağlamda birden çok gündem olabilir. Ekonomi gündemi, siyaset gündemi, magazin gündemi, çeşitli mesleklere yönelik gündemler ya da sosyal hayatın gündemi gibi farklı konularda farklı gündemlerle karşılaşabiliriz. Bu noktada önemli olan toplumdaki bireylerin ilgi alanına göre gündemi takip etmeleridir.
Gündemi belirlerken, eşik bekçileri de denilen medyada hangi haberlerin ne şekilde yayınlanmasına karar verici konumdaki kişilerin seçimleri de önemlidir. Çoğu zaman TV’de ana haber bültenlerinde aynı haberin birinci haber olarak verildiğini görürüz, ya da bazı TV kanallarının kendilerince özel bir haberi inceleyerek gündem belirlemeye çalıştığını görebiliriz. Her iki yaklaşım da gündem belirleme dinamikleri bakımından söz konusu kanalın eşik bekçilerinin tercih ettikleri tarz ile ilişkilidir.
Açıklanan şekilde belirlenen gündem, iş dünyası ya da sosyal hayatımızda çok fazla çabanın belirleyicisi ya da sürdürülebilirliği noktasında çok önemli bir mertebededir. Gündemin içeriği ile uzak ya da yakın konularda yapılan açıklamalar ya da kurumsal iletişim çabaları gündemin özelliğine göre ilgi görebilir ya da hiç ilgi görmeden eriyip yok olabilir. Bu nedenle iletişim profesyonellerinin de gündem ile ilgili bilgi sahibi olması ve gündemi takip etmesi oldukça önemlidir. Öyle ki, gündemin gidişatını iyi koklayan ya da hisseden iletişimciler bazı stratejik hareketlerle kolayca söz konusu gündemde beklenenden daha fazla dikkat çekmeyi başarabilirler. İşte tam da bu noktada “nasıl” düşüneceğimiz değil, “ne hakkında” düşüneceğimiz belirlenmiş olur.
Gündemi oluşturmak da o kadar kolay bir çaba değildir. Medya gündem belirlemede önemli rol oynasa da söylemleriyle ya da yaptıklarıyla kitleleri peşinden sürükleyebilen kişilerin gündem yaratma becerileri ve güçleri vardır diyebiliriz. Ayrıca konunun kapsamı bakımından geneli etkileyen durumlar daha kolay gündem olabilmektedirler.
Gündem belirlemenin bazı klişe şekilleri vardır. Örneğin ekonomik anlamda çok sıkıntılı bir durum varsa, popülist bir konu olarak mesela kadın-erkek çatışması ya da evlilik ile ilgili toplumu tedirgin edebilecek bir açıklama yapılır ve tüm dikkatler ekonomik sıkıntıdan çok bu konuya çekilir. Ya da medya açısından gündem çok kısıtlı ise, bir gazetecilik başarısı yoksa ve haberlerde yeknesaklık varsa gündemi hareketlendirmek için hiç tartışılmayan bir konu ortaya atılır.
Bazı zamanlarda bazı kişilerin birdenbire dikkat çekici, absürt ya da çok radikal bir beyanat verdiğini görürüz ki bu da söz konusu kişinin gündem yaratmaya yönelik bir çabasıdır. Ancak gündem yaratmak yeterli değil bu gündemin sürdürülmesi ve tüm hedef kitlelere ulaştırılabilmesi için konusun ya da beyanatın yaygınlaşması, tekrara tekrar medya tarafından kullanılması ve aktarılması gereklidir. Kısacası her absürt çıkış ya da söylem, gündem yaratmayı başarır diyemeyiz bunun için bile genele yayılan gündemin merkezde yer alan konu ve kapsamını bir şekilde bilmek ya da öngörmek gereklidir.
Bazen gündem, elde olmayan nedenlerle o kadar yoğun ve doludur ki bazı etkinlikler veya olaylarla medyada kendini göstermek isteyen kişi, kurum ya da kuruluşların açıklamaları kaybolup gider hatta daha elverişli koşullarda yeniden iletilmek üzere medyaya servis bile edilmeden bekletilirler. Böylece kendiliğinden oluşmuş yoğun gündemlerde önemli kişilerin standart ya da rutin bir ortamda, rol çalan bazı tavırları ya da sözleri ile gündem olma çabaları vardır. Gerçekte bu tip çabalar da stratejik olarak tasarlanmış, önceden belirlenmiş girişimlerdir. Çoğu PR ajanslarının, bazı iş adamlarının ve sanatçıların da yoğun ve kendiliğinden oluşmuş gündemlerde haber olabilmek ya da medyada yer almak için yapmaya çalıştıkları bu tür çabalardır. Son günlerdeki gibi tüm dünyayı etkileyen küresel salgın Corona (Co-vid19) virüsü haberleri gündemi işgal etmişken, eğlence, estetik ya da magazin gibi ikincil konularda bir gündem yaratmak ya da gündeme dahil olmanın mümkün olmadığı dönemler gündem belirlemek için oldukça zorlu dönemlerdir.
Doğru, haklı, etkili ve mutlu gündemlerde buluşmak dileklerimle…
Gündemden dikkatimi çekenler
- 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle birçok marka pek çok farkındalık uyandırma ve dikkat çekme etkinliği, reklamı, spotu ya da içeriği yayınladı. Bu çalışmalardan en çok dikkatimi çeken, Lenovo markasının “Word” yazılımı içerisinde gerçekleştirdiği “Equality Spell Check” (Eşitlik Yazılım Denetimi) uygulaması… Wunderman Dubai & Wunderman Beyrut reklam Ajansı tarafından Lenova için tasarlanan uygulamada Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri için hazırlanan uygulamada, yazım denetimi yapılırken 250 adet kelimeyi yanlış yazılmış sayarak, kelimenin üzerine gelindiğinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği konusunda bilgiler ve kadınların toplumsal hayattaki konumları ile ilgili açıklamara yazılmakta. Böylece “Word” kullanan kişilere doğrudan etkin bir şekilde bilgi aktarılmakta. Oldukça yaratıcı olan bu çalışmada verilen bilgiler kadınların iş hayatına katılmamaları nedeniyle oluşan ekonomik kaybı gözler önüne sermeye çalışıyor. Bence bu uygulama yalnızca 8 Mart’ta değil her gün ve sadece Ortadoğu için değil tüm dünyaya uygulanması isteği uyandıracak denli etkili bir çalışma olmuş…
- Oyuncak bebek markası Barbie, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü kapsamında önyargılar nedeniyle kendi potansiyelinin farkında olmayan kız çocuklarının bu hayali algılarını kaldırmak için çeşitli ülkelerde başarılı kadınları rol model olarak seçip, oyuncak bebeklerini üretiyor. 2020 yılı için ise doğuştan kolları olmayan ancak” kimsenin göremediği kanatlarım var” diyen Dünya Paralimpik Yüzme Şampiyonu 17 yaşındaki Sümeyye Boyacı’nın bebeğini yaptı. Sümeyye Boyacı’nın Dünya Şampiyonu olması başlı başına bir gurur kaynağımız iken, bu gururu tüm dünyaya tanıtan bir bebek olarak itibar kaynağımız olması da bambaşka bir mutluluk… Sümeyye Boyacı’yı kutlamak ve hissettirdikleri için yeterli kelimeleri bulamıyorum. Kimsenin göremediği kanatları ile hepimizin kalplerini ısıttı… Teşekkürler Sümeyye Boyacı…