Schalkwyk, BM Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) düzenlenen "İklim Değişiminin Gıda Güvensizliğine Etkisi" konulu üst düzey oturumda konuştu.
Dünyanın farklı yerlerindeki askeri saldırılar sonucu açlığın çok önemli bir tehdit haline gelmeye başladığına dikkati çeken Schalkwyk, bunun Filistin, Sudan ve Yemen'de açık bir şekilde görüldüğünü ifade etti.
Schalkwyk, "Mülteci kampına dönüşen Refah'ta daha geniş saldırı yapılacağının açıklanması, Filistin halkının yerinden edilmesini daha kalıcı hale getiriyor ve neredeyse tamamen yok olan geçim kaynaklarını tehdit ediyor. Bu, UAD'nin 26 Ocak'taki kararını hiçe saymak anlamına geliyor." dedi.
BMGK'nin silahlı çatışmanın siviller üzerindeki etkilerine tanık olmaya devam ettiğinin, özellikle sivillerin korunmaması ve kasıtlı olarak insani yardıma erişimin engellenmesinin uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğunun altını çizen Schalkwyk, tarafların uluslararası hukuka uymak zorunda olduğunu vurguladı.
Schalkwyk, Güney Afrika'nın her türlü insani yardım kısıtlaması, alt yapıların hedef alınması ve açlığın savaş metodu olarak kullanılmasını kınadığını kaydetti.
"BMGK seyirci kalmamalı"
Cezayir Tarım ve Kalkınma Bakanı Youcef Cherfa da İsrail'in saldırıları sonucu Gazze'de "canlı hiçbir şeyin kalmadığını" belirterek, saldırıların gıda krizini tetiklediğini dile getirdi.
İşgal gücü İsrail'in en temel ahlak değerlerine bile saygı duymadığını ifade eden Cherfa, "BMGK, binlerce kişi öldürülürken, yaralanırken ve yerinden edilirken seyirci kalmamalı, harekete geçmeli." diye konuştu.
Cherfa, "siyonist saldırganı" durdurmak yerine BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nın (UNRWA) karalama kampanyasına maruz bırakılmasını eleştirdi.