“Joseph Murhy’nin Bilinçaltının Gücü” kitabını okuduktan sonra bilincin doğru yönlendirilmesinin ve hedefe dönük eylemlerin isabetli olmasını sağlamak için okullarda bilinci ve bilinçaltını geliştirmeye yönelik kazanımlar stratejik hedefler kapsamına alınmalı diye düşünmeye başladım.
Bilincimiz çocukluğumuzdan itibaren başta anne babalarımız sonra kardeşler, mahalle arkadaşlarımız, yakın çevremiz, uzak çevremiz derken bunun niteliği değişe dönüşe bir sarmala döner ve bizi ve kişiliğimizi oluşturur.
Bilincimiz yüksek tepelerden kıvrıla kıvrıla akıp gelen akarsulara benzer. Kimi zaman kütüklere vura vura kimi zaman sert kayalara çarpa çarpa ilerler, toprağını yontarak yatağını şekillendirir ve ovaya indiğinde ya devasa nehirlere dönüşmüştür yahut küçük akarsu olarak şekillenmiştir.
İnsan da bilincini ve bilinçaltını çevresindeki bilinçlerle çarpıştıra çarpıştıra, yonta yonta kendi yatağını oluşturur, kendi özgül pitoreskini oluşturur.
O yüzdendir ki şu metaforu anmanın vaktidir:
İnsan çatışa çatışa uzlaşır.(Bestami Bozkurt)
Haluk Bilginer’in bilinçaltımızın kombinasyonlarını işletemememizin yol açacağı hasarları şu cümlelerinde gizlidir:
"…Neden Norveç değiliz? demek yerine"İyi ki Somali değiliz" dediğimiz için gelişemiyoruz. İyiyi örnek alacağımıza kötüden ibret alıp vicdanımızı rahatlatıyoruz. İşte bizi bu arabesk zihniyet tüketti…"
"…İnsanları sadece sigara ve alkol mahvetmez. İnsanları 12 saat çalışmak, düşük maaş, kredi, ipotek, borç ve bunların stresi de mahveder…"
Pollyannacılık mı deniyordu buna?
İnsanların pollyanna gibi kendi diskurlarında avunmaları bilinçlerini karartarak nehir olabilecekken küçük bir akarsu olarak pejoratif kimlikle yaşamaya mahkum olur.
Joseph Murpy şunları söyler bilnaçltının gücü kitabında:
Bilinçli zihniniz neyin doğru olduğunu varsayar ve inanırsa, bilinçaltınız da onu kabul eder ve onun genel olmasını sağlar. İyi talihe, ilahi rehberliğe, doğru eylemlere ve hayatın tüm lütuflarına inanın.
Eğitim bilimlerinde okuduğumuz “öğrenilmiş çaresizlik” sonrasında “kendini gerçekleştiren kehanet” metaforu bilinç ve bilinçaltının “iyi ki Somali değiliz” diyen zihniyetin yıkılacağı enkazdır.
Çünkü insan “neden Norveç değiliz? Sorgulamasıyla bilincini ve bilinçaltını diri tutarak oluşabilecek sorunların üstesinden gelebilmek için güç kazanır.
Murpy: “Hayal gücü en büyük yeteneğinizdir. Güzel ve iyi olanı hayal edin. Siz hayal ettiğiniz kişisiniz.”
twitter.com/bestamibozkurt