Tarım ve Orman Bakanlığı, Karadeniz’de avlanan hamside; yasal avlanabilir boy uzunluğunun altındakilerin oranının artması nedeniyle hamsi avına 10 gün süreyle yasak getirdi.
Avı yasaklanan hamsinin neden küçük kaldığı tartışılıyor. Küresel iklim değişikliğinin etkisi ile Karadeniz’de yaşanan kuraklıkla kuruyan derelerdeki hamsi yemi olarak bilinen planktonların denizlere ulaşamadığı, beslenemeyen hamsinin de bu nedenle küçük kaldığı değerlendiriliyor.
Türkiye’de 9 santimetrenin altında avlanması yasak olan hamsinin Karadeniz’e komşu kuzey ülkelerde ise 7 santimetreye kadar avlandığına da dikkat çeken balıkçılar, hamsinin neslinin tükenme tehlikesi ile de karşı karşıya olduğunu yönünde görüş bildiriyor.
Bu tartışmalar sürerken uzmanlar ve balıkçılardan hamsi popülasyonunu tüketerek tehdit ettiği öne sürülen yunus balıklarının kontrollü avlanması önerisi gündeme geldi.
Doç Dr. Kocabaş: Kontrollü yunus avına izin verilmeli
Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Mehmet Kocabaş, 1970'li yıllardan beri uluslararası anlaşmalar gereği avlanması yasak olan yunusların Karadenizli balıkçıların ağlarını parçalayarak zarar verdiğini söyledi.
Kocabaş şunları söyledi: “Yunuslarla ilgili çalışmalar yeterli değil. Biz yunus popülasyonunu ciddi şekilde takip edemiyoruz. Ama biliyoruz ki yunuslar ciddi bir şekilde balık tüketiyor ve balıkçıların ağlarını parçalayarak kullanılamaz hale getiriyor. Popülasyon çalışması yapılması kontrollü bir şekilde avlanması ve popülasyonunun yönetilmesi gerekiyor. Hamsi popülasyonlarının azalmasına aşırı avcılık, kirlilik ve doğal ölüm dediğimiz dışarıdan av baskısı yapan predatörlerin etkisinin çok olduğunu biliyoruz. İstavrit, mezgit, tirsi, kalkan, palamut bunlar da hamsi tüketiyor. Ama onun dışında ciddi şekilde hamsi tüketenlerden bir tanesi de yunuslar. Yunuslar kendi ağırlıklarının yüzde 10’u kadar bir balık tüketiyor. Bu da 70 ila 100 kilo arasını bulabiliyor. Ama ne kadar yunus popülasyonumuz var? İşte bununla ilgili bir bilgi yok."
Sahilden bakıldığı zaman çok ciddi yunus sürüleri görüldüğünü ifade eden Doç. Dr. Kocabaş, “Biz bunun en büyük serzenişini de balıkçılardan duyuyoruz. ‘Benim ağlarımı parçaladı’ diyorlar. Balıkçılar 1 kilometrelik ağda 5 kilo balıkla geri döndüklerini söylüyor. Ağları vurup, parçalayıp, orada bulunan balıkları da telef ediyor. Yunusun avlanmamasıyla popülasyonu anormal bir şekilde arttı. Karadeniz'de canlı yaşamının normal düzeye çekilmesi için anormal bir şekilde artan yunus miktarının dengelenebilmesi için kontrollü yunus avına izin verilmesi gerekmektedir" diye konuştu.
Balıkçı Usta: Benim kadar yunus seven yoktur ama ağlarımı parçaladığı zaman gözüm bir şey görmüyor
Trabzonlu balıkçı Salih Usta şu ifadeleri kullandı: “Yunuslar denize serdiğimiz ağlarımızda bulunan balıkları gördüğü zaman gidip ağlara saldırıyor. Ağlarımızı parçalıyor, delikler açıyor. Yeni ağlarımızı paramparça ediyor. Benim kadar yunusları seven yoktur. Çok sevimliler. Ama ağlarımı parçaladığı zaman gözüm bir şey görmüyor. Zaten ağın bir parçasının maliyeti bin lirayı buluyor. Çektiğim ağın içinde balık olmadığını ve paramparça olduğunu gördüğüm zaman bende yunus sevgisi falan kalmıyor. Buna bir önlem alınsın. Karadeniz’de yunus azdı. Ama şimdi yıllardır tutulmadığı avlanmadığı için denizi ele geçirdiler. 10 yıl sonra denizde yunuslar haricinde başka bir canlı da kalmayacak. Karadeniz yunuslara kalacak, günde 70- 80 kiloya yakın balık yiyor zaten. Artık dayanacak ne ekonomik gücümüz kaldı ne de psikolojimiz."
Balıkçı Sakallıoğlu: Kan ağlıyoruz
Balıkçı Yılmaz Sakallıoğlu ise, “Yunuslar, ağlara çok zarar veriyor. Yeni yaptığımız sıfır ağları akşamdan serip, sabah paramparça alıyoruz. Tamir edilecek şekilde de olmuyor ağlar. Mecbur, kaldırıp çöpe atmak zorunda kalıyoruz ağlarımızı. Bize maddi olarak çok zararı var. Bizim ekonomik gücümüz bu yükü kaldıramaz oldu. Kan ağlıyoruz resmen” diye konuştu.