Ülkemizde sanayileşme, çarpık kentleşme, hızlı nüfus artışı aşırı kimyasal gübre kullanımı ve zirai mücadele ilaçları (Pestisit) su kirliliğini oluşturan temel unsurlar olarak ortaya çıkmaktadır. Sanayi kuruluşlarının arıtmadan doğal alıcı ortama bıraktıkları sıvı atıklar su kirliliğine ve buna bağlı olarak toprak ve bitki örtüsü üzerinde aşırı kirlenmelere neden olmaktadır.
Su kirliliği “insan etkisi sonucu ortaya çıkan ve suyun kullanımını kısıtlayan veya tamamen engelleyen ekolojik dengeleri bozan kalite değişimleri” olarak tanımlanabilir.
Ülkemizde sanayileşme, çarpık kentleşme, hızlı nüfus artışı aşırı kimyasal gübre kullanımı ve zirai mücadele ilaçları (Pestisit) su kirliliğini oluşturan temel unsurlar olarak ortaya çıkmaktadır. Sanayi kuruluşlarının arıtmadan doğal alıcı ortama bıraktıkları sıvı atıklar su kirliliğine ve buna bağlı olarak toprak ve bitki örtüsü üzerinde aşırı kirlenmelere neden olmaktadır. Zirai mücadele için kullanılan ilaçlamalarda havadaki ilaç zerrelerinin rüzgarla sulara taşınması veya pestisit üretimi yapan fabrika atıklarının durgun veya akarsulara boşaltılması sonucunda su kaynaklarımız pestisitlerle kirlenmektedir. Diğer yandan, kimyasal gübrelerin bilinçsizce ve aşırı kullanımı da zaman içinde sularımızı kirletmekte ve toprağı çoraklaştırmaktadır. Akarsuların debisi azaldıkça akarsuya verilen kirleticilerin seyreltilmesi ve taşıma kapasitesi düşmekte ve daha yoğun bir kirlilik etkisi ortaya çıkmaktadır.
Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği’ne göre kıta içi yüzeysel su kategorisine göre akarsularımız, kirlilik açısından 4 ana sınıfa ayrılmıştır. Buna göre;
I.Sınıf : Yüksek kaliteli su,
II.Sınıf : Az kirlenmiş su,
III. Sınıf : Kirli su,
IV.Sınıf : Çok kirlenmiş su olarak tanımlanmaktadır.
İkinci sınıf sular ancak ileri ve uygun bir arıtma ile içme suyu olarak kullanılabilir. Ayrıca rekreasyonel maksatlar için kullanılabilir nitelikte sulardır. Bu sular sulama suyu kalite kriterlerini sağlamak şartıyla sulama suyu olarak kullanılabilir.
Üçüncü sınıf sular ise gıda, tekstil gibi nitelikli su gerektiren tesisler hariç olmak üzere, uygun bir arıtmadan sonra su ürünleri yetiştiriciliğinde ve sanayi suyu olarak kullanılabilir. Dördüncü sınıf sular ise çok düşük kaliteli olan ve ancak arıtma yapılıp iyileştirilerek kullanılabilecek sulardır.
33 ilimizde su kirliliği birinci öncelikli sorun
Çevre , Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 2022 verileri üzerinden hazırladığı Türkiye Çevre Sorunları ve Öncelikleri Değerlendirme Raporu’na göre; ülke genelinde, 33 ilimizde su kirliliği birinci öncelikli sorun olarak ortaya çıkıyor. Su kirliliğinin birinci öncelikli sorun olduğu illerin yer aldığı havzalar ise Meriç-Ergene, Marmara, Susurluk, Gediz, Kızılırmak-Yeşilırmak, Doğu Karadeniz, Çoruh ve Van Gölü Havzaları olarak verilmektedir.
Aynı raporda, tüm havzalarımızın yarısının su kalitesinin yeterli olmadığı, bu havzaları besleyen suların aynı zamanda ülkemizin en büyük tarımsal üretiminin de beslemek açısından kritik anlamda önemli olduğu ve toplum ve çevre sağlığı açısından acilen iyileştirme yapılması gerekmektedir
Rapor çalışmasında 66 adet İl Müdürlüğünce kendi sınırları içerisindeki, toplam 425 adet yerüstü suyu veya izleme noktası için muhtemel kirlenme nedenleri işaretlenmiş. Rapora göre yerüstü sularını kirleten başlıca etkenler oransal olarak evsel atık sular (%86) , zirai ilaç-gübre kullanımı(55), evsel katı atıklar (%41)ve sanayi atıksuları (%33) şeklinde dağılıyor.
Yeraltı sularının kirleten temel etkenler ise sırasıyla zirai ilaç-gübre kullanımı, evsel atıksular, hayvan yetiştiriciliği ve sanayi atıksuları olarak belirlenmiş.
Image
Su Kirliliği öncelikli olan il sayısı artıyor
En son 2019 yılı verileriyle 2020 yılında yayınlanmış olan Türkiye Çevre Sorunları ve Öncelikleri Raporu ile 2022 yılı verileriyle yayınlamış olan raporda su kirliliğinin birinci öncelik olarak seçildiği il sayısında artış olduğu görülmektedir.
2019 yılı verilerinde Su Kirliliği 27 ilde birinci öncelik iken 2022 yılında 33 ilde birinci öncelik seçilerek artış yaşanmıştır
Gediz Nehri kirliliği İçin yapılan çalışmalar
Gediz'i kirlilikten kurtarmak için 2015 yılında çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 'Gediz Havzası Kirlilik Önleme Eylem Planı' hazırlandı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı; Kütahya, Uşak, Manisa ve İzmir'i kapsayan Gediz Havzası'nı kurtarmak için 8'i Manisa'dan olmak üzere 17 ayrı noktadan yılda 4 defa numune alarak su kalitesi ölçümleri ve denetimler yapıyor.
Eylem planında kısa, orta ve uzun vadede ulaşılması öngörülen hedefler çerçevesinde çevresel altyapı yatırımlarının ivedilikle tamamlanmasına yönelik planlamalar yer alıyor. Atıksu arıtma tesisleri ile katı atık bertaraf tesislerine ilişkin yatırımlar tamamlandığında su kalitesinin 4ncü sınıftan üçüncü sınıfa yükseleceği öngörülüyor.
Image
Ne Yapılmalı?
Su kaynaklarını kirletici kaynaklar noktasal ve yayılı kaynaklardır. Noktasal kaynaklar, su kaynağına kirleticinin nerenden verildiğinin bilindiği ve kontrolünün mümkün olduğu kaynaklardır. Evsel ve endüstriyel deşarjlar noktasal kirlilik kaynaklarıdır. Yayılı kaynaklar ise, tarımsal kaynaklı sular, yüzeysel akışla gelen yağmur suları, sızıntı suları vb.su ortamına kirleticinin nereden geldiğinin belli olmadığı kontrolü çok zor olan kaynaklardır.
Arıtılmadan alıcı ortamlara deşarj edilen evsel ve sanayi kaynaklı atıksular entegre çözümlerle kontrol altına alınmalı ve uygun arıtma teknolojileri kullanılarak çevreye zararsız hale getirilmelidir.
- İlçe belediyelerinde daha yaygın olan atıksu altyapısı konusunda finansman ve mevzuat sorunlarının önüne geçilmelidir.
- Zirai faaliyetlerde kullanılan ilaç ve gübrelerin doğru zaman ve miktarda kullanılması sağlanmalı, kullanılmış tarımsal ilaç ambalajlarının uygun bertarafı sağlanarak doğaya yayılması önlenmeli, tarımda uygun sulama teknikleri kullanılarak ilaç ve gübrelerin drenaj sularıyla su kaynaklarımıza bulaşma riskinin önüne geçilmelidir.
- Evsel katı atıkların düzensiz döküm sahalarına atılmasının önüne geçilerek, geri kazanım ve uygun bertarafı sağlanmalıdır.
- Atıklarla ilgili olarak, mali kaynaklar sağlanarak, geri dönüşüm ve yeniden kullanım uygulamalarının arttırılması ve uygun bertarafının sağlanması gerekmektedir.
- Aynı zamanda belediyelerin farkındalığının artırılması ve bilinçlendirilmesi gerekmektedir.
- Ülkemizde hayvancılık faaliyetlerinin yoğun olarak yapıldığı yerlerde hayvan dışkılarının biriktirildiği yerlerin zeminin sızdırmazlığının sağlanması ve aslında değerli olan bu ürünün kısa zamanda ekonomiye kazandırılması gerekmektedir.
Kaynakça
Türkiye Çevre Sorunları Ve Öncelikleri Değerlendirme Raporu ( 2022 yılı verileriyle ) Düzenleyen ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ, İZİN ve DENETİM GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Çevre Envanteri ve Bilgi Yönetimi Dairesi Başkanlığı Çevresel Veri Değerlendirme Şube Müdürlüğü Kaynak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüklerince doldurulan İl Çevre Sorunları ve Öncelikleri Araştırma Formları Yayın No: 56 ANKARA–2023