Eyüpsultan İlçe Sağlık Müdürü Dr. Muhammet Atak, koronavirüs salgınının başladığı ilk dönemde kendisi gibi doktor olan eşiyle birlikte sahada aktif çalıştıklarını söyledi.
Nisan ayının başında hem kendisinin hem de eşinin koronavirüse yakalandığını ifade eden Atak, "Önce eşimin sonra da benim hem akciğer tutulumu hem de PCR testimiz pozitif çıkınca 14 günden biraz daha fazla süren tedavi süreçlerimiz oldu. Kimde nasıl etkiler göstereceği belli olmuyor. Allah kimsenin başına vermesin. Epey sıkıntılı geçti. Çok ciddi bir öksürükle başladı ve ikimizde de düşmeyen ateş vardı. Nefes alıp vermede de ciddi sorunlar olmaya başlamıştı. Çok ciddi kas ağrısıyla boğuşmak zorunda kaldık. Eşim hastanede biraz yattı. İkimiz de hekim olunca evde tedaviyi devam ettirme kararı aldık. Anormallikler olduğunda birkaç kez hastaneye gitme durumunda da kaldık. Şükürler olsun atlattık." diye konuştu.
Salgın tarihinde dünyayı bu kadar etkisi altına alan bir pandeminin yaşanmadığına dikkati çeken Atak, "İlk zamanlarda da yakalandığımız için, tedavisinde kanıtlanmış bir yöntemin belli olmaması, sürecin nasıl ilerleyeceğine dair net bir bilginin olmaması ister istemez insanı tedirgin ediyor. O süreçte hem sevdiklerimizden hem ailemizden ayrı tuttuk kendimizi. Evde kendimizi izole ederek zorlu bir süreç geçirdik. O sıkıntılı süreçte sevdiklerinizin yanınızda olamaması ciddi anlamda tedirgin ediyor." ifadelerini kullandı.
Atak, ilçe sağlık müdürlüklerinin çalışmaları hakkında bilgi vererek, müdürlüklerin bulaşıcı hastalıklarda birinci basamak sağlık hizmetlerinin yönetilmesinde en önemli misyonu üstlendiklerini kaydetti.
"İzole ettiğimiz hastaların psikososyal durumlarını takip ediyoruz"
Kovid-19 salgını çıkmadan önce de diğer bulaşıcı hastalıklarla ilgili ilçe sağlık müdürlüklerinin ciddi çalışmalarının olduğunu hatırlatan Atak, şöyle devam etti:
"Bulaşıcı hastalıklarla mücadele yöntemlerimiz vardı. Kovid mevzubahis olduğunda ilk etapta kendi personelimizi yeniden eğitimden geçirdik. Bununla yetinmedik, toplumun önde gelenleriyle muhtarlar, okul idarecileri, imamlar ve öğretmenler gibi ulaşabildiğimiz insanları etkileyebilecek herkese ulaşıp hastalığın tehlikesinden bahsettik. Toplumu hazırlamaya çalıştık. Filyasyon çalışması ilçe sağlık müdürlüklerinin yaptığı en önemli çalışmalardan bir tanesi. Türkiye'de hastalığın nispeten iyi durumda seyrediyor olmasındaki en temel nokta ilçe sağlık müdürlüklerinin yaptığı filyasyon çalışmalarıdır. Bilgilendirme, yönlendirme, tavsiye ve kısıtlıma gibi yöntemlerle filyasyon sürecini devam ettiriyoruz. Tedavi takiplerini yapıyoruz. İzole ettiğimiz hastaların psikososyal durumlarını takip ediyoruz. Evde kaldıkları sürece online, uzaktan psikolojik destek veriyoruz. Beslenme yine bu süreçte en çok ihmal edilen konulardan bir tanesi. İzolasyonda olan vatandaşlarımıza diyetisyen aracılığıyla ulaşıp doğru beslenme konusunda bilgilendirme yapıyoruz."
"Biz burada canla uğraşıyoruz"
Toplumun her kesiminin bu süreçten ciddi manada etkilendiğine vurgu yapan Atak, şunları kaydetti:
"Sağlıkçılar olarak gördüğümüz her pozitif vakayı, neredeyse 7/24 takip ediyoruz. Ana sayfamıza bir tane daha pozitif vakanın düştüğünü görmeyi, bir kişinin ismini daha görmeyi, tıpkı ailemizden birinin hastalanması olarak görüyoruz. Biz burada canla uğraşıyoruz. Yaptığımız işle insanın hayatına dokunmaya gayret ediyoruz. Orada (ekranda) gördüğümüz her rakamı birer can olarak görüyoruz ve bizi çok ciddi endişeye sevk ediyor. Travmatize ediyor. Mümkün mertebe o sayıları görmek istemiyoruz. Çünkü biz insanlarımızın hastalanmasını ve hayatlarını kaybetmesini istemiyoruz."
Atak, sağlık çalışanlarının bu sürecin mücadelesini en ön planda vermeye gayret ettiğini dile getirerek ister istemez en çok etkilenen kesimin de sağlık çalışanları ve aileleri olduğuna dikkati çekti.
"Aylardır sevdiklerimize sarılamadık"
Bu süreçte birçok sağlık çalışanının da hayatını kaybettiğine işaret eden Atak, şöyle konuştu:
"Sağlık çalışanları süreç başladıktan sonra sahada aktif çalıştığı için ailesiyle görüşmedi. Aylardır sevdiklerimize sarılamadık. Sağlık çalışanlarımızdan Eyüpsultan Nişanca Aile Sağlığı Merkezinde görevli aile hekimi Dr. Yavuz Kalaycı da hayatını kaybetti. İzolasyon sürecinden tam çıktığım sırada onun vefat haberini aldık. Sadece bir kişi vefat etmedi. Aynı aileden annesi, babası ve kendisi iki hafta içinde hayatlarını kaybetti. Bir aileden 3 kişinin vefat ediyor olması hem o aile için hem de sağlık çalışanları için çok travmatikti. Bu sürecin en kötü tarafı sosyal destek ve toplumsal dayanışmayı bile zaman zaman yapamaz hale geldik. Doktor beyin cenazesine ben de katıldım. O süreçte kısıtlama ile beraber ancak 5-6 kişinin katıldığı cenaze törenleri gördük. Bu zorlu süreç bizi üzüyor, üzmeye devam ediyor."
Atak, hayatı normale döndürmek için herkesin el birliği ile çalışması ve bu sürecin sorumluluğunun birlikte paylaşılması gerektiğini ifade etti.
Test sonucu pozitif olan vakaların ve bunlarla teması bulunanların izole edilmesinin büyük önem taşıdığını kaydeden Atak, "Bir kişinin ölümüne sebebiyet vermemek için çok daha hassas olmamız lazım ve mümkün mertebe izolasyona dikkat etmemiz gerekiyor. Bir insanın başkasının tedbirsizliğinden dolayı hasta olmasını, vefat edecek olmasını hiç kimse istemez." dedi.