Bir çocuk bir günde istismara uğramıyor. Bizim gördüğümüz kadarıyla, yani mutlaka bir süreç söz konusu, bu bir süreç sonundadır" diyen Güven, en iyi koruma yönteminin anne babaların çocuklarıyla açıklıkla konuşmaları ve kaliteli zaman geçirmeleri olduğunu belirtti.
Hürriyet gazetesinden Bülent Sarıoğlu’nun haberine göre Güven, "Koruma altına aldığımız çocukların hiçbirini kendi inisiyatifimizle alma durumunda değiliz. Mutlaka mahkeme kararıyla koruma altına alınmak zorunda" dedi ve şöyle devam etti:
Bazen biz çocuğu alıp mahkeme sürecini başlatıyoruz, bazen kolluk mahkeme sürecini başlatarak koruma kararını alıp bize teslim ediyor. Bakanlık olarak incelemelerimizi yapıyoruz.
Eğer bu çocuklardan ailesine dönmesinde bir problem yoksa ailesine döndürüyoruz. 2017'de 16 bin, 2018'de de 21 bin çocuk bir şekilde bizim ilk kabulümüze gelmiş durumda.
Bunların önemli kısmını ailesine teslim ettik. Şundan teslim ettik: Bizim açımızdan eğer ailede çok ciddi bir sorun yoksa, yani bu çocuğu istismar veyahut başka türlü problemler söz konusu değilse çocuğu ailesinden koparmak istemiyoruz, mutlaka aileye dönüşünü sağlamaya gayret ediyoruz.
HİÇ KİMSESİ YOKSA EVLAT EDİNDİRİYORUZ
Yılda 4 bin-4 bin 500 civarı çocuğu koruma altına alıyoruz ilk etapta" diyen Güven, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
Ama koruma altına aldıktan belli bir zaman sonra yine ailelerle çalışmaya devam ediyoruz. Yakın akraba söz konusuysa verebileceğimiz yakın akrabasına, veremiyorsak koruyucu aileye veriyoruz.
Hiç kimsesi yoksa, bir şekilde uzun süredir çocuk takip edilmemişse, ziyaretçisi yoksa bu çocuklarımızı da evlat edindiriyoruz.
İlk önce koruyucu, önleyici hizmetlere odaklanıyoruz. İkinci aşamada aile odaklı yani bir çocuğu koruyucu, önleyici hizmetler.
Tabii ki bizim yapacağımız çalışmalar tek başına sorunları çözmeyebilir, bütün devlet kurumları sonuçta çocukların güvenliğinden, haklarının korunmasından sorumlu. Kuruluş hizmeti bizim için en son süreç. Artık başka bir seçeneğimiz kalmadığında çocuğu kuruluş hizmetine alıyoruz.
KAYNAK: Hürriyet Gazetesi