E-Devlet üzerinden 14 Şubat gece yarısından itibaren alt-üst soy ağacı sorgulaması yapıp ailelerimizin geçmişini (1800’lü yıllara kadar )öğrenmeye başladık. İlk gün 1 gecede yaklaşık 8 milyon kişi e-Devlet’e soy girişi yaptı. Önce çöken sistem 3 gün sonra yeniden açıldı. Şimdi artık herkes elinde ‘nereden geldiği’ni bildiren kâğıtlar ile geziyor. Arkadaşları ile bu bilgileri paylaşıyor. Hatta sosyal medya aracılığıyla yayınlıyor. Bu neyin sevinci? Neyin ispatı? Neyin paylaşımı bilinmez ama güvenlik açısından bu bilgilerin ortalıkta gezmesi konusunda oldukça sıkıntı ve bir o kadar da uyarı var.
Öte yandan arkadaş toplantılarının ve aile toplantılarının ana konusu da son günlerde bu alt-üst soy ağacı muhabbeti. Olay bu kadarla da sınırlı değil. E Devlet sorgulamasında göçmen olduğunu öğrenenler, AB üyesi ülkelerden çifte vatandaşlık almak için harekete geçti.
Milyonlarca kişi E-Devlet'te başlatılan ‘soyağacı sorgulama’ hizmetinden dedelerinin kökeniyle ilgili bilgiler elde etti. Bazı vatandaşlar aslında göçmen olmadığını, bazıları ise Bulgar ya da Boşnak göçmeni olduğunu öğrendi. Bunun üzerine özellikle Avrupa Birliği’ne (AB) üye ülkeler Bulgaristan, Makedonya, Yunanistan ve Romanya göçmeni olduğunu öğrenen vatandaşlar, çifte vatandaşlık almak için harekete geçti.
Bulgaristan, Bosna-Hersek, Makedonya ve Romanya çifte vatandaşlık veriyor. Yunanistan ise Mübadele Anlaşması gereği vatandaşlık vermiyor. Ancak annenin, babanın, dedenin, anneannenin ya da babaannenin ‘Yunan kimliği’ olan kişilere vatandaşlık yolu açılabiliyor.
Olay bununla da sınırlı değil. Tüm bu işlemler için özel olarak avukatlık büroları da kendilerine çoktan iş alan açtılar. Ve soy ağaçlarına göre çifte vatandaşlık elde etmek isteyenler için hizmet vermeye başladılar bile…
Bu arada yakın çevremden başlayarak söyleyebilirim ki, dün ‘ülkede özgürlük ve demokrasi kalmadı’ gerekçesiyle, hem paralarını hem de gelecek yatırımlarını yurt dışında arayan ve şekillendiren varlıklı insanlara, şimdi de ‘soy ağacı ile elde edilecek vatandaşlık’ ile ülkeden ayrılmak isteyenler topluluğu eklendi. Şimdi herkes, ( özellikle AB ülkelerine dayanan soy ağaçları olanlar) çoktan ruhen o ülkelere yerleştiler bile…
Devlet eliyle birden bire altsoy-üstsoy çalışması yapılıp bizlere sunulmasının, hem de şimdi sunulmasının herhalde bir anlamı vardır! Tam da bölgede mezhepsel savaşlar ile elde edilecek enerji sahaları paylaşımı varken. Tam da yine bölgede enerji bazlı post-modern savaşlar için herkesin ‘as’lına dönme projeleri planlanırken. Tam da Doğu Akdeniz ve Kıbrıs üzerinde Levanten bir devlet oluşumu planlanırken…
Tam da 2010 yılında Akdeniz’deki petrol ve doğalgaz jeopolitiği kesin bir değişime uğramışken. Teksas merkezli enerji şirketi Noble, Doğu Akdeniz’de devasa boyutlarda bir doğalgaz rezervi belirlemişken. Büyüklüğüne atıfla, bu sahaya Leviathan adı verilirken ve İncil’de dev bir deniz canavarını tanımlamak için kullanılan bir kelime ile bu sahanın son 10 yılda dünya üzerinde bulunan en büyük rezerv olduğu açıklanmışken.
Ve bunların paylaşım savaşları bölgeyi tek ayaküstünde durdururken, bize şimdi neden ‘nereden geldiğimizi’ sorgulattırıp, nereye gidebileceğimizin adresleri veriliyor dersiniz? Yarın bu cevapları aramak üzere…