Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK), iş insanı Osman Kavala’yı tutuklayan ve Anayasa Mahkemesi (AYM) kararına rağmen tahliye etmeyen hakimlerin isimlerinin istenmesiyle ilgili ‘hatalı değerlendirmeler’ yapıldığını belirterek açıklama yaptı: “İhlal kararlarına sebep olan tüm belgeler toplanıp terfi kararının nihai sonucunu verecek HSK İkinci Dairesinin gündeminde değerlendirilmektedir. Sosyal medyanın gündemini meşgul eden evrak, tek bir olayla ve dosya ile sınırlı olmayıp, genel ve rutin bir terfi mutfak çalışmasının sonucudur ve bu niteliği gereği Yargı Reformu çalışmaları kapsamında 2019 yılında gerçekleşen ilke kararı hükümlerinin bir gereğidir.”
HSK, İstanbul Adalet Komisyonu’na ‘acele’ kodlu yolladığı yazıyla iş insanı Osman Kavala’yı tutuklayan ve AYM’nin kararına rağmen tahliye etmeyen hakimlerin listesini istemesiyle ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, söz konusu yazının ‘kafa karışıklığına neden olduğu ve hatalı değerlendirildiği’ ifade edilerek, hakim ve savcılar hakkında rutin incelemelerin yapıldığı kaydedildi.
Açıklamada, derece yükselme ve birinci sınıfa ayrılmaya ilişkin ilke kararlarına şu hükmün eklendiği hatırlatıldı:
“Yargı bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı ilkeleri temelinde; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesince yapılan incelemelerde ihlal kararına sebebiyet verip vermedikleri, neden oldukları ihlalin niteliği ve ağırlığı ile ilgililerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasa ile teminat altına alınan hakların korunması konusundaki gayretleri dikkate alınarak, üç yıllık çalışmalarının değerlendirilmesi sonucu başarı dereceleri tespit edilir.”
TEK OLAYLA İLGİL DEĞİL, GENEL MUTFAK ÇALIŞMASI
HSK açıklamasında, bu ilke kararını 2020 yılı Nisan ayı terfi çalışmalarından itibaren uygulanmaya başladığı belirtilerek, şunları dikkat çekildi:
“Bu hüküm uyarınca, AİHM tarafından verilen tüm kararlar ilgili yargı yerlerinden istenilmekte, ihlal kararlarına sebep olan tüm belgeler toplanıp terfi kararının nihai sonucunu verecek HSK İkinci Dairesinin gündeminde değerlendirilmektedir. İhlale konu husus ceza davası olabileceği gibi, aile hukukuna ilişkin veya özellikle çokça rastlandığı üzere kadastro uyuşmazlıklarına veya özel hukuk alanına ilişkin olabilmektedir. Sosyal medyanın gündemini meşgul eden evrak, tek bir olayla ve dosya ile sınırlı olmayıp, genel ve rutin bir terfi mutfak çalışmasının sonucudur ve bu niteliği gereği Yargı Reformu çalışmaları kapsamında 2019 yılında gerçekleşen ilke kararı hükümlerinin bir gereğidir. Kamuoyundaki bilgi eksikliğinden kaynaklanan hatalı değerlendirmeleri önlemek adına saygı ile duyurulur.”