İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, gündeme dair soruları yanıtlıyor. Bakan Soylu pandemi nedeniyle uygulanan "kademeli normalleşme" hakkında konuştu. Öte yandan 1 Haziran sonrası için "rahatlama" beklediğini söyleyen Soylu, bekçi tartışmalarına ilişkin de açıklamalarda bulundu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, katıldığı bir televizyon programında gündeme dair açıklamalarda bulunuyor.
Bakan Soylu'nun açıklamalarından satır başları:
Pandemi her bir adımını yeni yaşadığımız süreç. Dünyayı hepimiz gördük. İnsanlar morglardan cenazelerini alamadılar. Hastaneye kabul edilmediler. Çok büyük kapanmalar yaşadılar. Birçok tedbir aldılar. Biz de hem kendimize yönelik pandemi sürecinin büyümesi konusunda tecrübelerimiz ve dünyadaki tecrübeleri takip ederek adım attık. Sayın Cumhurbaşkanımız dört ana kriter belirledi. Bunlardan bir tanesi kamu düzeni. Allah'a şükürler olsun. Avrupa'da yürüyüşler, protestolar, isyanlar. Türkiye'de bir tane böyle bir şey olmadı. Birileri bunlardan rahatsız. Milletimizin hem metaneti hem sabrı, hem vakarı çok yüksek. Hem de Cumhurbaşkanımıza inancı yüksek. Kamu düzeni ve kamu güvenliği konusunda baştan itibaren vali, kaymakam, belediye başkanlarımız her kez çaba sarfetti.
En yakınlarımızı kaybettik. En önemli birikimlerimizi kaybettik. Dünyada ve bizde iniş çıkışlar oldu. Şu anda 10 bin seviyelerinde. Hastanelerde şu anda 850-900 kişilik potansiyel söz konusu. Kudüs meselesi mesela. Milletin kendi içindeki boşaltması gerekir. Diğer taraftan ligler. Kapatmazsanız bitersiniz dedikten sonra kapandığımızda 'esnafı bitirdiniz' diyebilen bir muhalefet var. Aşı olmayı teşvik ediyoruz. İnanın bazı sektörleri kendim arıyorum. Biraz daha sabredin, zorluğumuzu biliyorsunuz diyorum. Tekrar geri dönmeyelim diyorum.
Aşılarda hızlanmayı yakaladığımız andan itibaren çok rahat adım atacağımızı ifade edebilirim. 1 Haziran'dan itibaren daha rahatlayacağımıza inanıyorum. Şu anda bir ölçü tutturmak yanıltmak anlamına gelir. Niyetimiz mümkün olduğunca kısıtlamaları ortadan kaldıracak adımları atmak. Amacımız ters bir rüzgarla karşılaşmamak için temizlik, maske, mesafe tüm tedbirleri ortaya koymak.
Toplu taşıma işini bu dönemde beceremedik, becerilebilirdi. Biz elimizden geldiğince yaptık. Benim otobüsü durdurup inin aşağı dememin anlamı yok. Burada ne kadar insanın binip, binmeyeceği. Benim burada milletimize de istirhamım, toplu olarak bulunduğunuz yerlerden biraz sarfı nazar etmeleri. Hastalıktan düşmemeliyiz.
Sosyal vefa grupları 22 milyon haneye ulaştılar. Yaşlılara ödemelerini verdiler. Dünyada olmayan sistemler gelişti. Sadece polis, bekçi, öğretmen, imamlık yapmadılar. Vatandaşımızın ayağına gittiler. Dünyada böyle bir sistem yok. Bu tam anlamıyla herkesin birbirine destek olduğu, empati duyduğu, özellikle 65 yaş üstü büyüklerimize kıymet gösterdiği bir dönem oldu. Dünyada hasta seçmeye başladıkları zaman biz buna müsaade edemezdik. Bu büyük millet bize büyük emanetler bıraktı. En büyük emaneti karakterdir.
Bekçilik sistemi sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye'ye emanet ettiği, Türkiye'nin asayişini başarılı bir şekilde yönetilmesini sağlayan sistemin adıdır. Birileri korkuyor, nereden çıktı bu bekçi diyorlar. Buna yönelik ideolojik bir bakış açısı var. Biz bugün bekçileri polis akademisinde eğittik. Toplam 5 aylık eğitim. Yüzde 100'e yakın lise ve üniversite mezunları. Uyuşturucudan her türlü asayişsizliğe, hırsızlığa ve hatta terör meselesine kadar bekçilerimiz görevdedir.
Şunu söylemem gerekir; 100 yıldır bu saldırganlık devam ediyor. Türkiye'yi yönetmemek, yönettirmemek ve Türkiye'yi vesayet sistemi üzerinden istedikleri gibi idare etmek. Biz buna kayıt dışı siyaset diyoruz. 1961 darbesi Türkiye'deki kayıt dışı siyasetin başlangıcıdır. Türkiye terörle mücadeleyle karşı karşıya kaldı, özellikle 60'dan sonra gayrinizami harp taktiklerinin bütün saldırılarıyla karşı karşıya kaldı. 71, 80, 28 Şubat, 27 Nisan, 17-25 Aralık, 6-8 Ekim, 15 Temmuz, en son amiraller bildirisi. İki adım tarumar etti. Birisi 15 Temmuz, biri de Cumhurbaşkanlık krizi. Bugün bu telaşın, saldırganlığın temel sebebi, tam da 60'da kurulan düzenin bu millet tarafından, sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kurulan tasfiyesine yöneliktir.
Türkiye sağlık sistemi, hastane, üniversiteleriyle 27 Nisan öncesi mi? Hayır, kapasite geliştirmiştir. Atak helikopterinden kendi ürettiğimiz mühimmatlara kadar. Simetrik ve asimetrik birçok saldırıyla karşı karşıya kaldık. 15 Temmuz'un faili bugün nerede? Bugün Cumhurbaşkanımıza antisemitist diye saldıranlar 15 Temmuz'un failini ülkelerinde tutuyor. Bunu hepimiz biliyoruz. Ben bu sözlerimden dolayı Amerika'dan iki defa kısıtlama almış bir insanım. ABD Büyükelçileriyle görüşmem, bu ülkeye saygı duymaya başladıkları andan itibaren ancak veririm. Cumhurbaşkanımız var, ne meseleleri varsa görebilirler. Bizim bu konuda bütün vekaletimiz sayın Cumhurbaşkanımızdadır.
Bakıyorlar ki, pandemi geçti, bu kadar ekonomi saldırı, asimetrik, simetrik saldırı yaptık, Kudüs'ü başkent ilan ettik, Müslümanların karizmasını çizmeye çalıştık. Ermeni yasa tasarısını geçirdik. Burada Türkiye bir karar vermiş. 60'tan beri yaşayan Türkiye, Başbakanı idam edilen Türkiye, Süleyman Demirel'in eşine tasallut edilen tablo, rahmetli Özal'ın eşi Semra Hanım için her türlü dedikodu, iftirayı alçakça çıkaran bir tablo. Sadece terör silahlı değil. Gayrinizami harp teknikleri yalan ve iftira üzerinden istikrarsızlık ve emperyalist aklını işlevselleştirmeye çalışıyor.
17-25 Aralık FETÖ ve Amerika'nın istediği gibi bitseydi ne olurdu? Tarih nasıl değişirdi? Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla Adnan Menderes Müzesi inşallah açılacak. Yıllardır başbakanı millet ağzına getiremedi. Yıllardır asıldığı darbeyi bayram yaptılar. Akşener'in dediği yakışır mı? Çocukları katleden, öldüren, savunmasız, masum insanları ortadan kaldıran, dinimize tasallut eden. Sayın Cumhurbaşkanımız milyonlarca insanı ev sahibi yapmış. Bir gitsin İdlib'e. Biraz yürek ister. Yüz binlerce insan orada. Çadırdan aldık beş yıldızlı hale getirdik. 50-100 yıl sonra o memleketin evlatları 'Bizi öldürüyorlardı Türkler bize sahip çıktı' diyecek. Hristiyan, Ezidi, Türk, Kürt, Arap hepsini kucakladık. Ne ortaya koydunuz da siz sayın Erdoğan ile Netanyahu'yu aynı kefeye koyuyorsunuz. Elinize verilen sipariş var. Kılıçdaroğlu bizi suçlayacağına CHP'nin bir oyuna bak bakalım! CHP'liler hadi sorun partinizin oyunu. Telaştalar, acele ediyorlar. Biz Libya'dayız, Doğu Akdeniz'deyiz.
Bir eski Türkiye var bir eski dünya var. Soğuk savaş dönemi dünyası var. Biraz önce bahsettiklerim hala eski dünya alışkanlıklarıyla düşünüyor. Bizden giden bir siyasetçi vardı, şimdi bir siyasi partinin başında. Her bir şey çıktığında benim istifamı isteyen. O çok isterdi, CHP ile beraber olmayı. Bütün işi o. Kim pişiriyor bu işi? Yarın gelirseniz ben size belgesini gösteririm. Mesele sadece bakanlık değil başka işler de var. İki bakanlık yaklaşık 6-7 aydır pişiyor. Bir Cumhurbaşkan Yardımcılığı bir de Kültür Bakanlığı. Dillendirilen talep. Altlığını oluşturmuşlar. 'Aman iyi çalış, valiler ve bakanlıkları şekillendirmeliyiz' diyor Kandil ve Kandil'in buradaki uzantıları. Gelirsiniz gösteririm size. Dursun Çiçek'e kim ne söylettiriyor? Yarın kime ne söylettirecekler?
Milletimize sormak isterim, bundan 5 yıl önce çocuklarınızı AVM'ye gönderebiliyor muydunuz, gönderemiyor muydunuz? Türkiye bütün cephelerde kapasitesini yükseltti. Bunu çekemiyorlar. Netanyahu ile sayın Cumhurbaşkanımızın benzetilmesinin altında tamamen bu vardır. Türkiye burada bambaşka bir ivme yakaladı. Bütün bunlar yapılırken siyaseti elemanlaştırmışlar. Siyaset elemanlaşamaz. Siyaset kutsal bir şeydir, siyaset milletin emanetinin sözcüsüdür, tarihin sözcüsüdür.
Bizim milletimiz iftiraya uğramış bir millettir. Bu benim değil bir büyüğümüzün lafıdır. Bizim medeniyetimiz de iftiraya uğramıştır. İçeride bunların şakşakçıları, işbirlikçileri, bayileri hepsi var. Birtakım rakamlar vereceğim. Bu iddiaların nereden kaynaklandığını anlatacağım. Bağlantılarını, nereden kaynaklandığını, kimin yürüttüğünü görecekler. Söylediklerinin hepsi yalan. Türkiye tarihinin uyuşturucu ile ilgili en büyük mücadelesini yapıyor. Bu mücadelesinde Avrupa, Türkiye'yi her raporunda tebrik eder. Biz uyuşturucuda hem hedef hem transit ülkeyiz. Üç eroin rotası, birisi kuzey, birisi Balkan, biri de aşağıdan Afrika üzerinden Akdeniz'den güney rotası. Biz bu üç rotadan birisinde olmamıza rağmen Avrupa'nın yüzde 60 bazen 75 eroinini biz yakalarız.
Bir doğal uyuşturucu bir de kimyevi sentetik uyuşturucu var, o da Batı'dan gider. Biz o rotanın da içerisindeyiz. Hem kendimiz hedef hem de transitiz. Dönem dönem bu iddialar yapılır. Sayın Kılıçdaroğlu bana ara sıra adam gönderir, sonra el altından başka işler yaptırmaya çalışır. Keşke bununla ilgili gönderseydi de doğrusunu anlatma fırsatına sahip olsaydık. Biz geçen yıl 2019'da 20 tondur. Biz neredeyiz AB'nin tamamı nerede? Bugün 1.9-2, şu anda yakaladığımız kokain 1.961. Bonzai, extazy, captagona kadar. Şu anda cezaevlerinde 93 bin kişi uyuşturucudan tutukludur.
Dünya tarihinde uyuşturucuda mücadele eden bir numara ülke Türkiye'dir. Toplam 1.255 kilo banzai yakalandı. Bu mücadeleden çocuklarımızın hakkını kimseye yedirmeyiz. Daha dün deniz aşırı operasyon yaptık. Riskli bir operasyondu. Esrar, kokain, eroinde sürekli operasyon yapılıyor. Böyle bir tablo dünyanın hiçbir ülkesinde yok. Biz bir yanlış iş yaptık. Cumhuriyet tarihinin ilk uyuşturucudan gelir operasyonu. 2 milyarlık mal varlığı para, 17 şirkete kayyum. Bunu onla çarpın. Turbun büyüğü heybede. Bataklık operasyonunda ne oldu? Kim var? İki baron yakalandı. Kemal Bey 'Baronlar nerede' diyor ya. Bataklık operasyonunda dünyanın en büyük baronlardan bir tanesi yakalandı. Bunu Türkiye ilk kez duyuyor, bataklık operasyonu içerisinde FETÖ var ve buna ulaştık.
Bataklık operasyonu içerisinde biraz önce resmi çıkanlar da var. Şimdi Kılıçdaroğlu diyor ki, 'Kolombiya'dan şu kirli bilgi rotasını getirir misiniz' diyor. Bunun nasıl büyük bir baron olduğunu anlatırsam herkesin aklı şaşar. 'Kolombiya'dan Türkiye'ye gelen' dedi Kılıçdaroğlu? Bunu kim söylemiş FETÖ firarisi söylemiş. FETÖ firarisi Sait Safa...
Bırakın bu ülkeye ihanet etmeyi, işimi yapamadığımı düşündüğüm an bir dakika koltukta kalan namussuzdur. Bu kadar basit. Bu ülke büyük ülke. İşimi yapamadım, 1 saniye kalan namussuzdur. 2 Mayıs 2021 biraz önce adını söylediğiniz elebaşı. Gazeteler, siyasiler, organize suç örgütleri, Twitter. Kolombiya'da geçen yıl bir kokain yakalandı. 10 Haziran. Tweet atıyorlar, yakaladık diyorlar. Türkiye civarına gideceği iddia ediliyor. Sen FETÖ'cü firari Said Sefa ve Cevheri Güven'in ağzıyla konuşursan böyle düşersin. Türkiye'yi terörizmin, uyuşturucunun, mafyanın merkezi haline getirmek isteyenlere neler yaptık. 25 Haziran'da Kolombiya bizim Narkotik'le toplantı yaptık. Biz avcı gibiyiz. Kılıçdaroğlu 2020 tarihinde Balkanlar'da kimin olduğuna bakarsa. FETÖ'cülerin, Amerika'dan desteklenenlerin, BAE'nin kucaklarına oturanların sözcülüğüne CHP gibi parti soyundurulmasın.
25 Şubat'ta 13 ton kokain yakalandı? Nerede? Hamburg'ta. Şansölye Merkel bu kokainin sahipleri midir diyeceğiz? Tam tersine 'yakaladınız tebrik ediyoruz' dedik. FETÖ'cülerin kayığına binen bir ana muhalefet başkanı olur mu? Organize suç örgütlerinin emrinde bir ana muhalefet başkanı olur mu? Özgür Özel'in suçlamaları var. Ben sistemi ifade etmek istiyorum. HDP'den seçilen bir milletvekili bu operasyonun içinde. Türkiye uyuşturucu ile tarihinin en büyük mücadelesini ortaya koymaktadır.
Bizim görevimiz dibine kadar gidip, bu meselenin esas sahibini bulmak. Bulduğumuz zaman ilan ediyoruz zaten. Bizim kadar dünya ile ortak çalışan başka bir ülke sözkonusu değil.
Özgür Özel bu açıklamayı saat kaçta yapıyor, video saat kaçta çıkıyor? Türkiye ana muhalefet partisi genel başkanının sistemine kadar oturmuş ve onu spekar haline getirmiş bir operasyonla karşı karşıyayız. Grup başkan vekili çıkıyor, orada böyle bir kaset çıkıyor, bilginiz olsun diyor. Her şeyi kurgulamışlar.