İçişleri Bakanlığı, Yunanistan Göç ve İltica Bakanı Mitarakis'in iddiaları üzerine yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, "göçmenlere karşı insanlık dışı uygulamalarla sık sık gündeme gelen Yunanistan'ın Göç ve İltica Bakanı Notis Mitarakis'in bu kez de nerede ve ne zaman çekildiği belli olmayan, çırılçıplak bırakılmış göçmenlere ait fotoğraf üzerinden algı operasyonuna giriştiği" ifade edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda Yunanistan'ın insanlık dışı muamelelerini gözler önüne sererek, dünya kamuoyunun dikkatine sunduğu belge ve görsellerin, Yunanistan'ı uluslararası alanda çaresizliğe soktuğu belirtilen açıklamada, rutin olarak göçmenlerin para, telefon, kimlik ve pasaportları da dahil olmak üzere tüm eşyalarına el koyan, göçmenleri, kıyafetleri ve ayakkabılarını alarak denize atan, çıplak şekilde sopalarla darbeden, elektro şok cihazıyla yaralayan, plastik mermilerle vuran, lastik bot veya hurda durumdaki can sallarına bindiren Yunanistan'ın, bu girişimiyle insanların ölümüyle sonuçlanan sistematik hukuka aykırı geri itmelerin üzerini örtmeyi amaçladığı vurgulandı.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Yıllardır, göçmenlere ait lastik botların patlatıldığı, motorlarının söküldüğü, göçmenlerin darp edildiği ve hatta öldürmek pahasına üzerlerine ateş açıldığına ilişkin Yunanistan'ın bu insanlık dışı muameleleri ve eylemleri hem görüntüler hem de uluslararası raporlar ile gözler önüne serilmiştir. Daha geçtiğimiz ay Lübnan üzerinden İtalya'ya geçmeye çalışan bir göçmen botunu patlatarak ve içindeki göçmenlerin değerli eşyalarını alarak aralarında bebek ve çocukların da bulunduğu göçmenleri ölüme terk etmiştir. Bu insanlık dışı davranış sonrası 9 aylık Asım bebek ve 4 yaşındaki ağabeyi Abdülvahap hayatını kaybetmiştir. Şimdi bu davranışları ile uluslararası arenada insanlık dışı muamelelerine cevap dahi veremeyen Yunanistan'ın, Türkiye'ye iftira atarak suçlamaya çalıştığı görülmektedir. Yunan hükümeti, kendisine cinayeti yakıştırdığı gibi yalanı ve iftirayı da yakıştırmaktan imtina etmemiştir. Yunanistan, bu eylemleri nedeniyle uluslararası kamuoyunda yoğun baskı oluşmasına rağmen geri adım atmayarak gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gerek BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi gerekse 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesi bakımından insan hakları ihlalleri gerçekleştirmeye devam etmektedir."
Açıklamada, özellikle yaşam hakkı ile işkence ve kötü muamele yasağı bağlamında hak ihlallerinin yaşanmakta olduğu vurgulandı ve kadın ve çocuk ayırt etmeksizin silah, zor kullanarak şiddet ve kötü muamele uygulanmasının, ülkeye girmek isteyen yabancıların kıyafet ve paralarının ellerinden alınmasının, değerli eşyalarına yasal olmayan şekilde el konulmasının uluslararası hukuka aykırı olduğunun altı çizildi.
"İnsanlık dışı uygulamalardan vazgeçmeye çağırıyoruz"
Avrupa Birliği Yolsuzlukla Mücadele Ofisinin (OLAF) çeşitli uluslararası ajans ve medya organlarınca paylaşılan raporuna değinilen açıklamada, "Avrupa Birliği Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansı FRONTEX'in üst düzey yetkililerinin 'Yunanistan'dan Türkiye'ye geri itmeleri örtbas ederek, soruşturmayarak ya da uygun ve doğru bir şekilde sorunu ele almayarak ciddi suiistimaller ve usulsüzlükler yaptığı, ayrıca doğru olmayan ve taraflı bilgileri AB kurumlarıyla paylaştığı' ifşa edildikten sonra, Yunan Bakan'ın bu raporu ve ülkesinin Ege Denizi'nde ve kara sınırlarında yaptıkları ihlalleri perdelemek için sahte bir paylaşımda bulunmasını tesadüfi olarak değerlendirmemekteyiz." ifadelerine yer verildi.
Geri itmelere yönelik incelemeler ve denetimler devam ederken, FRONTEX İcra Direktörünün görevden alınmasının, Mitarakis'in hala görevde olmasının ve Türkiye'yi zan altında bırakmaya yönelik asılsız suçlamalarına devam etmesinin kabul edilemez olduğu aktarılan açıklamada, şu bilgilere yer verildi:
"İnsanlık dışı muamelelerinden geri adım atmayan Yunanistan'ın geri itme uygulamaları neticesinde 2020 yılından bu yana 46 bin 840'ı Ege Denizi'nde, 14 bin 897'si Yunanistan kara sınırında olmak üzere toplam 61 bin 737 göçmen geri itmeye maruz kalmıştır. Bu geri itmeler sonucunda 152 göçmen hayatını kaybetmiş, 200 göçmen de yaralanmıştır. 2022 yılına baktığımızda ise 21 bin 770'i Ege Denizi'nde ve 4 bin 593'ü Yunanistan kara sınırında olmak üzere toplam 26 bin 363 göçmen geri itmeye maruz kalmıştır. Bu geri itmelerde 21'i Ege Denizi'nde ve 38'i Yunanistan kara sınırında olmak üzere toplam 59 göçmen hayatını kaybetmiştir. Yine bu geri itmelerde 5'i Ege Denizi'nde ve 49'u Yunanistan kara sınırında olmak üzere toplam 54 göçmen yaralanmıştır.
Henüz Ege'de boğulmuş bebeklerin hesabını vermeyen Yunanistan'ı, göçmenlere karşı takındığı insanlık dışı uygulamalardan, ölümlerle sonuçlanan göç politikasından vazgeçmeye davet ediyoruz. Yıllardır herhangi bir ayrım gözetmeksizin düzensiz göçmenler için de uluslararası kuralları esas alarak insani politikalarını sürdüren Türkiye'nin isminin, yıllardır göçmenlere uyguladığı insanlık dışı muamelelerle tüm dünyanın yakından tanıdığı Yunanistan ile bu konuda yan yana getirilmesini bile şiddetle reddediyoruz."
Açıklamada, Yunanistan'ın kötü muamelesi sonucu hayatını kaybeden ve yaralanan göçmenlerin fotoğraflarına da yer verildi.