Türkiye ve Rusya arasında Mart 2020'de imzalanan ateşkesle kısmi güven ortamında bulunan siviller, iç savaşın getirdiği şartlarda maddi imkansızlıklar içinde ramazana giriyor.
11. yılını geride bırakan iç savaşta mağdur durumdaki halk, saldırılar nedeniyle geride bıraktıkları evlerinin özlemiyle, artan gıda fiyatları ve işsizlik nedeniyle zor şartlarda ramazan ayına buruk hazırlanıyor.
İdlib'deki kamplara sığınan siviller en azından ramazan ayını nispeten rahat geçirmek için yardım bekliyor.
Esed rejiminin yoğun saldırılarıyla 3 yıl önce yerinden edilerek İdlib'in kuzeyindeki Azrak kampına sığınan Cemile um Ala, iş imkanı olmadığını, bölgedeki ailelerin geçim sıkıntısı yaşadığını söyledi.
64 yaşındaki 6 çocuk annesi Um Ala, "Köyde malım mülküm çoktu. Sürekli param vardı. Ne istesem yiyebiliyordum. Şimdi hiçbir şeyimiz yok." dedi.
Rejimin İdlib'in güneyinde Maarrathirme köyüne yaptığı saldırılar nedeniyle kaçmak zorunda kaldıklarını belirten Um Ala "Buradaki ramazan köydeki ramazan gibi değil. Burada geçim zor. Aileler ekmek parası bulamıyor. Harcayacak paramız yok." ifadelerini kullandı.
Yerinden edilen sivillerden bir diğeri Fatıma Ömer de "Ramazan köyümüzde daha güzeldi. Kardeşlerim ve ablalarım bana yakındı. Hep birlikte yaşıyorduk. Bayramlarda beraberdik." dedi.
Kampta geçinmenin çok zor olduğuna işaret eden Ömer, "Kampta yaşayan erkekler ve kadınlar iş bulamıyor. Yaz gelmeden sıcaklar başladı. Çadır içinde oturamıyoruz. Yardım kuruluşlarından bize briket ev desteği vermesini talep ediyoruz." şeklinde konuşu.
Yaşam koşullarının zor olduğuna değinen Ömer, "Ramazan geldi. Her şey çok pahalı. İnsanlar 1 poşet ekmeği zor satın alabiliyor. Allah yoksulların yardımcısı olsun. İnşallah zorla yerinde edilen herkes evlerine geri döner." ifadelerini kullandı.
Halid Hamud da kampta temel hizmetlerden ve yaşam malzemelerinden yoksun olduklarını söyledi.
Çadırda yaşamın zor olduğunu dile getiren Hamud, "Köyde evimiz, suyumuz ve elektriğimiz vardı. Herkes kendi tarlasından kazandığı parayla geçimini sağlıyordu. Kampta başkasının eline bakıyoruz. Suyu farklı, ekmeği farklı kişiler getiriyor." dedi.
Köyde ramazanın daha güzel olduğunu vurgulayan Ahmed el Ahmed ise çadırlarının kış aylarında sular altında kaldığını, yazın ise havaların çok sıcak olduğunu söyledi.
El Ahmed "Malımız vardı bırakarak göç etmek zorunda kaldık. Burada hayat çok zor. Çarşı uzak, gidecek vasıtamız yok. Çadırda ne yağmurdan ve sıcaktan korunabiliyoruz. Her şeyi Allah’a havale ediyoruz." şeklinde konuştu.