İHANET...

Alp Tufan

Sevgili okuyucularım  tabiatı cennet ülkemde yaşarken en büyük yoldaşım yazılarım oluyor.

Tabi ki sosyal medyada yazdığım fikri ve bilgilendirici paylaşımlarımdan dolayı şu anda çok ciddi bir hukuksal sıkıntı yaşıyorum, ALLAH büyük.

Dostlarım Fransızca'da trahir kelimesinin karşılığı İHANET olarak gözüküyor.
Fransız sinemasının efsane ismi Jean Paul Belmando’yu çok severdim.

Gençken hep belmando gibi giyinir onun gibi davranırdım.

Fransız sineması bir dönemde çok ciddi AMERİKAN sineması Hollywood ile rekabet eder düzeye gelmişti.

Mösyö Gerard Departıue Fransız sineması ve tiyatrosunun efsane sanatçılarından,yedi sekiz yıl evvel RUSYA FEDERASYONU tabîyetine geçti, St. Petersburg’ta yaşıyor geçtiğimiz günlerde de katolik kilisesinden vazgeçip ORTODOKS kilisesine geçiş yapmış,yani tam bir Slav sosyal yaşantı ve aktüelitesine dönmüş.

Fransa devletinden hiç bu konuda tepki aldığını görmedim,bu konuda Fransa niye mösyö departıue’ya tepki vermiyor bu bende merak konusu oldu:)

İnsanlar zaman içinde sosyal,kültürel,ekonomik özgürlüklerini sağlayamadıklarında ülkelerini terk edip göçebiliyorlar.

Türklerin en büyük sıkıntılarından,fakat Türklere her zaman kapı açmış bir konudur göç etmek.

Son dönemde yaşadığımız haksızlıklar artık tavan noktaya geldiğinde İnsanlığın yapmayacakları hadiseler yapıldığında hasta yatağından kalkmış insana iftira komplo yaparak bertaraf etmeye kalkmak,bunlara itiraz eden insanlara karşılık vermeyip onu mecburen toplumsal bilgilendirmeye mecbur etmek ve ondan sonrada bu bilgilendirmelerden ötürü yönetim gücü kullanarak tutuklatmak içeri atmak çeşitli haklarından men etmek,kaçırıp psikolojik şiddet ve baskı uygulayıp teknik işkence yapmak.

Neden doğruları söylediğimiz ve hakkımızı aradığımız için.

Neden bunlar yapılıyor ve kozmik konularda suçlar işleniyor, SERVET sahibi olabilmek tamamı ile servete kavuşmak için.

O zaman nesillerdir bu ülke için emek sarf etmiş insanlar sosyal,kültürel,ekonomik ve can güvenliği tehdit altında olduğu için kendi ve ailesine toplu halde kendi örf ve sosyal hayatını huzur içinde yaşayacağı ortama göç etmek istiyor.

Maalesef ülkemizde kurumları kullanabilen ve yönlendirebilen güçler var.Bunlar aile bağları nedeni ile zayıf kişilikli insan formları ile sosyal yaşam içinden girip ailenize ve sizin yaşantınıza çok ciddi zararlar veriyorlar.

Artık bu dünya şartlarında utanma ve sıkılma kelimelerinin boş olduğu anlarda bu insanlarda reel veya sanal ortamda bile utanma duygusu olmadığını gözlemliyoruz.

Maalesef Avrupa kendi politikalarının hataları ile ciddi anlamda kendi sosyal kültürel yapısına çok büyük zarar verdi.

Duvarın arkasında kalan ülkeler bu sosyal erozyondan kendilerini büyük ölçüde korudular,sistem farklı olduğu için farklı coğrafyalardan göç alsalar da bu göçler daha sonra kısa zamanda tersine göç olarak duvar arkası ülkeleri etkilemedi.

Duvar arkasını belki yeni nesil yanlış anlar kısa özetleyeyim, VARŞOVA paktı ülkeleri.

RUSYA FEDERASYONU yani SSCB(SOVYET SOSYALİST CUMHURİYETLER BİRLİĞİ) hamisi mülteci ve göç sorununa çok ciddi anlamda kendi ülkelerinin çıkarları doğrultusunda politika geliştiren yegane ülke.Sınır güvenliği,istihbarat gücü tamamen VATANSEVERLİK üstüne kurulmuş bir devlet.

Umarım bu konu hiç bir zaman aksamadan devam eder, BATI'nın ve şu anda ülkemizin yaşadığı göç sorunu ile gelen her türlü sorundan RUSYA ve hamisi olduğu tüm interland korunur.

Bu dünya barışı içinde çok önemli bir konu.RUSYA hegemonyasının bölgesinde ve dünyada bozulması,dünya barışını ve sosyo-ekonomik tüm konuları çok ciddi etkiliyor.

İnsanlık için göçlerin olması gayet doğal fakat göçlerin yarattığı farklı iklim kültürleri o ülkeleri etkilememeli.

Özellikle Asya,Afrika ve Ortadoğu ülkelerinin yaptığı göçler batı medeniyetlerini her türlü şekilde etkiliyor,o toplumda yaşayan insanları her türlü psikolojik,sosyolojik,ekonomik,dinsel yaşantısında çok ciddi travmalar yaşatıyor.

Batı devletlerinin siyasetçilerinin ve derin yapılarının yaptığı dünya üstündeki vahşet kendi yaşam alanlarında adeta bumerang etkisi yaparak kendine döndü ve kendi halklarını sıkıntıya sokan bir duruma olaylar geldi.

Bu fatura 2. Dünya harbinde yahudi halklarına kesilmişken ileri ki dönemde aynı hadiseler Avrupa ve Amerika kıtasında farklı mülteci olarak gelmiş,vatandaşı dahi olmuş olsa onlara dönecektir.

Beyaz halkların yaşam alanları sıkıntıya girdiğinde maalesef FAŞİZM olgusu ortaya bir refleks olarak çıkıyor.

Biz gerçek TÜRK’lerin göç yollarında aradığımız en önemli özellik su kenarları ve yeşil alanlar.Gittiğimiz göç yollarında oradaki toplumlara çok iyi uyum sağlamışızdır.

Bunu Avrupa'nın ortasından Asya’ya kadar görmek mümkündür.

Mesela KENT TÜRKLERİ, Kırgızistan dağlarında geçmişte yaşayan bu TÜRKLER açık tenli ve renkli gözlü olmaları ve daha enteresanı dağlardan şehirlere indiklerinde şehir yaşantısına hemen adapte olmaları en büyük özellikleri,onun içinde adlarını KENT TÜRKLERİ koymuşlar.

Peter ve Heidi gibi herkes kendine anlayışına göre bir yaşam kursa kimsenin kimse ile hakkaniyet ölçüsünde dünyada sıkıntısı olmaz:)

İyi haftalar...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.