Eskiden parasız yatılı okullar vardı.
Bunları peş peşe kapattılar.
Vulgar aydınlar omurgasız oldukları için nedenini sorgulamadılar.
Yoksul ailelerin çocukları buralarda okuyor ve mühendis , mimar, savcı, yargıç, öğretmen oluyorlardı.
Parasız yatılı okullar kapanınca yoksul aile çocukları cemaatlerin, tarikatların oyuncağı oldu.
15 Temmuz kalkışması öne çıkarılarak askeri liseler de kapatıldı.
Bu okullar da yoksul ve orta gelir düzeyindeki ailelerin umut kapısıydı.
Çocukları burada iş garantisiyle okuyor ve silahlı kuvvetlerde görev alıyorlardı.
Sağ iktidarlar sözde halka dinini öğretmek için çok sayıda imam hatip okulu açtılar.
Bunu yaparken de cumhuriyeti kuranları alçakça suçladılar.
Sanki bu işi ilk kez kendileri yapıyormuş gibi yalan söylediler.
Vulgar siyasetçiler yalanları peşpeşe sıralarken , Atatürkçüyüz diyerek ortalığı yaygaraya verenler sessiz kaldılar.
Çünkü onlara göre imam hatip okulu açmak doğru değildi, hatta ayıpt.
Atatürk ve cumhuriyete ancak bu kadar bilinçli ihanet edilir.
İmam hatip okulları ilk kez 1924 yılında, 430 sayılı Öğretim Birliği Yasası’nın 4. maddesine dayanılarak, “aydın din adamı” yetiştirmek amacıyla kurulmuştur.
Maddede, yüksek din uzmanları yetiştirilmek üzere üniversite bünyesinde bir ilahiyat fakültesi, imamlık ve hatiplik gibi din hizmetleriyle görevli memurların yetiştirilmesi için de, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı imam hatip okulları açılması öngörülmüştür.
İlk aşamada 29 merkezde imam hatip okulu kurulmuştur.
Bu okullar dört yıllık ortaokul düzeyinde eğitim vermekteydiler.
1929 yılında sayıları 2’ye düşen imam hatip okulları, 1930 yılında öğrenci yokluğu nedeniyle tamamen kapatılmıştır. 1930-1948 yılları arasında din eğitimi, Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde açılan Kuran kurslarında verilmiştir. Bu kursların “aydın din adamı” yetiştirmede yetersiz kaldığı bir raporla belirtilince, 1949 yılında, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı “imam hatip kursları” açılmıştır. Başlangıçta 10 ay olan bu kursların süresi daha sonra 2 yıla çıkarılmıştır.
İmam hatip okullarının kuruluş amacı aydın ve bilgili din adamı yetiştirmektir.
Demogoji ustası Süleyman Demirel 327 imam hatip okulu açmış ve “ dinini bilen mühendis, mimar, doktor” yetiştirmeyi amaçladıklarını söylemiştir.2020 yılına gelindiğinde imam hatip okulu sayısı 5200’e ulaşmıştır.
Günümüzde bu okullara zorlamayla öğrenci dolduruluyor.
Ancak işte tam burada çok ilginç bir durum ortaya çıkıyor.
Bu okulu açılmasını savunanlar ve katkıda bulunanlar ile devletin üst düzey bürokratları arasında çocuklarını bu okullara gönderen bulunmuyor.
Onlar çocuklarını Amerikan kolejlerine , Fransız okullarına ya da tanınmış Türk kolejlerine yolluyorlar.
Böylece devletin üst düzey görevlerine giden yol yoksul aile çocuklarına kapatılıyor.
Devlet adamlığını kurnazlık sananlar bunun da çıkar yolunu bulmuşlar.
Bazı kurumların başına imam hatip çıkışlı kişiler getiriliyor.
Bu yolla imam hatip okulları özendiriliyor.
İmam hatip okulları meslek okullarıdır.
Ülke onlarla doldu ama öte yandan hasta bakıcı okulları eksikliği nede3niyle magandalar hastabakıcı oluyor.
Mühendis ve inşaat işçisi çok ama ara mesleklerde sıkıntı yaşanıyor.
Duvarcı ustaları, sıvacılar, fayans döşeyenler okullarda çıkmalı.
İnşaatta üç gün el arabasıyla tuğla taşıyan duvarcı ustalığını ilan ediyor.
Öğrenim ve eğitimdeki aksaklılar depremlerde moloz yığınına dönen yapılar olarak geri döner.
Ülkemizde eğitim hiç yapılmadı. Öğrenim olarak giderek sığlaştırıldı.
Öğrenim ve eğitimin ülkemiz için bir tanımı yapaksak oldukça hüzünlü bir sonuç otaya çıkar.
“Ülkemizde eğitim ve öğrenim 7 ile 25 yaş y arasındaki insanları oyalamak amacıyla yapılmaktadır.”
Eğitimi savsaklanan toplum giderek köleleşir.
Şimdilik bu iş cemaatler aracılığıyla yapılıyor.
Öyle görülüyor ki firavun yandaşlarının yaptıkları ve 15 Temmuz ciddiye alınmamış.
Çok yerde yazdım ama bir kez daha yazmakta yarar görüyorum.
Eğer bir gün şeriat düzeni gelirse, gelişinin ilk haftasında önce kendilerini getirenleri asarlar.
Hatta önce asar sonra yargılarlar.
Aydınlar, aydın olmanın sorumluluğunu yerine getirmez vulgarlığa devam ederlerse karşılığında ödül almazlar.
Gerici kadroların acıması yoktur.