Okawa'nın hayatı, üniversite yıllarında tanıştığı Türk arkadaşıyla değişti. Osaka Üniversitesinde İngilizce Bölümünde okuduğu 1978 yılında İbrahim isimli Türk ile arkadaşlık kuran Okawa, cam bardakta ikram edilen Türk çayını beğenip Türk kültürüne merak duymaya başladı.
Okawa, öğrendiği her yeni bilgiyle büyüyen merakının peşine düşerek, araştırmalar ve eğitim için Türkiye'ye geldi.
İstanbul'da 1982 yılında Türkçe kursuna kaydolan Okawa, kütüphanede tanıştığı ve misafiri olduğu Fatih isimli arkadaşının aracılığıyla İslam'la tanıştı, Müslüman oldu.
Okawa, 1983 yılında İstanbul Üniversitesinde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğrenimine başlasa da bu bölümü 2 yıl sonra bırakıp 1987'de Hacettepe Üniversitesi Türk Halkbilimi Bölümüne yerleşti. Burada 4 yıllık öğrenimi süresince Türk dillerini araştıran Okawa, ayrıca Macaristan, Bulgaristan, Özbekistan, Kırgızistan ve Kazakistan'da bu alanda araştırmalarda bulundu.
Okawa, Türkiye'nin her şehrini de gezerek kültürel yaşama şahitlik etti.
Kazakça üzerine yüksek lisans tezini de başarıyla tamamlayan Okawa, öğrendiklerini kendi halkına da öğretmek için 2001'de ülkesindeki bir eğitim merkezinde Türkçe öğretmenliği yapmaya başladı.
Okawa, ülkesindeki diplomatlara ve elçilere dil eğitimi vermesinin yanı sıra 2011-2019 yıllarında Japonya Dışişleri Bakanlığı Yabancı Diller Enstitüsünde Türkçe ve Kazakça öğretmeni olarak görev aldı.
Türk dillerindeki hakimiyeti sayesinde Türkçe, Kazakça, Kırgızca ve Özbekçe dillerinde gramer kitapları yazan Okawa, 2009'dan beri kendisine ait Türkçe kurs merkezinde her yaştan kursiyere Türkçe öğretiyor.
"Türkiye'yi görmediyseniz boşuna yaşamışsınız diyorum"
Japonya'nın Nara şehrinde Türkçe öğretmenliği yapan Okawa Hiroshi, Türkiye ve Japonya arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 100. yıl dönümü dolayısıyla "Ertuğrul Fırkateyni ve Kuşimoto" konulu sunum için geldiği İzmir'de Türkçe ve Türk kültürü sevgisini AA muhabirine anlattı.
Okawa, hayatının Türk kültüründeki her detayı keşfetme merakıyla değiştiğini belirterek, burada gördüklerinden çok etkilendiğini kaydetti.
Ülkesinde tanıdıklarına Türkiye'ye seyahat etmelerini önerdiğini dile getiren Okawa, şunları söyledi:
"Türkiye'yi görmediyseniz boşuna yaşamışsınız diyorum. Ülkenin tarihi ve kültürü hakkında bilgiler veriyorum. Tanıştığım Türk vatandaşlarına da Japonya'yı görün diyorum. Anadolu birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, Türkiye zengin kültürel varlığı olan bir ülke. Her gidişimde yeni şeyler öğreniyorum. Bu konuda kendimi çok şanslı hissediyorum. İnsanları da çok cömert ve hoşgörülü. Burada cam bardakta çay içmeyi, insanlarla sohbet etmeyi seviyorum. Japonya'daki evimde de cam bardakta Türk çayı içerim."
Okawa, Türkçenin özel bir dil olduğunu belirterek, "Uzun zamandan beri hem Türkçe tercümanlığı hem de Türkçe öğretmenliği yapıyorum. Ülkede Türkçe öğretmenliği yapan Japon arkadaşlar çok azdır. Japonya'nın en güzel mesleğini yapıyoruz. Türkçe ve Türk kültürüne hayatımı verdim. Türkçe üzerinde durarak geçimimi sağladım. Türkçe, Türkiye, Türk kültürü ve insanlarıyla haşır neşir oluyorum. Bundan dolayı kendimi son derece mutlu hissediyorum." diye konuştu.
Sultan II. Abdülhamit tarafından Japonya'ya gönderilen ve dönüş yolunda batan Ertuğrul Fırkateyni'nin iki ülke ilişkilerinde dönüm noktası olduğunu vurgulayan Okawa, Ertuğrul Fırkateyni Şehitleri Anıtı ve Müzesi'nin bulunduğu Kuşimoto'ya yerleşerek Türk-Japon ilişkilerine katkıda bulunmak istediğini sözlerine ekledi.