İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkan Yardımcısı Ayhan Zeytinoğlu, Cumhuriyet'ten Şehriban Kıraç'ın sorularını yanıtladı.
İç piyasanın canlanması için devlete taahhüt işi yapan firmaların alacaklarının ödenmesi gerektiğini belirten Zeytinoğlu, “Devlete ilaç deposundan tutun da yol yapan birçok şirket, paralarını alamadığı için zorda. Bu firmaların alacağı yaklaşık 100 milyar TL’yi buluyor. Devletin piyasaya olan borçlarını bir an önce ödemesi gerekiyor. Zira devletten alacaklı firmaların zora girmesi ile taşeron firmaların da zarar gördüğünü biliyoruz” dedi.
Son üç-dört aydır yüksek kurdan dolayı, yüksek enflasyon ve yüksek faiz sarmalı içerisinde olunduğunu anlatan Zeytinoğlu, bu durumun da ekonomide durgunluğa neden olduğunu aktardı.
"Türkiye'nin kalkınmasında ve demokratikleşmesinde, Avrupa Birliği (AB) sürecinin olumlu etkileri olduğunu unutmamız gerekiyor. Yapısal reformlar, temel hak ve özgürlüklerin tesisi ile hukukun üstünlüğü açısından, AB üyelik süreci ülkemiz için önemli bir çıpa" ifadesini kullandı.
2019 zor yıl
2019’da küresel piyasalarda ne tür gelişmeler bekliyorsunuz bunun Türkiye’ye yansımaları ne olacak?
Dünya ekonomisinde de bir yavaşlama olduğunu düşünürsek, kendi sorunlarımız zaten var, global ile birleştirdiğimizde, 2019 yılının zor bir yıl olacağını söylemek yanlış olmaz.
AB, hukuku eleştiriyor
Türkiye’de hukuka güven konusunda ciddi sıkıntılar var. Bu alandaki sıkıntıları AB’ye anlatma konusunda ne tür zorluklar yaşıyorsunuz?
- AB’nin Türkiye’ye yönelttiği eleştirilerin başında hukuk sistemi ile ilgili sorunlar, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı konuları geliyor. Bunlar AB üyelik müzakerelerinde de gündeme gelen ve 23 üncü fasıl altında yer alan temel haklar ve yargı ile ilgili konular. AB’ye şunu söylüyoruz. Türkiye’de bu çok eleştirilen hukuk alanında ilerleme sağlamak için elimizde çok önemli bir fırsat var. 23. Faslın açılması ve müzakerelerin yürütülmesi.
İKV olarak 2019 içinde AB üyeliği konusunda ne tür projeleriniz olacak?
- Türkiye’nin AB üyeliğini gündeme getirip sürecin canlandırılmasını sağlamaya yönelik projelerimiz var. “AB Dönem Başkanlıkları ve Türkiye” projesi ve Türkiye-AB ilişkilerini farklı illerimizde üniversite öğrencileri ile tartıştığımız etkinlik dizisi projelerimiz var. Türkiye genelinde seminerlerle AB sürecinin iş dünyasına etkisi ve gümrük birliğinin ele alıyoruz. Her ay düzenli olarak yayınlanan bültenimiz var.
Kurun geldiği seviye yeni yatırımlar ve mevcutları korumak için ideal bir seviye mi?
- Geçen hafta açıklanan aralık ayı sanayi üretiminin yüzde 9.8 gerilediğini görüyoruz. Ara malı imalatının yüzde 15 gerilemesinden ise endişe duyuyoruz. Ülkemizin ara mallarını daha fazla üretmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yatırım malları ve hammadde ithalatı önemli. Ancak döviz kurunun bugünkü seviyesinin ülkemiz sanayicilerinin ara malı üretmelerine itici güç olacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla reel efektif döviz kurunun 90 seviyesinin üzerine çıkmasını istemiyoruz. İhracatın uzun vadeli desteklenmesi için kurun enflasyon kadar artması gerektiğini düşünüyoruz.
İşsizlik öncelikli sorun
Şu anda sanayicinin Türkiye ekonomisinin en temel sorunları neler, atılması gereken adımlar hangileri?
- Sanayicilerimiz için ülkemizin en önemli sorunu yüksek faiz, daralan iç pazar ve kalifiye işçi bulmada yaşanan sorunlardır. Son üç-dört aydır ne yazık ki yüksek kurdan dolayı, yüksek enflasyon ve yüksek faiz sarmalı içerisindeyiz. Bu durum ekonomimize durgunluk getiriyor. Yüksek faiz reel sektör temsilcileri olarak istediğimiz bir şey değil. Zira yatırımların önündeki en büyük engel. Geçen yıl ağustos başından bu yana hükümetimiz tarafından bazı önlemler alınmaya çalışılıyor. KDV ve ÖTV indirimleri ekonomide canlanmaya katkı verdi. Sonrasında ödeme sıkıntısına düşen, düzgün mükelleflerin SGK borçlarına 60 ay vadelendirme sağlandı. Ancak esas olanın devletin piyasaya olan borçlarını bir an önce ödemesi. Zira devletten alacaklı firmaların zora girmesi ile taşeron firmaların da zarar gördüğünü biliyoruz.
İş dünyası olarak bankalara ilettiğimiz taleplerin belli bir düzeyde karşılandığını memnuniyetle görüyoruz. Nispi bir rahatlama başladı. Şu an piyasada olumlu işaretler var. Enflasyon ve ihracat rakamları piyasadaki olumlu işaretlerin en önemlileri. Ancak firmalarımızın hâlâ finansmana erişim ile ilgili ciddi sıkıntıları olduğunu da biliyoruz. Yüksek faiz nedeni ile yatırım yapmanın oldukça zorlaştığı bir ortamda, bankalarımızın ellerindeki kaynakları üretim için sanayicilere kullandırması konusunda desteklerini bekliyoruz.
Kredi Garanti Fonu’nun doğru bir model olduğunu düşünüyoruz. KOBİ’lere sağlanan her türlü desteğin üretim, istihdam ve ihracat olarak geri döneceğini biliyoruz. Ülkemizdeki yüksek işsizlik oranı, alınan tedbirlere rağmen hâlâ en önemli ve öncelikli sorunumuz olarak karşımızda duruyo