İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu, bir dizi temaslarda bulunmak üzere Diyarbakır’a gitti. Havaalanında CHP’liler tarafından karşılanan İmamoğlu, CHP Diyarbakır İl binasına geçerek burada açıklama yaptı.
“Seçim öncesi bir gencimiz sosyal medyadan gelip kampanyanda çalışacağım, düğünümü erteliyorum demişti. Düğünümü seçimden sonra sizinle beraber yapmak istiyorum demişti. Bu sosyal medyada da baya gündem olmuştu. Mutlaka düğününe katılacağım demiştim. Böyle bir seyahat planlanmıştı. Diyarbakır üzerinden de geçerek selamlamayı arzu etmiştik. Tabii bu seyahat bir düğüne gidişin yanı sıra farklı anlamlar da kazandırdı” dedi.
'MİLLİ İRADE KAVRAMININ İÇİNİ BOŞALTMAK DEVLETİMİZE YAPILABİLECEK EN BÜYÜK KÖTÜLÜKLERDEN BİRİDİR'
“Çok değerli bir seçim süreci yaşadık” diyen İmamoğlu “Demokrasi adına çok önemli bir seçim yaşadık İstanbul'da. Özellikle iki turlu olması çok daha farklı anlamlar yüklemiştir. 31 Mart ve 23 Haziran süreci vatandaşımızın tamamının demokrasiye sahip çıkma duygusu ispat olunmuştur. Yani oy versin vermesin herkes demokrasi için mücadele etmiştir bence. Günün sonunda Türkiye'de demokrasi kazanmıştır. Onun için devletimizi, milli birliğimizi, siyasal sistemimizi, üzerine inşa ettiğimiz çok değerli kavramlar var, ve bunları hiçbir zaman unutmamalıyız. Cumhuriyet, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve milli irade. Bu kavramların içini boşaltmak, değersiz kılmak, geçersiz hale getirmek devletimize yapılabilecek en büyük kötülüklerden biridir. Bu kavramların ardında çok köklü bir tarih yatıyor” dedi.
‘İRADESİNİ, MİLLETİN İRADESİNDEN ÜSTÜN GÖRME GAFLETİNE DÜŞENLER BEDELİNİ EN AĞIR ŞEKİLDE ÖDER’
HDP’li 3 belediyeye kayyum atanmasını değerlendiren İmamoğlu “Böyle bir ülkede kendi iradesini milletin iradesinden üstün görme gafletine düşenler bunun bedelini en ağır şekilde öderler. Seçilmiş belediye başkanlarının soyut ve hukukta karşılığı bulunmayan, kamu vicdanını ikna etmekten uzak sebeplerle görevden alınarak yerine kayyum atanması da ne yazık ki gaflet ve dalalettir. Seçimle gelenin seçimle gitmediği yerde ne demokrasi olur ne de hukukun üstünlüğü kalır. Vatandaşın sandıktan çıkan iradesi bir takım makam sahiplerinin kendi arzularına göre geçerli ya da geçersiz sayabileceği bir irade asla değildir. Vatandaşın seçme ve seçilme hakkını özgürce kullanmasının önünde engeller çıkarmak, demokrasi dışı arayışlar içindeki kesimleri güçlendirmekten başka hiçbir işe yaramaz. Bu demokrasi dışı kesimlere karşı hep birlikte mücadele edeceksek eğer, ki öyle yapacağız, demokrasiye ve milli iradeye sahip çıkmak zorundayız” şeklinde konuştu.
‘NİHAİ KARARI YARGI VERİR’
“Bu ülkeyi yönetenler bu ülkede 82 milyon vatansever yurttaşımızın yaşadığını kabul etmesi ve bu idrakle bu ülkeyi yönetmesi şarttır” diyen İmamoğlu şunları söyledi:
“Sandığa atılan bütün oylar kim tarafından kime verilirse verilsin eşit ölçüde geçerlidir ve muteberdir. Sandıktan yetki almış bütün seçilmişler kim olurlarsa olsunlar eşit ölçüde hak ve özgürlüklere sahiptir ve eşit ölçüde bu yurdun neresinde olursa olun muteberdir. Bazı seçmen kesimlerini, bazı siyasi partileri, bazı seçilmişleri diğerlerinden ayrı tutmak, farklı ölçütler farklı kurallar uygulamaya kalkmak kabul edilemez. Bu çok tehlikeli ve çok riskli bir ayrımcılıktır. Diyarbakır, Van, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlarına ve onların seçmenlerine yönelik tavır böyle bir ayrımcılık görüntüsünü ortaya koymaktadır. Bu hepimizi çok üzmektedir. Siyasi partiler, onların seçilmiş yöneticileri, milletvekilleri, belediye başkanları ya hukukun içindedirler ya da dışında. Buna dair nihai karar verecek olan makam da yargıdır. Kimi partileri, sivil toplum girişimlerini, kişilerini bazen hukukun içinde kabul edip bazen hukuk dışı yapılar olarak damgalamaya dayalı yanar döner bir siyaset tarzını adet haline getirenleri ne yazık ki görüyoruz ve hepimiz çok iyi biliyoruz. Onlar da şunu çok iyi bilsinler; böylesine ilkesiz, günü kurtarmaya dönük yapılan siyasetten ne kendilerine bir fayda gelir, ne bu ülkeye ne de milletimize fayda gelir.”
'İDDİALARINI YARGI ORGANLARINA VE TOPLUM VİCDANINA KABUL ETTİRMEK ZORUNDALAR’
İmamoğlu şunları söyledi:
“Elbette milli iradeye dayanarak sandıktan çıkanların hukukun üstünde olmaları söz konusu bile olamaz. Hangi göreve gelirlerse gelsinler seçilmişler de birer vatandaştır ve her vatandaş gibi hukuka tabii olmak mecburiyetindedirler. Ancak seçilmiş milletvekillerinin belediye başkanlarının hukuk dışına çıktığını iddia edenlerin önünde önemli bir sorumluluk vardır. Bu iddialarını yargı organlarına ve toplum vicdanına kabul ettirmek zorundadırlar. Bu kararı yargı verecektir. Toplum vicdanı onay vermediği halde yapılan görevden almalar seçimi yenilemek gibi işlere karşı milletin ne gibi cevap verdiğini unutmuş olanlara çok yakın zamana 31 Mart ve 23 Haziran 2019 günlerini hatırlatmak isterim. 31 Mart'ta ortaya konmuş, millet iradesini yok saymak için söylenmiş yalanların, atılmış iftiraların sahipleri bugün o sözlerinin utancı içindedirler. Kendileri utanmıyorsa eşleri, dostları, partilileri, seçmenleri ne yazık ki onlar adına mahcup oluyorlar. İstanbul seçimlerini iptal ettirmek için yalandan medet uman bir avuç azınlığın asıl niyetlerinin alabildiğine istismar ettikleri bir israf düzenini sürdürmek olduğu açıkça ortaya çıkmıştır. Ne yazık ki kayyuma devretme uygulamalarının altında da israf düzenini sürdürme niyetine dair pek çok emareler görünmektedir.
'HAKSIZLIĞA UĞRAYAN KİM OLURSA OLSUN DURUŞUMUZU DEĞİŞTİREMEYİZ'
“İstanbul yahut Diyarbakır, Türkiye'nin neresinde olursa olsun o parti ya da bu parti bu ülkenin hangi yasal partisi olursa olsun, o kişi ya da bu kişi bu milletin görev verdiği hangi kişi olursa olsun tavrımızı ve duruşumuzu hiçbir şekilde değiştiremeyiz” ifadelerini kullanan İmamoğlu şöyle devam etti: “Kime yapılırsa yapılsın haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe karşı açıkça ve hep birlikte hayır demek mecburiyetindeyiz. Aksi takdirde adil bir toplum oluşturamayız. Çünkü bu bir adalet mücadelesidir, bir demokrasi mücadelesidir, millet iradesini koruma mücadelesidir. Milletin iradesi ortadan kalktığında toplumdaki umutsuzluğun, kaygının nasıl büyüdüğünü ve buna nasıl tepki gösterdiğini çok yakın bir zaman diliminde hep birlikte yaşadık ve gördük. Bu cumhuriyete ve demokrasiye hep birlikte sahip çıkma mücadelesidir.”
‘DİYARBAKIR, MARDİN VE VAN BELEDİYE BAŞKANLARINA AYRIMCI TAVIR BİZİ ÜZMEKTEDİR’
Amacı unutturup aracı kutsallaştırmaya çalışanlara asla itibar etmeyeceğiz. Hiçbir fanatizme kapılmadan, hiçbir ayrımcılık yapmadan korkmadan, yılmadan cumhuriyetin ve demokrasinin değerlerini her koşulda savunmaya devam edeceğiz. 100. yıla yaklaşan cumhuriyetimizin bu olgunlaşma döneminde o güzel cumhuriyetimize kurucu değerlerine ve ülkemizin birlik ve beraberliğine asla sıkıntı gelmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Bu ülkenin eşit ve onurlu insanları olarak barışı, adaleti ve özgürlüğü aramaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Ülke insanlarının sağduyusu, birlikte ve huzur içinde yaşama arzusu, her türlü baskıyı, her türlü ayrımcılığı yenecek güçtedir. İnanın bunu en iyi ben yaşadım ve ben gördüm. Farklı kurallar uygulamaya kalkmak kabul edilemez. Ne yazık ki Diyarbakır, Mardin ve Van belediye başkanlarına ve seçmenlerine yönelik ayrımcı tavır hepimizi üzmektedir."
‘DEMOKRASİ ŞEHİDİNİ ANMAK İSTEDİK’
İmamoğlu açıklamanın ardından 28 Kasım 2015 yılında Diyarbakır’ın Sur İlçesi'nde bulunan tarihi Dört Ayaklı Minare'nin altında öldürülen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’yi mezarını ziyaret etti. İmamoğlu, eşi Dilek İmamoğlu ve beraberindeki heyet ile Elçi’nin mezarına karanfil bırakarak dua etti. Mezar başında okunan duaların ardından konuşan İmamoğlu, “Hukukun üstünlüğünü savunan bir demokrasi şehidini anmak ve mezarı başında ona duamızı göndermek istedik” dedi.
Daha önce de Tahir Elçi için Diyarbakır’da yapılan bir anmaya katıldığını hatırlatan İmamoğlu, Tahir Elçi’nin hain bir saldırıyla kaybedildiğini söyledi. Elçi’nin çok değerli bir aktivist olduğunu vurgulayan İmamoğlu, Diyarbakır ve ülke için çok değerli bir insanın kaybedildiğini söyledi.
’82 MİLYON HEP BİRLİKTE MÜCADELE ETMELİYİZ’
Birlik ve beraberlik mesajı veren İmamoğlu, “82 milyon vatansever olarak teröre karşı hep birlikte mücadele vermeliyiz. Bu mücadele birlik ve beraberlikle olur. Ve bu mücadelenin mutlak bir şekilde bekçisi Cumhuriyet, demokrasi ve hukukun üstünlüğüdür” diye konuştu.
‘SİZE YAPILAN HAKSIZLIK ÜLKE DEMOKRASİSİNE YAPILMIŞTIR’
Mezarlık ziyaretinin ardından İmamoğlu, Diyarbakır'da yerlerine kayyum atanan Ahmet Türk ve Selçuk Mızraklı'yı ziyaret etti. Kayapınar Belediyesi'nde yapılan görüşmede İmamoğlu görevden alınan belediye başkanlarına destek verdi. "Size yapılan haksızlık ülke demokrasisine yapılmıştır" diyen İmamoğlu “Zorluklar var. Ülkemiz hep birlikte zorlukları aşacaktır. Her zorluk bize başka bir fırsat doğurabilir. Bunu yaşadık. 31 Mart ve 23 Haziran sürecinde bizlere, demokrasiye yaşatılanlar, bir nevi darbe, Türkiye’ye başka bir fırsat kapısı açtığını hep birlikte gördük. Birleşme, barışma, hissetme gördük. Ahmet abi bir tecrübe abidesi. Pek çok zorluğu yaşamış biri” dedi.
‘BİZ DEMOKRASİYE İNANIYORUZ’
“Her zorluğun önümüze bir fırsatın doğurabileceğini gördük” diyen İmamoğlu “Bu bir siyasi kaynaşma değil. Bizim bunu hak, hukuk ve adalet buluşmasına dönüştürmemiz gerekiyor. Biz demokrasiye çok inanıyoruz. Hukukun üstünlüğüne inanıyoruz. Bu kavramların varlığını pekiştirmek adına yoğun bir mücadeleyi bir arada vermeliyiz. Manevi anlarımız oluyor. Her anımızı bir arada başarıyoruz. Dün İstanbul’da 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarında da söyledim; 1922’de ulusal kurtuluş mücadelesi verdiğimiz sürecin sonrasında, 21 yüzyılda o zafer bize başka bir zaferi işaret ediyor. Barışı, hukukun üstünlüğünü sağlamak. Akıldan bilimden yana insanlar yetiştirmek. Birilerinin aldatıldık dediği günleri yaşadık” şeklinde konuştu.
‘BİR DEVLET ALDATILABİLİR Mİ?’
“Kim aldattı bizi? Bir devlet aldatılabilir mi?” diyen İmamoğlu şunları söyledi: “Hukukun üstünlüğünü, birilerinin eline değil de, devletin varlığının çemberinde güçlendirirseniz, orada aldatma olmaz. O bakımdan bu süreci bir fırsata döndürmeliyiz. Günler öncesinde sizi ziyareti planlamamıza eklemiştik. Ama böyle bir ziyaret oldu. Biz ziyareti düşünürken, Ahmet başkanımızla böyle bir tanışma fırsatımız oldu. Başka bir fırsata döndürmeliyiz. Biz aslında Diyarbakırlılara değil, demokrasi sesini İstanbullulara duyuyoruz. 82 milyon inanının yaşadığı bu coğrafyada demokrasiyi var etmeliyiz. Evrensel değerleri içinde hissetmeyen insanlar, siyasi yapılanmayı araçtan öte amaca çevirenler, hataları ülkeyi bu günlere taşıdı. Biz o yollara girmeyiz.”
‘SİZE GÜÇ OLMAK İÇİN BURADAYIZ’
İmamoğlu şöyle devam etti:
“Burada olmamızın tek sebebi size güç olmak. Yarın sizin belediyenize diyorlar. Kendi adıma kaygı zerre kadar duymam. Kaygımız ülkenin demokrasisine verilen zarar. Bu zaman başka sorunları çözemeyiz. Demokrasi güçlensin, yerel yönetimler yarışsın. İnanın bu coğrafyadaki tüm sorunları aşarız. İstanbul’daki 16 milyon insandan size selam getirdim. Ülkenin her yerinden insanının birleşip buluştuğu size selam getirdim. Umut ederim bu hukuksuzluğa son verirler. Bu sürecin ne kendilerine, ne iktidarlarına zerre kadar faydası yok. Ülkeye milletimize yok. Bir an önce bu yanlıştan dönsünler. Size yapılan haksızlık ülkenin demokrasisine yapılmıştır.”
TÜRK: DEMOKRASİ İÇİN BİRLİKTE MÜCADELE ETMELİYİZ
İmamoğlu, daha sonra, “Son söz büyüklerin” diyerek konuşmasını tamamlayarak Ahmet Türk’ü işaret etti. Ahmet Türk de şunları söyledi: “Demokratik değerler altında buluşmalıyız. Yıllardan beri demokrasi mücadelesi veriyoruz. Toplumu bölerek kendi iktidarlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Geçmişte bunun örneği var. Türkiye’de de gördüğümüz tablo bu. Siyasi olarak farklı yerlerde olabiliriz ama halklarımızın geleceği için ortak demokrasi mücadelesi verebilmeliyiz. Artık tahammül edemeyecek noktaya geldik. Bu yüzden dayanışmanın, ortaklaşmanın önemini söylüyoruz.”
HDP’Lİ BAŞKANLARA ATATÜRK FOTOĞRAFINI HEDİYE ETTİ
Konuşmaların ardından Kayapınar Belediyesi Başkanı Keziban Yılmaz, İmamoğlu’na Dört Ayaklı Minare’yi gösteren bir tablo verdi. İmamoğlu ise Yılmaz’a Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafını hediye etti. İmamoğlu, “Bu tabloyu bizden sonra indirmişlerdi. Biz tekrar belediyeye gelince yeniden yerine astık” dedi. İmamoğlu, Mızraklı’ya da İstanbul’u gösteren bir hediye verdi.
İmamoğlu daha sonra CHP il yöneticileri ve HDP’li belediye başkanlarıyla birlikte merkez Sur ilçesinde yemek yedi. İmamoğlu’nun merkez Sur ilçesinde Hasan Paşa Hanı, Ulu Camii ve Dört ayaklı Minare’yi ziyaret etti.