İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beton Kanal temelinin atılacağı iddia edilen Sazlıdere Barajı’nda basın açıklaması yaptı. Sazlıdere sahasının İstanbul’un en önemli su havzalarından ve tarım alanlarından biri olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Sazlıdere Barajı, İstanbul’un su ihtiyacının yaklaşık yüzde 10’ununu sağlıyor. Bu bölge betonlaşmış, nüfus artışı hızlanmış İstanbul’un hem su deposu hem de tarım arazisidir; yani İstanbul’un her şeyi” dedi. Sözlerine, “Bugün burada, ‘26 Haziran’da aslında ne olacak’ sorusunun yanıtını vermek üzere toplandık. Bir illüzyonu aslında ortaya çıkarmak için buluştuk” diye başlayan İmamoğlu, şunları söyledi:
“HALK BENİ, BETON KANAL’A KARŞI DURACAĞIM İÇİN SEÇTİ”
“Hatırlatmak isterim ki dün 23, Haziran seçimlerinin 2. yıldönümüydü. Yani haksız ve hukuksuz iptal edilen seçimin ikinci yılını geride bıraktık. Üstelik aradan 2 yıl geçmesine rağmen, ‘Hile var’ denilen, ‘Çaldılar’ denilen seçimle ilgili, bir kişinin dahi Türk mahkemelerinde ceza almadığının altını kalınca çizerim. Bunu neden hatırlatma gereği duydum? Çünkü ben, İstanbul seçimlerinde kampanyamı yürütürken, yaptığım mitinglerde vatandaşlarımıza bu projenin karşısında olduğumu anlattım. Bu projenin İstanbul’a çok ağır ve geri dönülemez felaketler yaşatacağını söyledim. ‘Karşı duracağım’ dedim. Halk da beni seçti. Zaten göreve gelir gelmez de bir önceki yönetimin bakanlık ile yaptığı iş birliği protokolünü feshettik.”
“GENEL BAŞKANLARIN UYARILARI HAKLI”
Beton Kanal’ın, yetkililer tarafından ‘devlet projesi’ olarak tanıtıldığını hatırlatan İmamoğlu, “Devlet projesine karşı çıkmakla suçlandım. Adına, ‘Beton Kanal’ dediğimiz bu proje, bir devlet projesi değildir; bir seçim projesidir. Sayın Genel Başkanım Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener, bu yıkım projesine karşı uyarılarını yaptı. Hem iktidara hem de bu işe sermayesiyle yeltenecek ulusal ya da uluslararası şirketlere ciddi uyarıda bulundular. Bu haklı bir uyarıydı. Neden? Bildiğiniz gibi çok sayıda Türk bankasının, Birleşmiş Milletler Sorumlu Bankacılık ilkeleri mutabakatını imzaladıkları için bu projeye kredi veremeyecekleri ortaya çıkmıştı. Bu mutabakat, bankaların insanlara ve gezegene zarar vermemesi için çerçeve sunuyor ve imzalayanların buna uyması gerekiyor. Dünyada bu imzayı atmış 131 banka bulunuyor. Sadece Türk bankaları için geçerli değil yani” ifadelerini kullandı. Eski başbakanlardan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile eski bakanlardan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın da Beton Kanal’la ilgili çok önemli eleştirileri ve uyarıları olduğunu aktaran İmamoğlu, “Hepsinden önemlisi ise Türkiye’nin önde gelen bilim insanlarının yüksek sesli ikazlarını dinledik. Ama hiçbir zaman hiçbir bilim insanının ‘Bu proje faydalıdır’ dediğini, hiçbirimiz duymadık. Sadece bu bile projenin bir felaket olduğunun kanıtıdır” dedi.
“BİR İLLÜZYONU ANLATMACAĞIM”
“Şimdi size bir illüzyonu anlatmaya başlayacağım. ‘26 Haziran’da Kanal İstanbul projesine ilk kazmayı vuruyoruz’ diyenlerin, aslında kazmayı neye vurduklarını anlatacağım” diyen İmamoğlu, özetle şu bilgileri verdi:
- Haziran ayının ilk haftası içinde, az ilerde gördüğünüz inşaat alanının şantiyesinin ilk kuruluşu, izinsiz olarak İSKİ yolları kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Oysa İSKİ, Karayolları Genel Müdürlüğü’nden yazıyla şantiye alanı hakkında bilgi istemiş ama cevap verilmeden alelacele şantiye alanı kurulmuştur. Bu uygunsuz durum üzerine, İBB tarafından 13 Haziran Pazar günü, İSKİ girişleri kullanılarak kurulan şantiye tahliye edilmiştir. Yani kurulduğu alandan kaldırılmıştır.
- Bunun üzerine; 13 Haziran’ı 14 Haziran’a bağlayan gece, saat 03:30’da buraya askeri birlikler gönderilmiştir. Bu alanda bir gerginlik ya da bir çatışma durumu olmadığı için, açıkçası bunu garipsedik. Askeri birliklerin koruması ve gözetiminde şantiye alanı, bölgedeki İSKİ yerleşkemizin yaklaşık 500 metre uzağına yeniden kurulmuştur. Şantiyenin, yapılacağı iddia edilen Kanal İstanbul projesinin 6 nolu köprüsü için kurulduğu ifade edilmiştir.
KUZEY MARMARA OTOYOLU PARÇASI
- Şimdi ‘26 Haziran’da aslında ne olacak’ sorusunun yanıtına geliyoruz. Her ne kadar adına ‘kanal projesi temel atma töreni’ dense de açık kaynaklardan da ulaşılan bilgilere göre bu temel atma töreni, Kuzey Marmara Otoyolu’nun TEM Hasdal Kavşağı-Nakkaş Kavşağı arasındaki Kuzey Marmara Otoyolu Bağlantı Yolu projesi olduğu gözlenmektedir.
- Bu güzergahtan geçecek yol, 2006 yılında 1/100.000 Çevre Düzeni Planında işlenmiştir. 29 Nisan 2010 tarihinde, dönemin Ulaştırma Bakanı tarafından İstanbul’a yapılacak 3. köprünün güzergahı bir basın toplantısıyla açıklanmıştır. Kanal İstanbul ise ilk kez 27 Nisan 2011 tarihinde açıklanmıştır. Yani bu güzergâhtaki yol projesi, buraya yapılacak köprüye kadar Kanal İstanbul fikrinden 1 yıl önce belirlenmiştir.
“SİYASETEN GÜNÜ KURTARMA GAYRETİ”
- Kuşkusuz 3. Köprüyü yapınca bir de otoyol gerekiyordu. 26 Ağustos 2016’da 3. Köprü ile Kuzey Marmara Otoyolu’nun Odayeri-Paşaköy-Kurtköy arasındaki kesimi hizmete açılmıştır. 13 Kasım 2018’de Yassıören-Odayeri kısmı, 2020 yılında Kınalı-Yassıören kısmı ve 20 Aralık 2020’de Kurtköy-Akyazı kesimleri işletmeye açılmıştır. O yüzden altını çiziyoruz ki; cumartesi günü yapılacak temel atma töreni, “Kanal İstanbul temel atma töreni” değildir. Sazlıdere’yi köprü ile geçeceği çok önceden planlanmış Hasdal Kavşağı-Nakkaş Kavşağı arası yol yapım temelidir. Yani burada bir köprünün yapılacak olmasının, kanal projesiyle ilgisi bulunmamaktadır. Yol pojesiyle ilgisi bulunmaktadır. İşte illüzyon budur.
- Çok daha önceden planlanmış bir köprünün ayaklarını buraya dikmek suretiyle, ‘Kanal temeli attım’ demek, sadece siyaseten günü kurtarma gayretidir. Bugün Türkiye’nin gündeminde Kanal İstanbul diye garabet bir konu olmasaydı dahi, bu köprü yapılacaktı. Son olarak, bu teknik bilgilerden Sayın Cumhurbaşkanı’nın haberi var mı, bilmiyorum. Biliyorsa, ‘temel atMIŞ’ gibi yapacak. Yok biliyorsa; işte o daha kötü. Birileri, kendisini yine aldatıyor demektir.
ULAŞTIRMA BAKANI’NA MÜSİLAJ YANITI
İmamoğlu, gazetecilerden gelen, “Ulaştırma Bakanı'nın daha önce bir açıklaması olmuştu ‘Müsilajı Kanal İstanbul ile çözeceğiz’ diye. Siz de kendisine mesaj atıp, bilimsel bir açıklaması var mı diye sorduğunuzu söylemiştiniz. Mesajınıza yanıt geldi mi? Ayrıca kendisi yeniden, Karadeniz'den gelen suyla birlikte Marmara'nın suyunun soğuyacağını ve bu sayede de müsilajın ortadan kalkacağını, bilim insanlarının böyle söylediğini açıkladı. Buna bir cevabınız var mı” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Ben, o mesajıma cevap alamadım. Karadeniz'in kanal ile Marmara'ya bağlanması üzerinden Marmara'nın düzeleceği fikrini ortaya koyan bakandan, bir bilim insanının makalesini ya da bir bilim insanının raporunu, tetkikini, fizibilitesini yayınlamasını beklerdim. Ama dün akşam o kısmı söylediği bölümü istedim. Sabah kısa bir bölümünü dinledim, izledim. Gülerek anlatıyordu. Yani sanki bir Karadeniz fıkrası anlatır gibi anlatıyordu. Çok üzüntü verici bir açıklama. Tekrar sesleniyoruz: Müsilajın kanalın Karadeniz'den gelecek ikinci bir akıntıyla düzeleceği fikrini kanıtlayan bir tek bilimsel makale, altına bir bilim insanının imzasını atarak ortaya koyacağı bir kanıtı söylesin, ondan sonra bu sözünü itibarlı kabul edelim ve analiz etmeye başlayalım. Şu anda bizim için itibarsız bir tariftir.”
“HERHALDE KÖPRÜNÜN AYAĞININ
ŞANTİYESİNİ ZİYARET ETMEYE GELDİ”
İmamoğlu, açıklamasının ardından köprünün ayağı için kurulan şantiyenin görüldüğü noktaya gitti. Burada gazetecilerin Ulaştırma Bakanı'nın da aynı dakikalarda aşağıda şantiye alanında olduğunu hatırlatması üzerine İmamoğlu, "Herhalde köprünün ayağının şantiyesini ziyaret etmeye geldi. Gelsin, çalışsın ama ‘Kanal projesinin temelini atıyorum demesin, yazık eder kendisine" yanıtını verdi.