23 Haziran'da tekrardan yapılacak İBB Başkanlığı seçimlerinde seçim neticelerini tersine çevirme girişimlerine karşı tüm tedbirleri alacaklarını ve hiçbir unsuru boşlukta bırakmayacaklarını belirten İmamoğlu, ikinci seçimin de 31 Mart seçim neticeyi teyit edeceğine inandığını söyledi.
DEMOKRASİ SORUNU VARSA HEPİMİZ SORUMLUYUZ
İmamoğlu, YSK kararı sonrasında Türkiye'nin bir diktatörlüğe dönüştüğü şeklindeki yorumları tasvip etmediği mesajı vererek "Bu kavramları bugün bu şekilde konuştuğumuz zaman birilerinin ekmeğine yağ süreriz.
Çok net ifade ediyorum: Türkiye'nin insanı özgürlüğüne düşkündür, Türkiye'nin insanı asla diktayı kabul etmez, etmemiştir de. Bugün eğer Türkiye'de demokrasi sorunu varsa hepimiz sorumluyuz.
Bir yerlerinde eksik yaptık demek ki, sıkıntı var. O bakımdan şu anda benim verdiğim mücadele tamamen odur.
Diktatör, dikta rejimi vesaire tüm bu kavramlar şu an asla Türkiye'de konuşulmaması gereken kavramlar.
İBB'ye Başkanlık yaptığı 19 gün içinde belediyenin "iyi yönetilmediği, hem mali açıdan hem hukuk hem adil olma açısından birtakım sıkıntılar tespit ettiklerini, çok büyük bir israf gördüklerini belirten İmamoğlu, "Bazı tespit ettiğimiz unsurları zaman içerisinde toplumla da paylaşacağız.
Toplum bilgilensin. Kendine ait bir varlığın nasıl yönetildiğini nasıl dağıtıldığını görmesi açısından bunlar önemli.
ÇOK AŞIRI LÜKS VAR
İmamoğlu belediyedeki israfla ilgili olarak "Araç sayısı, çalışanla ilgili pozisyonlanmalar çok enteresan, bir kişinin yapabileceği şeyi beş kişiye yaptırma gibi ortamların sağlanması.
Ben belediye başkanı olarak 19 gün kendi aracıma bindim tek bir an bile bir koltuğuna oturmadım oradaki belediye araçlarının.
Çünkü çok aşırı, çok lüks. Yani gereksiz. İBB'nin yakışan bir aracı olur, onun alternatifi başka aracı vardır, ama onlarca araca gerek yok yani.
HELALLİĞİMİ ALDIM, HİÇBİR ŞEYDEN KORKMUYORUM
İmamoğlu "Tutuklanmaktan korkuyor musunuz?" şeklindeki soruya ise "Ben hiçbir şeyden korkmuyorum. Evden, çocuklarımdan, eşimden, annemden, babamdan, kardeşimden helallik alıp çıktım.
Bunun anlamını, aslında ne demek istediğimi toplum anlıyor. Bu tür mücadeleler, toplumsal mücadeleler. Türkiye'nin bugünkü koşullarında ben hiçbir şeyden korkmuyorum.
Korkuyla bu süreç yönetilemez zaten. Zerre kadar ruhumda korku yok çünkü şuna inanıyorum, doğruları yapma çabası içerisindeyim ve doğruları büyük oranda başardığımı düşünüyorum.