Bana, sana, ona renkleriyle gülen Dünya varken, yetmez mi insanın gülmesine!
İnsanların gülüşleri geçer gider. Gelmez geri aynı gülüşler.
Doğa hep güler farklı gülüşleriyle. Geri gelir. Anlar onu anlayanlar.
Havası bir gülüştür onun.
Bana, sana, ona, nefes alıp vermek şarttır. Yaşamın şartıdır. Doğanın gülüşüdür o.
Kim verir sana temiz havayı, oksijeni, atmosferden başka, kim verir.
İnsanlar vermez, veremez. Bunu bilir İmsan.
Bizim, sizin, onların yaşamı için, olmaz ise olmazıdır. Hava, su. Su doğanın gülüşüdür.
Kim verir sana doğadan başka. Vermez elbette. Veremez. Veremez çünkü insan su kaynağı değildir. Doğadır kaynak.
Kaynak, karşılık istemez senden. Verir hep, durmadan, yorulmadan, usanmadan verir. Tüm dünya varlıklarına verir. Gülüşüdür o.
“Aramıza girmeyin, doğa ile aramıza.” Diyebilirsiniz. Demelisiniz. Doğaldır bu, doğalıdır bu, gerçeğidir doğalın.
Ve tüm insanlara, “Yaratıcı sizi yaratırken sizden bir şey istedi mi? Niçin onu örnek almıyorsunuz?” Demelisiniz.
Havayı yaratan, suyu yaratan, toprağı yaratan, renkleri yaratan yaratıcıdır. O verir hep, her şeyi verir. Karşılık istemez.
Diyebilirsiniz, demelisiniz, “Yaratıcı ile aramıza girmeyiniz”
Bunu anlamak, İmsana giden yollardan biridir. Ve en önemlisidir.