Kısa bir süre önce yayınlanan ve “Osmanlılar bir zamanlar Yemenli asiler tarafından küçük düşürülmüştü (The Ottomans were once humiliated by Yemeni rebels)” başlığını taşıyan yazısında İngiliz gazeteci Robert Fisk “Ermeni Meselesi” hakkında modası geçmiş ve sürekli tekrarladığı tartışmalı iddialarını bir kez daha ortaya artmış ve Türkiye’nin “soykırımdan” sorumlu olduğunu iddia etmiştir. Robert Fisk Osmanlı Dâhiliye Nazırı Talat Paşa’ya atfedilen sahte Andonyan belgelerini kullanması ve bunların propagandasını yapmasıyla meşhur bir gazetecidir. Kapsamlı bilimsel incelemeler sonunda Andonyan Belgelerinin sahte oldukları birçok örnek ile (sahte imzalar, yanlış tarihler, tutarsız kronoloji, kullanılan kâğıt tipi vs.) şüpheye yer bırakmayacak şekilde kanıtlanmıştır ve bu husus Osmanlı ve Türkiye uzmanı sayısız bilim adamı tarafından da doğrulanmıştır. Ancak Fisk hiçbir yazısında kullandığı belgelerin sahte olmasından dolayı bir pişmanlık ya da mahcubiyet göstermemiştir. Bu Fisk’in 1915 olaylarına bakışındaki önyargılı ve taraflı tutumu ortaya koyan açık ve inkâr edilemez bir belirtidir.
Fisk yukarıda bahsedilen yazısına çok iyi bilinen ve tekrar edilen oldukça ucuz bir çarpıtma ile başlamaktadır ve 1915’teki Ermeni kayıplarının “bir buçuk milyon” olduğunu ileri sürmektedir. Ne var ki 1915’te Osmanlı Ermenilerinin toplam nüfusu en fazla bir buçuk milyon idi. 1912’deki Osmanlı nüfus sayımına göre Osmanlı Ermenilerinin nüfusu 1,3 milyon idi. 1919 Paris Barış Konferansında galip devletler Osmanlı’daki Ermeni nüfusunu miktarını tartışırken David Maggie isminde bir Amerikalı profesörün verdiği rakamlara güvenmeyi tercih etmiş ve onun verdiği rakamları “tam anlamıyla tarafsız” (strictly impartial) olarak tanımlamışlardır. David Maggie’nin verdiği rakamlara göre Osmanlı’daki toplam Ermeni nüfusu “1.479.000” idi. Osmanlı Ermenilerinin toplam nüfusu “1.479.000” iken Robert Fisk’in “bir buçuk milyon” kişinin hayatını kaybettiğini iddia edebilmesi akıl ve mantık ile açıklanabilir bir durumun çok ötesinde geçmektedir.
Fisk’in kendi iddiaları için referans oluşturma çabaları da oldukça kaygan ve zayıf temeller üzerinde oturmaktadır. Söz konusu yazısında iddialarını desteklemek için Fisk sık sık Taner Akçam’a atıfta bulunmaktadır. Akçam’ın eserleri üzerine yazılan çok sayıda bilimsel ve detaylı eleştiri ise Akçam’ın kullandığı kaynakları çarpıttığını, kasıtlı bir şekilde yanlış tercümeler yaptığını, kullandığı alıntıları bağlamı dışına çıkararak tahrif ettiğini birçok somut örnek ile ortaya koymuş ve Akçam’ın iddialarına ve eserlerine büyük bir ihtiyat ile yaklaşmak gerektiğini belirtmişlerdir.
Fisk yazısında Amerikalı askeri tarih uzmanı Dr. Edward J. Erickson’a ve onun “Osmanlılar ve Ermeniler: Bir İsyan ve Karşı Harekâtın Tarihi” başlıklı kitabına da Ermeni Komitelerinin isyan ve benzeri yıkıcı faaliyetlerini tarafsız bir şekilde incelemesinden dolayı sataşmaktadır. Elbette Fisk’in mesnetsiz iddialarına en güzel cevabı Dr. Erickson’un kendisi verecektir. Bununla birlikte bazı hususlara dikkat çekmekten de geri duramayacağız. Fisk yazısında oldukça fazla sayıda Osmanlı Ermenisinin Ruslar tarafından desteklenerek isyanlar başlattığının ve Osmanlı’nın savaş mücadelesini baltalamak için çeşitli yıkıcı faaliyetlerde bulunduğunun ve savaş sırasında Osmanlının resmen düşmanı olan devletlerle amaç birliği yaptığının ve İtilaf Devletlerine bu şekilde katkılar yaparak bağımsızlık elde etmeyi amaçladıklarının kasıtlı bir şekilde üstünü örtmekte ve bunlardan hiç bahsetmemektedir. Rus, İngiliz, Fransız ve Osmanlı arşivlerindeki belgeler bu hususu oldukça açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Fisk bu tarz bağnaz yazılar yazmaktansa Paris Barış Konferansına katılan Ermeni Milli Delegasyonu Başkanı Boghos Nubar’ın Ermeni trajedisinin Ermenilerin "İtilaf Devletlerinin davasına olan sonsuz bağlılıklarının” sonucu olduğu yolundaki sözlerini hatırlamalıdır.
Kaynak: AVİM