Küresel çapta tartışılan madencilik faaliyetlerine yeni bir skandal eklendi. Dünyanın en büyük ikinci madencilik ve metal şirketi Rio Tinto, Avustralya'da yerlilerin 46 bin yıllık kutsal alanlarından birini havaya uçurduğunu açıkladı.
Britanya-Avustralya merkezli çok uluslu şirket, demir cevheri madenini genişletme çalışmaları sırasında adadaki on binlerce yıllık kesintisiz insan yerleşimlerinin izlerini havaya uçurduğunu kabul ederek 'üzüntüsünü' dile getirdi.
Batı Avustralya eyaletinin yeraltı kaynakları açısından zengin Pilbara bölgesinde yer alan Juukan Gorge kaya mağaralarında yaklaşık 7 bin kalıntı bulunmuştu. Aralarında biley taşları, yontularak alet aline getirilmiş kemik, 4 bin yıllık örülmüş saç da vardı.
Juukan Gorge mağaralarını da içeren toprakların vasileri olan Puutu Kunti Kurrama ve Pinikura kabileleri, kutsal alanı korumak için 7 yıldır hukuk mücadelesi yürütüyordu.
Davanın devam etmesine rağmen 24 Mayıs'ta yıkımı gerçekleştiren Rio Tinto Grubu'nun CEO'larından Chris Salisbury, pazar günü açıklama yayımladı.
Açıklamada "Puutu Kunti Kurrama ve Pinikura (PKKP) Halklarına saygımızı sunuyoruz. Verdiğimiz rahatsızlık için üzgünüz" denilen açıklamada şöyle devam edildi:
"Uzun yıllardır birlikte çalıştığımız PKKP ile ilişkimiz Rio Tinto için oldukça önemli. Olan bitenden ders çıkarmak için PKKP ile çalışmaya devam edeceğiz. Öncelikli olarak Juukan Gorge'daki diğer tüm alanlarla ilgili planlarımızı gözden geçireceğiz."
IŞİD ve Taliban'ın yıkımlarıyla kıyaslandı
Newcastle Üniversitesi'nde UNESCO'nun Kültürel Varlıkların Korunması ve Barış konusunda bölüm başkanı olan Prof. Peter G. Stone, patlamanın yarattığı yıkımı 'trajedi' diye niteled,. Dünyaca ünlü kültür tarihi uzmanı, Buz Çağı'ndan kalma Aborijin mağaralarının madencilik için dinamitlenmesini, IŞİD'in Suriye'de Palmira antik kentini, Taliban'ın Afganistan'daki Bamiyan'da Buddha heykellerini yıkmasıyla kıyasladı.