Boochani, Farsça olarak yazdığı kitabın bölümlerini İngilizceye çevirmesi için WhatsApp üzerinden Avustralya'daki İranlı bir mütercime gönderdi ve girmesine izin verilmeyen Avustralya'da ülkenin saygın ödüllerinden Victoria Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü.
Yazar ayrıca katıldığı yarışmada birinci olduğu için 100 bin Avustralya dolarının (72 bin Amerikan doları) da sahibi oldu.
"No Friend But the Mountains: Writing from Manus Prison" (Dağlardan başka dost yok: Manus cezaevinden notlar) isimli kitabıyla dikkatleri üzerine çeken Boochani, hayat hikayesiyle de kamuoyunda şaşkınlık yarattı.
AVUSTRALYA'YA ALINMADI
2013 yılına kadar İran'ın İlam kentinde yaşayan 36 yaşındaki Boochani, kurucusu olduğu Kürtçe edebiyat dergisi Werya'nın bürosuna İran rejimine bağlı paramiliterler tarafından baskınlar gerçekleştirilip, hakkında tutuklama kararı çıkartılınca ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.
Boochani, bunun üzerine Avustralya'ya gitmek için yola çıktı ancak sığınma başvurusu Melbourne yönetimi tarafından kabul edilmeyince Avustralya hükümeti tarafından Manus Adası'ndaki gözaltı merkezine gönderildi.
Adada mülteciler, işlemleri tamamlanıncaya kadar bu ve benzeri denizaşırı gözaltı merkezlerinde dünyadan soyutlanmış bir şekilde tutuluyor.Bazı mültecilerin başvurusu reddedildiği için tekrar geldikleri ülkelere geri gönderiliyorlar.
ÖDÜLÜNÜ ALMAYA GİDEMEYECEK
Melbourne'deki ödül törenine katılamayan Boochani, "Ne diyeceğimi bilmiyorum. Bu kitabı ödül kazanmak için yazmamıştım" diye konuştu.
"Benim hedefim her zaman için Manus ve Nauru'da bu sistemin masum insanlara son altı yıldır sistematik bir şekilde işkence ettiğini Avustralya ve dünyadaki halkların derinden anlamasını sağlamaktı" diyen Boochani, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu ödülün içinde bulunduğumuz duruma daha fazla dikkat çekeceğini, değişim yaratacağını ve bu barbar politikayı sonlandıracağını umuyorum."
WhatsApp'ın adete ofisi gibi olduğunu söyleyen yazar "Kağıtlara yazmıyordum çünkü gardiyanların almasından ya da başka bir şekilde yazdıklarımın kaybolmasından korkuyordum" dedi.
2017 yılında ise Behrouz Boochani'nin, Arash Kamali Sarvestani ile birlikte Manus Adası'ndaki günlerini konu alan "Chauka, Please Tell Us the Time" adlı bir belgesel yayınlanmıştı.
Boochani'nin ayrıca daha önce İngiliz gazetesi The Guardin'a yazdığı da biliniyor.
Manus Adası'nda kaldığı süre içerisinde mülteci haklarıyla ilgili Avustralya hükümetini eleştiren yorumlarıyla öne çıkan gazeteci Boochani, Twitter hesabından kaldığı adayı 'Manus Cezaevi' olarak tanımlıyor.
Avustralya'nın sert mülteci politikaları sık sık diğer ülkeler tarafından da eleştiriliyor. Zira,yasalara göre, ülkeye deniz yoluyla gelmek 'ülkeye ulaşmak için tehlikeli girişimde bulunmak' olarak değerlendiriliyor ve bu şekilde gelen mülteciler Avustralya'ya asla yerleştirilmiyor.