AA muhabirine açıklamalarda bulunan İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, bu tarihi öneme sahip süreçte, kamu bankalarının reel sektörün yanında yer alırken, özel bankaların da taşın altına ellerini koymalarını beklediklerini söyledi.
Avdagiç, "BDDK'dan bankaların swap işlemlerine sınırlama kararı için, BDDK spekülatörlere 'TL'den elini çek' mesajı verdi. Bu kararın küresel ölçekte koronavirüsün (Kovid-19) oluşturacağı tahribatla ilgili olduğunu da unutmamak gerek. Bu mekanizmanın daha sağlıklı biçimde işleyeceği günlere de yakında kavuşacağımıza inanıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Avdagiç, bankaların piyasa koşullarında swap imkanlarını Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), üzerinden sağlayabilmesinin mümkün olduğunu belirterek, "Maksadı ihtiyaç değil de spekülasyon olana yurt dışı swap imkanı kapandı. Ekonomi yönetimimiz bu fırsatı değerlendirmelerine müsaade etmeyecektir. BDDK, finansal kuruluşlara 'TL'yi KOBİ'ye ver, yurt dışına verip dolar alma'ypq diyor." şeklinde konuştu.
BDDK Başkanı Akben'in de yurt içinde yapılacak swaplara yönelik herhangi bir kısıtlamanın söz konusu olmadığını kaydeden Avdagiç, "Dolayısıyla ihtiyacı olan için TCMB'den swap imkanı açık, spekülasyon peşinde koşana ise yurt dışından swap işlemleri kapalı." diye konuştu.
"TİM olarak, hem ihracatçılarımız hem de ülkemiz için üretmeye devam ediyoruz"
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle de dünyanın önde gelen ekonomilerinin tümü, ülkelerinde istihdamı ve üretimi korumak adına gerekli tüm tedbirleri hızla açıkladığını belirtti.
Gülle, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Ekonomik İstikrar Kalkanı paketi ile küresel salgının dünya ekonomisinde sebep olduğu olumsuzlukların Türkiye Ekonomisi'ne yansımalarını bertaraf etmeye yönelik alınan tedbirler ile başlayan süreç iş dünyamıza moral aşıladı. Açıklanan paketin ardından, başta Eximbank olmak üzere, ihracat kredi geri ödemelerinde erteleme ve reeskont kredilerinin azami vadelerinin uzatılması gibi öncü adımlar ve kamu bankalarımızca tüm kredi taksit ve ödemelerinde esneklik sağlanması ve firmaların nakit akışında kolaylık sağlanmasına yönelik önlemler, iş dünyamızın bu süreci yönetilmesi adına moral kaynağı olmuştur.
Eximbank ve kamu bankalarımız gibi, birlik-beraberlik ve dayanışmanın en üst düzeyde olduğu böyle bir dönemde, özel bankalarımızın da bu noktada, reel sektörümüzü desteklemek adına atacakları adımlar, bu sürecin Türkiye Ekonomisi'ne daha da pozitif yansıması adına önemli bir destek sağlayacaktır. Devletimizin ilettiğimiz her soruna anında çözüm ürettiği bir dönemde, özel sektör bankalarımızın da aynı proaktif tutumu göstermesi gerektiğine inanıyoruz. Biz TİM olarak, her zaman elimizi taşın altına koyarak, hem ihracatçılarımız hem de ülkemiz için üretmeye devam ediyoruz. Birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olan günlerde özel bankalarımızın da destek verme noktasında gayret göstereceklerine inanıyoruz."
"Bankaların, finansmana ihtiyaç duyan bütün işletmelere desteklerini esirgemeyeceklerine inanıyoruz"
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan ise "Koronavirüs (kovid-19) salgını sürecinin reel sektör üzerindeki en görünür etkilerinden biri muhakkak firmaların likidite ve nakit ihtiyaçlarının artış kaydetmesi olmuştur." açıklamasında bulundu.
Kaan, bu minvalde ekonomi yönetimi tarafından alınan tedbir ve teşvikler çerçevesinde, firmaların nakit akışının korunmasına yönelik çok önemli adımlar atıldığını kaydetti.
Kredi Garanti Fonu'nun kefalet kapasitesinin iki katına çıkarılmasının yanı sıra kamu bankaları öncülüğünde açıklanan İş'e Devam Kredi Desteği, reel sektöre can suyu olduğunu dile getiren Kaan, "Ayrıca Türkiye Bankalar Birliği tarafından, kamu bankalarımızın yanında özel bankaların da katılabileceği, Ekonomik İstikrar Kalkanı Kredi Desteği açıklanmıştı. Konuya ilişkin bizim de beklentimiz, kamu bankalarının sağladığı kolaylıkların yanında, elbette özel bankalarımızın da ellerini taşın altına koymasıdır. Zira bu zorlu süreçten ancak kamu ya da özel ayrımı olmaksızın eşgüdümlü çalışarak ve birlikte hareket ederek çıkabiliriz." dedi.
Kaan, bu bağlamda BDDK bankalara göndermiş olduğu talimatları desteklediklerini ve bu süreçte bütün bankaların, başta KOBİ'ler olmak üzere finansmana ihtiyaç duyan bütün işletmelere desteklerini esirgemeyeceklerine inandıklarını belirtti.
"BDDK yaklaşımını doğru buluyoruz"
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan, tarihte eşine az rastlanan, kaynağı sağlık olan ama sağlık dünyasının dışına taşarak ekonomi başta olmak üzere birçok alana olumsuzluklar yansıtan bir kriz atmosferinde olunduğunu belirtti.
Bahçıvan, şunları kaydetti:
"Ülkeler içe kapanıp ticaret sıfırlanmışken, talep daralıp birçok sektörde üretim durma noktasına gelmişken; yine de insan yaşamını korumak ve gündelik hayatı sürdürülebilir kılmak en temel öncelikli hedef haline gelmiş bulunuyor. İşte tamda bu noktada bugün üretmeye, dayanışmaya, paylaşmaya, istişareye ve ortak akla millet olarak çok büyük bir ihtiyaç duymaktayız. Ekonomide, salgının başlangıcından bu yana alınan önlemleri taktir ediyoruz. Biz sanayiciler olarak krizin daha ilk günlerinde acilen bazı önlemlerin alınması gerektiğini ve bunların başında da nakit akışı başta olmak üzere finansmanda tıkanma veya sıkışıklık yaşanmaması gerektiğini söylemiştik.
Yine çok önemli sosyal boyutu da olan istihdam konusunda dikkatli olunması gerektiğini, çalışanların mağdur olmaması için kamu başta olmak üzere herkesin seferber olması gerektiğini dile getirmiştik. Yanı sıra her türlü kamu alacaklarının, nakit akışı endişesinin yaşandığı bir süreçte gelişmelerin seyrine göre belli bir süre dondurulması gereğini dile getirmiştik. Hükümetimizin açıkladığı Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi bu önerilerimin belli bir kısmını kapsadı. Bugün geldiğimiz noktada kamu bankaları kadar, bu sürecin çok önemli bir paydaşı ve sacayağı olarak özel bankalarımızın da bazı sorumluluklar alarak elini taşın altına sokmasını bekliyoruz. Çünkü bu sürecin ekonomiye en az hasar vermesinin en önemli yolu üretimi ve istihdamı korumaktan geçmektedir. Bunun için de finansman akışında bir aksama olmamalıdır."
Başta sanayi sektörü olmak üzere, şirketlerin likidite ve nakit ihtiyacına yönelik kredi limitleri içerisindeki taleplerinin makul bir şekilde karşılanması gerektiği yolundaki BDDK yaklaşımını doğru bulduklarının altını çizen Bahçıvan, "Kredi geri çağırma, mevcut kredi limitini kullandırmama, fiyat artırma, teminat şartlarını zorlaştırma, makul faiz oranlarıyla yeniden yapılandırma yapmama gibi uygulamalardan özenle kaçınılması yönündeki BDDK uyarısını da yerinde ve önemli bulduğumu özellikle belirtmek istiyorum." diye konuştu.
"Kritik zamanlarda herkes sorumluluk almalı"
Asrın İşadamları Derneği (ASRİAD) Genel Başkanı Adnan Danışman, BDDK'nın özel bankalara yaptığı uyarıyı haklı bulduğunu, kritik zamanlarda herkesin sorumluluk alması gerektiğini söyledi.
Danışman, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünyada çok az zamanda yaşanan bir dramla karşı karşıya olduğumuz su götürmez bir gerçekliktir. Küresel anlamda bu kadar büyük ekonomik darbe oluşturacak başka bir kriz söz konusu olmamıştır. 1929 buhranı dahi bu kara geniş zemine yayılan bir etki oluşturmamıştı. Kayıpları artık, sektörler, ülkeler veya bütçeler bazında konuşmuyoruz. Kayıpları gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) bazında konuşuyoruz. Bu durumun herkes tarafında iyi anlaşılması gerekir. Eğer bütün birimleri, bütün bireyler ve bütün kurumlar daha doğru bir paylaşım düşüncesiyle taşına altına elini koyarsa stres, daha kolay atlatacağımız ve sonrasında daha tutarlı bir dengeye erişeceğimiz kesindir.
Bazı kurumlar şimdiki şartları fırsat olarak değerlendirip istismar edelerse bunun hiç şüphesiz koronavirüs (Kovid-19) sonrası için bir bedel üreteceğinin beklenmesi gerekir. Maalesef özel bankaların bu konuda son derece çekimser davrandıkları ve normal zamanlarda yapılan davranışları sergilemeye devam ettikleri üzüntüyle görülmektedir. Kamunun verdiği imkanları dahi komisyon alarak müşteriye aktarmaya devam etmektedirler. Bu kabul edilemez. Tam bu noktada BDDK'nın Tüm bankalarımızı müşteri odaklı davranmaya, kredi kanallarını açık tutmaya, kurumumuz ve sektör birlikleri tarafından alınan kararlara uymaya davet ediyoruz. şeklindeki açıklamasını önemli buluyor ve bu dikkate tüm özel bankaları davet ediyoruz. Zira bu yol birlikte yürümemiz gereken bir yoldur. Zor zamanda yardımlaşmaz isek kolay zamanda birlikte yürümemizin bir anlamı kalmayacaktır."
Danışman, kritik zamanlarda herkesin sorumluluk alması gerektiğini bankalar da müşterilerin yanında olduklarını göstermesi gerektiğinin altını çizdi.
"Özel bankalar taşın altına elini koymuyor"
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın da koronavirüsün dünya ekonomilerinde olduğu gibi Türk ekonomisi üzerinde de birçok sektörde olumsuz yansımaları olduğunu dile getirdi.
Aydın, "Bu süreçte önce insan denilerek hükümetimiz, iş dünyası ve milletimiz sıkıntıyı birlikte göğüslemek adına çeşitli önlemler almışlardır. Bu önlemlerin yanı sıra mevcut çarkların dönmesi, dönemeyen çarkların da desteklenerek hanelere aş girmesi gerekmektedir." ifadelerini kullandı.
Hükümetin, ekonomik mücadele kapsamında birçok paketi açıklarken, Türkiye'nin finans kurumlarına da bazı sorumluluklar yüklediğini dile getiren Aydın, şunları kaydetti:
"Ne var ki, bugün geldiğimiz bu süreçte 250 milyar liralık kapasiteli Kredi Garanti Fonu (KGF) ile devletimiz kredilerde garantör olduğunu belirtmesine rağmen, özel bankaların taşın altına elini koymadıklarını gözlemlemekteyiz. Kredi çekme, kredi öteleme, yeniden yapılandırma gibi taleplere karşılık ciddi faiz oranları, limit yok gerekçesi ve talep edilen evrak yükü ile işçisine sahip çıkmaya çalışan işverenlere olumsuz dönüşler yapılmaktadır. Unutmamız gerekir, şu an dünya genelinde bir mücadelenin içerisinde yer almaktayız.Türkiye'de sürecin başından bu yana doğru adımlarla bu mücadeleden en az zararla çıkmaya çalışmaktadır. Tüm dünyayı etkileyen bu kriz elbette kaçınılmaz olarak ülkemizi de etkileyecektir.
Eğer bizler el ele verir, milli bir dayanışmayı sergileyebilirsek bu süreçten az bir hasarla güzel günlere birlikte çıkabiliriz. Özel bankaların konunun hassasiyetini çok iyi anlamaları ve mümkün olduğunca iş dünyasının yanında yer alması gerekmektedir. Virüs krizinden önceki uygulamalarını bu kriz safhasında dayatmaları konunun hassasiyetini anlamadıklarını açıkça ortaya koymakta ve bu tutumları ekonomik anlamda başlatılan milli dayanışmanın ruhuna asla ve asla uymamaktadır. Buradan özel bankacılık sektörüne seslenerek kendilerini milli dayanışma ruhuna uymaya ve ülke olarak topyekün başlatılan bu mücadelenin bir miğferi olmaya davet ediyorum. Ayrıca BDDK Başkanımızın Mehmet Ali Akben'in açıklamış olduğu finansal istikrara destek çağrısına da özel bankaların uymasını bekliyoruz. Unutmayalım ki, gün dayanışma günü, gün birlik günü."