İŞE İADE EDİLEN MİGROS İŞÇİLERİ AYLIK EN DÜŞÜK 5 BİN 125 LİRA ALACAK

Migros’un İstanbul'daki deposunda çalışırken işten çıkarılan sendika üyesi 257 işçi, işe iade ve maaşlarda artışa gidilmesi kararından sonra bugün depo önünde bir araya geldi. İşçiler, 17 gün süren mücadelenin zaferle sonuçlanmasını halay çekerek kutladı.

Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası (DGD-Sen) üyesi Esenyurt Migros depo işçileri, yüzde 8 zam teklifini kabul etmeyerek şubat ayı başında iş bırakma eylemine başlamıştı. İş bırakan 257 işçi, telefonlarına gönderilen mesajla işten çıkarılmıştı.

ÖZİLHAN’IN EVİNİN ÖNÜNDE TERS KELEPÇEYLE GÖZALTINA ALINMIŞLARDI

Bunun üzerine işçiler, vatandaşları Migros’u boykot etmeye çağırarak eylemlerini depo önünde sürdürmüştü. Migros’un sahibi Tuncay Özilhan’ın Beykoz’daki villasının önünde geçen cuma günü bir araya gelen işçiler, protestoları sırasında ters kelepçeyle gözaltına alınmıştı. Gözaltılar sırasında işçilerden Gülabi Aksu’nun kelepçeli elleriyle gözyaşlarını silmesi gündemde iz bırakmıştı. Gözaltına alınan yaklaşık 100 işçi daha sonra serbest bırakılmıştı.

Sanatçı Haluk Levent’in arabulucu olmasıyla işverenle işçiler arasında dün akşam anlaşmaya varıldığı duyurulmuştu. DGD-Sen de işten çıkartılan işçilerin geri alınacağını ve maaşlarında artış yapılacağını açıklamıştı.

DEPO ÖNÜNDE BİR ARAYA GELDİLER

Zafer elde ettiğini belirten işçiler, 17 günlük eylemlerinin ardından bugün Esenyurt’taki depo önünde bir araya gelerek açıklama yaptı. Açıklamaya, CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker ve ve HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu da destek verdi. “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek”, "Direne direne kazanacağız”, “Yaşasın sınıf dayanışması” sloganı atan işçiler, halay çekti. İşçiler adına açıklama yapan DGD-Sen Genel Başkanı Neslihan Acar, bu kazanımı Türkiye işçi sınıfına armağan ettiklerini belirtti. Acar, şunları söyledi:

“MESLEK HASTALIKLARINDAN KIRILIYORUZ: Bizler 2013’ten beri Migros depolardan atıldık. Bugün atılan arkadaşlarımızla aynı nedenlerle atıldık. 2013’ten beri söylüyoruz. Taleplerimiz değişmedi. 'Yaşamak istiyoruz, iş cinayetlerinde katledilmek istemiyoruz' dedik. Bunun için 6 defa direndik ve hâlâ aynı sorunlarla direniyoruz. Bugün geldiğimiz noktada işçiler, yaşamak için direniyorlar. İşçilerin ana taleplerinden bir tanesi, yasada geçen haklarımız olan işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmasıdır. Meslek hastalıklarından kırılıyoruz, bunların düzeltilmesini istiyoruz.

MİGROS İŞÇİLERİ KÖLELİĞİ REDDETTİ: Her yıl 2 bin tane işçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiği, kazalarda kolunu, bacağını, uzuvlarını kaybettiği, sakat bırakıldığı böyle bir kölelik düzeninde kazan kazan yaşamak istemiyoruz artık. Migros depo işçileri köleliği reddetti. 20 gün önce ayağa kalktı ve depoyu işgal etti. Dedi ki ‘Ben bu ücretlerle geçinemiyorum, yaşamak istiyorum. Her an iş cinayetine kurban gitmek istemiyorum. Bana ne zaman verileceği belli olmayan primlerle ve izinlerle yaşamak istemiyorum.’ Ayağa kalktılar ve kazandılar.

İNSAN ONURUNA YAKIŞIR HAYATLAR İSTİYORUZ: Bugünkü kazanımlar kıymetlidir ama yan yana geldiğimizde, birleştiğimizde, omuz omuza durduğumuzda kazanacaklarımız çok daha kıymetlidir. Bizler, insan onuruna yakışır hayatlar, ücretler istiyoruz. Bunun için kavga etmeye devam edeceğiz. Ta ki ücretli kölelik düzeni son bulana kadar.

DİRENEN İŞÇİLERİN YANINDA OLACAĞIZ: Farplas işçileriyle direnmeye devam edeceğiz. Aliağa gemi sökümünde direnen işçilerin direnişini görüyoruz. Gaziantep’te direnen çorap işçisinin ve Uzel işçisinin yanındayız. Onların talepleri, bizim de taleplerimiz olmaya devam edecek. Yolu açanları biliyoruz. Soma’dan işçiler, yıllardır gasp edilen hakları için yollara düştü. Önleri kesildi, beklediler. Önleri açıldı, yürüdüler. Yıllarca denediler ve yasa çıkarttılar. Bağımsız Maden-İş’in ölümsüz başkanı Tahir Çetin burada. Yine maden işçilerinin ölümsüz sıra neferi Ali Faik İnter burada. Yolumuza ışık tutmaya devam ediyorlar.”

Avukat Mürsel Ünder, direnişin başladığı günden bu yana destek verenlere ve Migros’u boykot edenlere teşekkür etti. Haluk Levent’in arabulucu olduğu görüşmede yer alan Ünder, varılan mutabakata ilişkin şu bilgileri paylaştı:

"HİÇ KİMSE İŞTEN ATILMAYACAK"

“-Atılan bütün işçilerin geri alınacağıyla ilgili karar verildi. Hiç kimse işten atılmayacak.

-Prim sistemiyle ilgili büyük ölçüde mutabakata vardık. Yüzde 70 civarında olan prim alma sistemi bu değişiklikle beraber yüzde 90’ın üzerine çıkacak.

-İş sağlığı güvenliği olarak çok ciddi problemlerimiz vardı. Bu risklerin tamamını da Migros bizzat ilgileneceğini ve değiştireceğini söyledi.

-4 lira diye sembolize ettiğimiz ücretle ilgili olarak her işçinin primi dışında aylık 325 lira zam yapılacak şekilde bir düzenleme yapılacak. Depoda asgari ücretle çalışan bir işçinin alacağı en düşük ücret 5 bin 125 lira olacak şekilde revize edildi.

-Çalışmak isteyen arkadaşlar, bu dönemde ücret ve sigorta sıkıntıları olmadan çalışmaya devam edilebilecek.

-İşten çıkmak isteyen arkadaşlar da kıdem ve ihbar tazminatını ve ekstra iki maaş ücretlerinin alması koşuluyla ayrılabilecekler.”

GÜLABİ AKSU: BİR EKMEK PARASI İÇİN GERÇEKTEN KELEPÇE Mİ VURULMASI GEREKİYORDU?

Migros’un sahibi Tuncay Özilhan’ın Beykoz’daki evinin önünde gerçekleştirilen protesto sırasında gözaltı aracına bindirildikten sonra kelepçeli elleriyle gözyaşlarını silerken görüntülenen ve eylemin simgesi hâline gelen Gülabi Aksu, yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Kendi adıma olsun, arkadaşlarım adına olsun gerçekten üzüldüm. Keşke bu kelepçe olayı olmasaydı. Uzun zamandır direniyoruz. Direncimizi kaybetmedik. Sadece Migros’un deposundaki arkadaşlarımız değil. Şu anda her yerde eylem yapan bütün arkadaşlarla mücadelemize devam edeceğiz. Bugün biz kazandık ama diğer arkadaşlarımıza sırtımızı dönmeyeceğiz. Onlarla birlikte mücadeleye devam edeceğiz.

Beykoz’da Tuncay Özilhan’ın villasının önüne gittiğimizde bazı arkadaşlarımızı darp ettiler. Kadın arkadaşımız bayıldı, ben gerçekten çok duygulandım. Bazı arkadaşlarımıza arkadan kelepçe vurdular. Bir ekmek parası için, sorunun çözülmesi için illa elimize kelepçe mi vurulması gerekiyordu? Keşke bu olmadan önce hakkımızı verseydi. Her şey Tuncay Özilhan’da bitti. Kaç gündür sürekli medya, sanatçılar, milletvekilleri olsun, Türkiye arkamızda. Bize destek olan herkese teşekkür ediyorum.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri