Anadolu Ajansının (AA) Cumhuriyet'in 100. yıl dönümü dolayısıyla hazırladığı "İşgalden Cumhuriyet'e giden yol" temalı üç bölümlük dosya haberin ikinci bölümünde Atatürk ve silah arkadaşlarının Erzurum ve Sivas'taki çalışmaları anlatıldı.
Emperyalist güçlerin işgali altındaki vatan topraklarını kurtarmak için 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkan, ardından Amasya Genelgesi'ni hazırlayan Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, bağımsızlığa giden yolda 23 Temmuz 1919'da Erzurum Kongresi'ni topladı.
"Manda ve himaye kabul edilemez"
14 gün süren Erzurum Kongresi'nde "Milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür, parçalanamaz", "Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet topyekun kendisini savunacak ve direnecektir", "Manda ve himaye kabul edilemez" gibi çok önemli bazı kararlar alındı.
Erzurum Kongresi'nin kapanışındaki konuşmasında "Tarih, bu kongremizi şüphesiz ender ve büyük bir eser olarak kaydedecektir." diyen Atatürk, bu sözleriyle Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı kongrenin önemine dikkati çekti.
Halen müze olarak hizmet veren Erzurum'daki kongre binası ile kongre görüşmeleri sırasında Gazi Mustafa Kemal'in kullandığı Atatürk Evi, AA ekibince görüntülendi.
Atatürk Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Asaf Özkan, AA muhabirine, 23 Temmuz 1919'da başlayan Erzurum Kongresi'nin 7 Ağustos 1919'da beyannamenin yayımlanmasıyla tamamlandığını söyledi.
Özkan, "Beyannameye baktığımızda 'Milli sınırlar içinde vatan bütündür, parçalanamaz' deniliyor. Bu sınırlardan kastedilen önemlidir. Bu, aslında daha sonra Osmanlı Mebusan Meclisi'nde kabul edilecek Misak-ı Milli kararlarına atıftır." ifadelerini kullandı.
Erzurum Kongresi'nde manda ve himayenin reddedildiğini hatırlatan Özkan, "Yolun başındayken, Milli Mücadele tam olarak şekillenmemişken, Erzurum'dan kahramanca manda ve himayenin kesinlikle kabul edilemeyeceğinin açıklanması Milli Mücadele ve sonraki süreç açısından oldukça önemlidir. Tam bağımsız Türkiye'nin kurulmasında en önemli adım olarak değerlendirilebilir. Ardından süreç devam edecek ve Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulacaktır." diye konuştu.
Erzurum Kongresi'nde milli ve ulus devlete gidiş işaretinin verildiğini vurgulayan Özkan, "Bu sene 100. yılını kutladığımız Cumhuriyet'in temellerinin aslında Milli Mücadele'nin başında bu hazırlık kongreleriyle atıldığını rahatlıkla diyebiliriz." dedi.
Sivas Kongresi
Ulusun kurtuluşu için Erzurum Kongresi'nin ardından Sivas Kongresi toplandı.
Mustafa Kemal Atatürk ve beraberindeki heyet tarafından 4 Eylül 1919'da bugünkü Atatürk Kongre Müzesi binasında Sivas Kongresi yapıldı.
Fotoğraf: Serhat Zafer/AA
Kayıtlara göre resmi çalışmaları 7 gün süren kongrede, Mustafa Kemal Atatürk başkanlığında ulusun kurtuluşu için çeşitli gündem maddeleri görüşüldü. 8-9 Eylül 1919 tarihlerinde "manda" tartışmalarının yaşandığı kongre, 11 Eylül 1919'da sonuç bildirgesinin yayımlanmasıyla kapandı.
Büyük Önder Atatürk, tarihi kongrenin önemini "Burada bir milletin kurtuluşunu hazırlayan kararlar verildi." sözüyle vurguladı.
Atatürk ve Heyet-i Temsiliye tarafından 2 Eylül-18 Aralık 1919 arasında "Milli Mücadele Karargahı" olarak kullanılan ve sonradan müzeye dönüştürülen tarihi bina, AA ekibince Cumhuriyet'in 100. yılı dolayısıyla görüntülendi.
Sivas Atatürk Kongre Müzesi'nde tarihi kongre salonu ve Atatürk'e ait çalışma ve dinlenme odası, kongrenin yapıldığı günlerdeki haliyle muhafaza ediliyor.
Müzede, Mustafa Kemal Atatürk'ün kongre hazırlığıyla ilgili bildirilerinin sergilendiği salon, o zamanki muhaberenin temelini oluşturan telgraf odası, Sivas Kongresi ile ilgili tutanakların yer aldığı salon, merkezi Sivas'ta kurulmuş olan Anadolu Kadınları Müdafa-i Vatan Cemiyeti'ne ait bildiriler ve haberleri içeren belgeler ile İrade-i Milliye Gazetesi'nin basıldığı matbaa makinesi ve bu gazeteye ait nüshaların sergilendiği salonlar yer alıyor.
"Ya istiklal ya ölüm parolasıyla manda ve himaye reddedilmiştir"
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanı Öğretim Görevlisi Özden Aydın, AA muhabirine, Atatürk'ün Samsun'un ardından gittiği Amasya'da vatanın bütünlüğü ve milletin istiklalinin tehlikede olduğunu vurguladığını anımsatarak, "Anadolu'nun en güvenli şehri olan Sivas'ta bir kongre toplanmasını ifade etmiş ve özellikle vilayetlerin sancaklarından halkın güvenini kazanan en az 3 delegenin bir an önce Sivas'a hareket etmesi gerektiğini söylemiştir." dedi.
Aydın, Erzurum'daki kongreden sonra Sivas'a hareket eden Mustafa Kemal'in 2 Eylül 1919'da geldiği kentte çok büyük bir coşkuyla karşılandığını belirterek, "Sivas Lisesi olarak bilinen binaya gelmiş ve burada ikamet etmeye başlamıştır. Diğer Heyet-i Temsiliye üyeleri de peyderpey Sivas'a gelmişler ve kongrenin bir an önce toplanması için hazırlıklara başlamışlardır." şeklinde konuştu.
Sivas Kongresi'nde önemli kararların alındığının altını çizen Aydın, şunları kaydetti:
"Mustafa Kemal Atatürk, Sivas Kongresi'nde 'Ya istiklal ya ölüm' parolasıyla manda ve himayenin kesinlikle reddedilmesini savunmuştur ve manda ve himaye reddedilmiştir. Sivas Kongresi'nin en önemli özelliği de kongrenin sonunda milli egemenliğin, milli iradenin hakim kılındığı kararlar alınmasıdır. Özellikle milletin bütün fertlerinin düşüncelerinin milli irade etrafında toplanmak suretiyle bilhassa İstanbul Hükümeti'nin gücü ve hakimiyet alanının daraltılması yönünde kararlar alınmıştır. Özellikle milli egemenlik etrafında birleşilmesi sağlanmıştır. Burada milli istiklal ilkesiyle birlikte milli hakimiyet ilkesi de aşama aşama gerçekleştirilmiştir. Anadolu'da parçalı olarak bulunan Müdafa-i Hukuk Cemiyetleri tek bir çatı altında Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyetleri adı altında birleştirilmiştir. Böylece tek elden mücadeleye girişilmesi sağlanmıştır."
"Cumhuriyet'in ön sözünün burada yazıldığını söyleyebiliriz"
Sivas'ın Atatürk ve silah arkadaşlarına 108 gün ev sahipliği yapan önemli bir şehir olduğuna vurgu yapan Aydın, "Atatürk'ün Sivas'ı seçmesinin amacı, Anadolu'nun tam orta yerinde bulunması ve Mondros Ateşkes Antlaşması'nın sonunda hiçbir şekilde işgale uğramamış olmasıdır. Atatürk, Cumhuriyet'in temellerinin burada atıldığını ifade etmiştir. 'Milli iradeyi hakim kılmak esastır' sözüyle Cumhuriyet'in ön sözünün burada yazıldığını söyleyebiliriz." değerlendirmesinde bulundu.