Hamas ve İslami Cihat, bir İsrail hava saldırısında 13 katlı bir apartmanın çökmesinin ardından başkent Tel Aviv'e 130 roket fırlattıklarını açıkladı.
13 KATLI BİNA ÇÖKTÜ
Reuters haber ajansı, 13 katlı binanın, bina sakinleri ve etraftakilerin tahliye edilmesi uyarısından bir buçuk saat sonra vurulduğunu bildirdi.
Bölgede son yılların en şiddetli karşılıklı saldırılarında en az 35 kişi hayatını kaybetti.
Filistinli yetkililer, İsrail'in Gazze'ye yönelik hava saldırılarında aralarında çocukların da olduğu en az 32 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu.
İsrail'in İngiltere Büyükelçisi Tzipi Hotovely, BBC'ye yaptığı açıklamada çocukların kalkan olarak kullanıldığını öne sürdü.
İsrail bölgelerini hedef alan Hamas'ın roket saldırılarında da en az 3 kişi öldürüldü.
"KIRMIZI ÇİZGİYİ GEÇTİLER"
Gazze'den İsrail topraklarına atılan 400'den fazla roketin çok büyük kısmı havada imha edildi, düşen roketlerin Aşkelon kentinde iki kişinin ölümüne yol açtığı açıklandı.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu daha önce yaptığı açıklamada Hamas'ın üç yıldan bu yana ilk kez Kudüs'e roket atarak "kırmızı çizgiyi geçtiğini" belirtti.
Netanyahu İsrail hava saldırılarının gücü ve sıklığının artacağını ve Hamas'ın "beklemediği yöntemlerle vurulacağını" belirtti.
BM OLAĞANÜSTÜ TOPLANIYOR
İsrail, ilk roket saldırılarından sonra Gazze'de en az 150 hedefin vurulduğunu açıkladı.
Netanyahu Tel Aviv'i hedef alan roket saldırılarından sonra ise , Gazze Şeridi'ndeki "militanların çok ağır bir bedel ödeyeceğini" söyledi.
BM Orta Doğu Barış Süreci Özel Koordinatörü Tor Wennesland, İsrail ve Hamas'ın topyekün bir savaşa doğru ilerlediği uyarısını yaptı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Çarşamba günü olağanüstü bir toplantı gerçekleşecek.
Netanyahu, yanında Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı ile birlikte televizyonda yaptığı konuşmada "Hamas ve İslami Cihat saldırganlıkları için ağır bir bedel ödedi ve ödeyecek, kanlarıyla bedel ödeyecekler" dedi.
İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz da "Gazze'de binaların çökmeye devam edeceğini" belirtti.
Hamas, Tel Aviv ve dış mahallelerinin "düşmanın mesken apartmanları hedef almasına" misilleme olarak düzenlendiğini açıkladı.
HANADİ KULESİ YIKILDI
Roket saldırısı Gazze'de, Hamas liderlerinin kullandığı bir ofisin de bulunduğu Hanadi Kulesi adlı apartmanın yıkılmasının ardından yapıldı.
Binanın yıkılmasından iki saat sonra, ölen ve yaralanan bilgisi gelmedi.
İsrail Ordu Sözcüsü Jonathan Conricus hava saldırılarında militanları hedef aldıklarını, ölenler arasında 15 Hamas üyesinin de bulunduğunu söyledi.
BBC'ye bilgi veren Hamas kaynakları da İzzeddin el-Kassam Tugayları komutanlarından Muhammed Abdullah Fayyad'ın yaşamını yitirdiğini doğruladı.
Hamas yönetimi, Mescid-i Aksa'da Pazartesi günü yaşanan olaylarda yüzlerce Filistinlinin yaralanması sonrası misilleme tehdidinde bulunmuştu.
İslami Cihad örgütü de, bir apartmanın vurulduğu saldırıda iki komutanının öldüğünü; biri kadın, ikisi çocuk sekiz kişinin de yaralandığını açıkladı.
İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz, gerekirse 5 bin takviye askerin daha Gazze sınırında konuşlandırılmasına yönelik plana onay verdi.
DOĞU KUDÜS'TE NELER YAŞANDI?
Son birkaç gündür Kudüs'te son yılların en şiddetli olayları yaşanıyor.
Cuma günü namaz kılmak üzere Mescid-i Aksa'ya giden on binlerce Filistinli, 10 Mayıs'taki "Kudüs Günü"nde bazı İsrailli grupların planladığı yürüyüşte Harem-üş Şerif'e girmemesi için üç günlük bir nöbete başladı. Ardından İsrail polisi müdahale etti.
Hafta sonu ve ardından Pazartesi sabahı devam eden olaylarda Filistinlilerin taş ve molotof kokteyli, İsrail polisinin tazyikli su, göz yaşartıcı gaz ve plastik mermi kullandığı olaylarda yüzlerce kişi yaralandı.
Olay yerinden gelen görüntülerde yüksek sesli patlamalar, çığlıklar duyuluyor ve göz yaşartıcı gazın bölgeyi kapladığı görülüyordu.
Filistin Kızılayı, Pazartesi günü Doğu Kudüs'de yaşanan olaylarda 305 kişinin yaralandığını, en az 200 kişinin de hastaneye götürüldüğünü; 5 kişinin durumunun kritik olduğunu duyurdu.
Doğu Kudüs Maqassed Hastanesi'ndeki Doktor Firas Ebu Akari'ye göre 3 kişi olaylarda bir gözünü kaybetti.
Filistin Kızılayı'na göre, Batı Şeria'dakilerle birlikte olaylarda yaralanan Filistinlilerin sayısı 700'den fazla.
İsrail polisi de 9 polisin yaralandığını, bir polis memurunun hastanede tedavi altına alındığını açıkladı.
DOĞU KUDÜS'TE GERİLİM NEDEN BAŞLADI?
Yaşanan şiddet olaylarının temelde üç sebebi var.
İlki, Kudüs Günü yürüyüşü.
İsrail'de bazı gruplar, İsrail'in Doğu Kudüs'ü işgal ettiği, 1967'deki Altı Gün Savaşı'nın yıl dönümünü İbrani takvimine göre "Kudüs Günü" olarak kutluyor. Bu yıl bu takvime göre Kudüs günü 9-10 Mayıs'a denk geldi.
Her yıl İbrani takvimine göre kutlanan Kudüs Günü'nde yüzlerce Yahudi ellerinde bayraklarla Müslümanlar için kutsal olan bu bölgeye yürüyerek sloganlar atıyor ve İsrail marşları söylüyor.
Bu kutlamalar, Filistinliler için "bilerek yapılan provokasyon" olarak değerlendiriliyor. Bu günün 2021'de Ramazan ayının son günlerine denk gelmesi, Filistinli grupların Mescid-i Aksa çevresinde barikatlar oluşturarak bu grupları engellemeye yönelik daha sert bir adım atmaya itti. Kudüs dışında yaşayan yüzlerce Filistinli de hafta sonu otobüslerle Mescid-i Aksa'ya akın ederek nöbete katıldı.
Ancak bu yürüyüş, bir aydır süren gerilimin sadece son parçası oldu.
Gerginliğin bir diğer sebebi, Nisan ayı ortasında Ramazan'la birlikte başladı.
Filistinlilerin Ramazan geleneği olan, oruçlarını eski kentin Şam Kapısı'nın merdivenlerinde açmalarının engellenmesi üzerine Filistinliler İsrail polisini, geleneksel iftarları engellemek amacıyla merdivenlere bariyerler dikmekle suçladı.
İsrail polisi ise barikatların yayaların eski Kudüs'e geçişinin kolaylaştırılması amacıyla kurulduğunu savundu.
EVDEN ZORLA ÇIKARILMALAR
Gerginliğin çok daha eskiye dayanan son sebebi ise, Doğu Kudüs'ün Şeyh Cerrah bölgesinde yaşayan Filistinli ailelerin, evlerinden zorla çıkarılması planları oldu.
Tam da 10 Mayıs'taki Kudüs Günü yürüyüşüne denk gelen bir duruşmada, İsrailli yetkililerin on yıllardır Doğu Kudüs'teki evlerinden çıkarılması için uğraştığı Filistinli ailelerden dördünün yaptığı temyiz başvurusu görüşülecekti.
Bölgede 30'dan fazla Filistinlinin yaşadığı dört evin "Yahudilere ait olduğu gerekçesiyle" boşaltılması için son karar bu yılın başında görülen bir duruşmada verildi.
Uluslararası hukuka aykırı şekilde inşa edilen Yahudi yerleşim bölgelerinde yaşayanların lehine verilen karara Filistinli dört aile itiraz etmişti. Ancak 10 Mayıs'ta yapılması gereken duruşmada Filistinlilerin tahliyesine karar verilmesi bekleniyordu.
İsrailli davacılar, ailelerine ait olan bu evlerin 1948'deki savaşta Filistinliler tarafından işgal edildiğini savunuyor. Filistinli dört aile ise, evlerin 1948-1967 arasında bölgeyi kontrol eden Ürdünlü yetkililerden satın alındığına dair belgeleri mahkemeye sunarak karara itiraz etti.
Mahkeme sonucu, bölgede 1948'de yerlerinden edilmiş yüzlerce Filistinli aile için de, İsrailli yerleşimcilerin evlerin kendilerine ait olduğuna dair iddiaları için de emsal teşkil edebilecek.
Bu sebeple dava sonucu kritik önemde. Filistinliler, dava günü yaklaşırken Şeyh Cerrah bölgesinde de protestoları yoğunlaştırdı.
Mahkeme kritik tahliye kararını açıklamak yerine başsavcılık tarafından gözden geçirilmesi için 30 gün erteledi.