Memleketin hali malum... İşsizlik rekor düzeylerde. Kapı üreticisi de işsiz, marangoz testerelerinin ucunu bileyen de...
'Konkordato' gibi zor söylenen ve Türkçe'ye ters bir kelimeyi bile günde bir kaç kez kullanır hale geldik.
İşsizlikten en çok etkilenen mesleklerin başında ise gazetecilik geliyor.
Daha bugün, 32 yıl çalıştığı gazeteden ayrılan bir arkadaşım aradı. Bunca yıl sonra işsiz kaldığını, hayatında ilk kez böyle bir şey yaşadığını, ne yapacağını bilemediğini, başka bir iş de yapamayacağını söyledi.
Hafta sonu Diyarbakır'daydım. Orada da işsiz gazeteciler vardı. Düşünün ki, New York'ta bile Türk gazeteciler işsiz kalıyor. Gerçekten de New York'ta görevli bir Türk gazeteci işsiz kaldı geçen hafta.
İşsizliğin çözümü konusunda sihirli bir formül yok. Tersine kötü tahminler yapılıyor.
İşsizliğin giderek daha büyük sorun olacağını söyleyenlerden biri İsrailli filozof Yuval Noah Harari.
Kendisi Oxford Üniversitesi mezunu bir tarihçi. İlk kitabı Homo Sapiens dünya çapında 8 milyon adet sattı, 50 dile çevrildi. İkinci kitabı Homo Deus 4 milyon satıldı ve yine 50 dile çevrildi.
Harari'ye göre, "Yapay Zeka" teknolojileri nedeniyle önümüzdeki yıllarda çok önemli sayıda insan işsiz kalacak.
Mesela kimler derseniz, tek bir örnek verebilirim; sürücüsüz araçlar gelişince, şoförlerin işsiz kaldığını düşünün. Bu dünya çapında on milyonlarca insan demek.
Bu milyonlarca işsiz insan, "Gereksizler" diye yeni bir sınıf doğuracak. Ve gelecekte "Gereksizler"le "Gerekliler" arasında çatışmalar yaşanacak.
Harari ne kadar haklı çıkacak bilemiyorum ama son kitabı "21. Yüzyıl için 21 Ders"te medya için bir çözüm kapısı öne sürüyor.
Harari'ye göre, dijital medya çağında medyayı kurtarmak, "Güvenilir, gerçek haberlere ulaşmak insanların" elinde. Eğer insanlar, kendilerine yalan haberler, gerçek olmayan bilgiler empoze edilmesini istemiyorlarsa, doğru haber kaynaklarını maddi olarak desteklemeli. Şöyle diyor:
"Öncelikle güvenilir bilgiye ulaşmak istiyorsanız karşılığını ödeyin. Habere bedava erişiyorsanız, elde edilen ürün siz olabilirsiniz. Düşünün ki meçhul bir milyarder size şöyle bir teklifle geldi. "Sana ayda 100 TL vereceğim ve karşılığında günde bir saat beynini yıkamama, kafana istediğim siyasi ve ticari önyargıyı yerleştirmeme izin vereceksin." Böyle bir teklifi kabul eder miydiniz? Aklı başında olup da böyle bir teklifi kabul eden çıkmaz. O vakit, meçhul milyarder azıcık farklı olarak şu teklifle gelir. "Her gün bir saat boyunca beynini yıkamama izin verirsen, senden bu hizmet karşılığında hiçbir şey talep etmeyeceğim." Ve bu teklif birden milyonlarca insana cazip gelir. Siz de onlardan olmayın."
Durumu çok iyi anlatmış Harari. Bedava haber kaynaklarına ulaştığımız oranda, benimizin yıkanmasına, kafamıza istedikleri siyasi ve ticari bilgileri sokmalarına izin veriyoruz.
Bundan kurtulmanın tek yolu var. Güvenilir haber kaynaklarına ulaşmak. Ve onları ayakta tutabilecek desteği sağlamak.
Yani güvenilir haber kaynaklarına abone olmak.
Tıpkı New York Times, Wall Street Journal ve ve The Guardian Gazeteleri'nin abone sayılarını artırıp, para kazanacak düzeye gelmeleri gibi...
Dünyada bile bu üç gazetenin güvenirliliğini tartışan yok. O yüzden abone olanlar her gün artıyor. Üçü de para kazanıyor. Bu gazetelerde çalışan gazeteciler de işsiz kalmıyor.
Medya kendini ancak bu şekilde kurtarabilir...