Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde Sualtı Taarruz (SAT) ile Kurtarma ve Sualtı Komutanlıklarında görevli askerler ile sözde onlardan sorumlu "mahrem imamlar"ın yer aldığı 52 sanıklı dosyada, Yargıtayın "terör örgütüne üye olmak" suçundan ceza alan bazı sanıklara "anayasayı ihlale yardım" suçundan ceza verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı üzerine 9'u firari 26 sanığın yeniden yargılandığı davada mütalaa açıklandı.
Yargıtay'ın bozma kararının ardından İstanbul Ağır Ceza Mahkemesinde yeniden başlayan davada esas hakkındaki mütalaasını mahkemeye sunan savcılık, sanıkların FETÖ'nün darbe girişimi sırasındaki eylemlerine yer verdi.
Darbe teşebbüsünün Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin anayasal düzeninin değiştirilmesi amacıyla Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış terör örgütü FETÖ mensubu olan ve bu örgütsel faaliyeti destekleyen kişilerce düzenlendiği anımsatılan mütalaada, örgütsel koordinasyon veya iştirak iradesi gereğince ve iş bölümü doğrultusunda bulundukları mahal ve konumlarına uygun, amaca hizmet eden ve katkı sunan icrai harekette bulunanların "doğrudan fail" olduklarının kabulünde zorunluluk bulunduğu ifade edildi.
Mütalaada, mensup olduğu örgütle kurduğu bağ nedeniyle örgütsel faaliyet kapsamında işlenen "anayasayı ihlal" suçuna ilişkin planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan haberdar olmak suretiyle "darbeye teşebbüs" suçunu sevk ve idare edenlerce verilen emirleri/görevleri kabullenerek ülke çapındaki icra hareketleriyle ilgili bir değer taşıyan icra hareketlerini gerçekleştirenlerin ya da görev paylaşımı bağlamında henüz sırası gelmemiş icra hareketleri için gerekli hazırlıkları yapanların bu suç yönünden "müşterek fail" olarak sorumlu tutulmaları gerektiği belirtildi.
Sanıkların eylemleri tek tek anlatıldı
Sanıkların eylemlerinin sıralandığı mütalaada, o dönem Sualtı Savunma Grup Komutanlığında astsubay olarak görev yapan sanık Avşar Zırh'ın ortaokul yıllarından itibaren örgüt içerisinde yer aldığı vurgulandı.
Zırh'ın beraberindekilerle darbe girişiminin başarısız olmasının anlaşılmasının ardından karıştıkları olayları gizlemek için usulsüz ele geçirdikleri silah, mühimmat ve teçhizatın saklanmasına karar verdikleri anlatılan mütalaada, bu kapsamda eski Binbaşı Hakan Egemen'in verdiği talimatla Cafer Saraç ile yanlarına aldıkları SAT Grup Komutanlığı envanterine kayıtlı silah, mühimmat ve teçhizatı Riva bölgesinde ormanlık bir alana gömdükleri bildirildi.
Geçmişte Kurtarma Grup Komutanlığında görevli astsubay sanık Hüseyin Demir'in darbe girişiminden 2 gün önce izinliyken İstanbul'a çağırıldığı ve darbe girişimiyle ilgili toplantılara katıldığı kaydedildi.
Mütalaada, o dönemde Kurtarma Grup Komutanlığında görevli astsubay sanık Murat Yamadağ'ın ortaokul yıllarından itibaren örgütle irtibatının bulunduğu, katalog evlilik yaptığı ve darbe girişimiyle ilgili toplantılara katıldığı ifade edildi.
O dönem, Sualtı Savunma Grup Komutanlığında görevli astsubay sanık Hüseyin Yazıcı'nın da planlanan darbe eylemine personel temin edebilmek, koordinasyonu sağlayabilmek için zemin sağlamak kastıyla eski Binbaşı Hakan Egemen'in gerçekleştirdiği EOD tatbikatı için 11-14 Temmuz aralığında düzenlenen eğitim programında görevlendirildiği aktarıldı.
Savcılık mütalaasında, sanık Kemal Işıklı'nın Deniz Kuvvetleri Komutanlığının İstanbul sözde askeri mahrem yapılanması içerisinde "öğretmen" konumunda olduğu, Işıklı'nın darbe eylemine katılacak askerleri örgütsel talimat doğrultusunda evine çağırarak darbe girişimi kapsamında bilgilendirme yaptığı bilgisine yer verildi.
Diğer sanıkların da örgütsel bağlantıları ve darbe girişimi sırasında ve sonrasındaki faaliyetlerine işaret edildi.
Sanıklardan 7'sinin "Türkiye Cumhuriyeti anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması istenen mütalaada, 10 kişinin de "anayasayı ihlale teşebbüs etmeye yardım" suçundan 22,5 yıldan 30'ar yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
Ne olmuştu?
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından SAT ile Kurtarma ve Sualtı Komutanlıklarında görevli askerler ile sözde "mahrem imam"lık yapan siviller hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca soruşturma başlatılmıştı.
Bu kapsamda İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinde 52 sanık hakkında açılan davada verilen hükmü inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 26 sanık yönünden kararı bozmuştu.
Eski binbaşı Hakan Egemen'in de aralarında bulunduğu bazı sanıklara verilen hapis cezasını yerinde gören Yargıtay, bu cezaları onamıştı.
Bozma ilamında, haklarında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan hüküm kurulan 17 sanığa, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmeye yardım" suçundan ceza verilmesi gerektiği kaydedilmişti. Kararda, hakkında beraat kararı verilen bir sanığın ise "anayasayı ihlale teşebbüse yardım" suçundan cezalandırılması gerektiği anlatılmıştı.
İlamda ayrıca "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmeye yardım" suçundan ceza alan 8 sanığın, asli fail olarak cezalandırılması gerektiği belirtilmişti.
Bozma ilamının ardından yeniden yapılan yargılamada, 9 firari sanığın dosyasının ayrılmasına karar verilmişti.