LEVENT DEMİR
‘Kötü bir barış , her zaman haklı bir savaştan iyidir.’
Bu söz , Marcus Tullius Cicero’ya ait. Latin kökenli Romalı devlet adamı, bilgin, hatip ve yazar. Felsefe öğrenimini, Epikürosçu Phaedros, Stoacı Diodotos ve Akademi'ye bağlı Philon'dan almış olan Cicero'nun önemi, Yunan düşüncesini daha sonraki kuşaklara aktarmasıdır.
Ancak konusunu ettiğimiz ve edeceğimiz Çiçero, başka bir Çiçero…
Bu hafta vizyona giren ve başrollerini Erdal Beşikçioğlu ve Burcu Biricik’in paylaştığı Yönetmen Mustafa Uslu’nun , 'Ayla' ve 'Müslüm'den sonra seyirciyle bu hafta buluşan 'Çiçero' filmi.
2. Dünya Savaşı’nın seyrini değiştiren ve istihbarat dünyasının ‘yüzyılın ajanı’ olarak adlandırdığı Çiçero’nun filmi.
Filmdeki Çiçero, İkinci Dünya Savaşı'nın kaderini çizen, Türkiye'yi savaşa girmekten kurtaran, müttefiklerin Normandiya çıkartmasında başarılı olmasını ve Nazi Almanya'sının yenilmesini sağlayan Türk casusu İlyas Bazna'nın kod adı...
Doğrusunu söylemek gerekirse filmi izlerken, bugün yaşadığımız bölgede en büyük silahın ‘istihbarat’ olduğu artık her geçen gün daha iyi anlaşılırken, bu filmde de tarihsel süreçte istihbarat ağı ile nelerin yapılabileceğinin anlatılması tesadüf değildir diye düşünüyorsunuz.
Filmde; Arnavut kökenli Türk vatandaşı olan Elyesa Bezna’nın (İlyas Bazna’nın), Çiçero kod adıyla ajanlık yaptığı dönemde; 2. Dünya Savaşı’nın seyrinin değişmesinde nasıl bir payı olduğunu ve savaş sonrası yaşadıklarını ele alıyor.
Filmin çekimleri ise Berlin, Macaristan, İstanbul ve Ankara’da yapılmış. Film; daha önce üzerinde durulmamış bir konuya, T4 uygulamasına, değiniyor. Bu uygulamadan hareketle- Nazilerin, ari ırka ulaşma hayaliyle- katlettikleri fiziksel ve zihinsel engelli Alman çocuklarını gaz odalarına göndermeden önce ellerinden aldıkları oyuncak bez bebekler sahnesi ise tüyler ürpertici…
Filmin en çarpıcı bölümlerinden biri kuşkusuz, İngiltere Başbakanı Churchill ile dönemin cumhurbaşkanı İsmet İnönü arasında Adana'nın Yenice istasyonundaki tren kompartımanında yapılan görüşmenin müthiş diyalogları. Churchill, Türkiye'yi İngiltere'nin yanında savaşa sokmak için bastırırken, aba altından sopa göstermeyi de ihmal etmiyor.
"Unutmayın, Birinci Dünya Savaşı'nda Almanya'nın yanındaydınız ve yenildiniz" diyor. İnönü, "Siz de unutmayın ki, desteklediğiniz Yunan kuvvetleri şu an içinde bulunduğumuz vagonda 16 Türk askerini şehit ettiler. Onlar benim silah arkadaşlarımdı" diyerek, o isimleri tek tek sayıyor.
Tüm bunların ötesinde en önemli mesaj, Mustafa Kemal Atatürk’ün İlyas Bazna’dan bir istihbarat subayı olarak beklentilerinin anlatıldığı sahnede veriliyor. Ve sonuç:
Bir ülkenin istahbaratçısının da, istihbaratının da ‘milli’ olmasının olmazsa olmaz olduğudur.
Bu bağlamda, Atatürk’ün filmdeki tek öğüdünün ‘ Cumhuriyete halel getirmemesi’ olduğundan hareketle , dün milli duruş sergileyen istihbaratçılarımız, bizi nasıl 2. Dünya Savaş’ından çekip aldıysa, bugün beklenti odur ki , S-400 ve Patriotlar arasına sıkıştırılmak istenen Türkiye’nin bölgedeki barışı koruması en önemli stratejimizdir.