Dile kolay yıllarca aynı barda “İyi Bayramlar Türkiye” diyerek gönüllere girdi. Aralıksız 17 yıl boyunca İstanbul’da aynı mekanda her Cuma ve Cumartesi olarak sahne çalışmalarını sürdürerek, kırılması zor bir rekora imza attı. Sahne programında sadece türkü yok.Türk Sanat Müziği’nden popa, caza, dünya müziğine uzanan geniş bir yelpaze mevcut. Sahnede altı yedi bazen on oniki saat hiç ara vermeden çalıyor,söylüyor Egeli yörük,bin yıllık dostum Soner Olgun. 60 ila 100 şarkı söylüyor bir gecede.
Ona sadece besteci ve yorumcu diyemeyiz. Hukukçu, gazeteci, oyun ve mizah yazarı ,müzik editörü, gösteri sanatları yapımcısı, şair, iletişim danışmanı..Bu liste böyle uzar gider.
Soner Fethiye doğumlu. İzmir Bornova Anadolu Lisesi sonrası Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girmiş ama 9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Dramatik Yazarlık Bölümü’nü bitirmiş. Anadolu Lisesi’nde sınıf arkadaşları arasında Prof. Dr. Yankı Yazgan ,Prof. Dr. Yaman Tokat, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer var. Bu arada İzmir’de gazeteciliğe başlıyor. O yıllarda “Sobe” diye bir dergi vardı İzmir’de. O dergide başladık birlikte yazmaya. Kültür sanat ve magazin ağırlıklı. Daha sonra Milliyet Ege ilavesinin çocuk eklerini hazırladı. 1984 de ver elini İstanbul. İzmir temsilciliğini yaptığım “Playboy Türkiye”, “Sanat Olayı”, “Kadın”,”Bilinmeyen”gibi dönemin en popüler dergilerini çıkaran Karacan Yayınları’nda yayın yönetmenim oldu. Sonra Genç Yayıncılık’ta “Cönk” ve “Genç İnsan”dergilerini çıkardı. Son olarak ta “Boom Müzik”dergisini yönetti.
1990 da basından emekliye ayırdı kendini. 1998 de Beyoğlu Mis Sokak’ta ilk konserini verdi. Bir çok yerde sokak konserleri sonrası 1990 da Nükhet Duru ile çalışmaya başladı. “Aç Gözünü Adamım”, “Beni Unutma”, “Memleketim”,”Mahmure”gibi bestelerini verdi Nükhet’e Bu arada Gani Müjde ve Kandemir Konduk ile sahne şovları hazırladı. Nükhet Duru’dan ayrıldıktan sonra Rana Denizer ile “Gösteri Sanatları Merkezi”ni kurup iletişim danışmanlığı yapmaya başlayan Soner “Alayım bağlamamı,kendimi çalıp söyleyeyim” dediğinde 30 yaşındadır artık.
Müzik eğitimi yoktur,kendi kendini eğitmiştir. 1992 de ilk albümü “Letafet”i yapar. Daha sonra “Herşey değişmeli” ve “İyi Bayramlar” albümleri gelir. 2015 yılında ilk maxi single çalışması olan "Yakarım Yağmurları" albümünü seyircisi ile buluşturdu.. Canlı performansı ve sahne hakimiyeti ile Türkiye’nin en başarılı sanatçılarından biri olarak anılan Soner Olgun’un; bugüne kadar yayınlanmış sözü veya müziği kendisine ait 35 adet eseri mevcuttur.
Soner müziğini şöyle anlatıyor;
“Benim yaptığım rock formunda türkü. Bestelerimin çoğu bağlamayla bestelenmiş türküler. İnandığım üç müzik türü var. Halk Müziği,Klasik Müzik ve Rock. Halk müziği kökendir,klasik müizk bir üst estetiktir,rock ise duygularımızı ifade eden yaşayan müziktir. Ben bunların sentezi peşindeyim. Caz’a da,blues’a da kapılarım açık. Blues nasıl köken itibariyle Amerikan köylü müziği ise türkü de bizim için öyledir. Oradaki hüzün, coşku,gırtlak nağmeleri bizdeki türküye tekabül eder. Türküyü nasıl tanıdık? TRT vardı,20 tane adamı dizerlerdi,onlar da çalarlardı. Çok manasız bir icra tarzı. Hala da var. En çok özünü bozmayalım diyen onlardır,özünü en çok bozan da kendileridir. Türkiye’nin hiçbir yerinde üç ozan bir araya gelip çalmaz,önce biri çalar daha sonra öbürü. Etnik senfonik rock yapmaya çalışıyorum”
Sahneye çıkarken o gece neler söyleyeceğine karar vermiyor. Repertuar “Nereye gidelim?”” sorusunun sorulduğu izleyicilerle birlikte kararlaştırıyor. Kars’tan başlıyor, Karadeniz sahillerinde dolaşıyor, Güneydoğu’ya gidip halaylar çekiliyor, “Aman atlamayalım Rumeli Müdafaa-ı Hukuk Cemiyeti üyeleri bozulmasın” diyerek Trakya dolaylarına gidiliyor, Drama’ya Kosova’ya uzanılıyor. Hazır oralara gitmişken Dalmaçya’da bir korsan gemisine binip İtalya kıyılarına inip napoliten turu atıyor. Bu arada Güney Amerika’da Bob Marley’in kulaklarını çınlatıyor. Uçağa atlayıp Ege’ye dönüyor. Oradan rebetikolara, sirtakilere geçiyor. Sirtaki hicaza denk geliyorsa hicaz makamından güzel bir şarkı geliyor. Bazen can dans etmek istiyor o zaman da gelsin tangolar,valsler.. Arada çocuk şarkıları da var. Sahnede vokalisti eşi Özlem Olgun. Soruyorum “Neden sahnede sürekli “İyi bayramlar” diyorsun?”.diye yanıtlıyor..
“Onunla ilgili üç manifesto var. Benim en sonunda geldiğim ve dört satırda özetlediğim ise şu: “Sırtımızı dayadık çalıya/ Adımızı çıkardı deliye/ İyi bayramlar dedik her gününüz bayram olsun diye/ İyi bayramlar Türkiye”. Bayram çok önemli bir kavram ve sadece Türkiye’de var. Yani tatil değil bu, başka bir şey. Küsler barışıyor, büyükler sayılıyor, küçükler seviliyor, yoksul korunuyor. Bu kavrama sahip çıkılması lazım. Düşünsene bir gün herkes “iyi bayramlar” diyor birbirine “günaydın” yerine. Çok güzel bir ütopya bu...”
Soner Olgun’un “İyi Bayramlar” dileklerine katılıyor ve sizlere onun bir şiirini sunuyorum.
“Bereketin günü mü olur Diyonisos
Ekilmeyi bekler toprak
Sen şarabınla halvet
Ben nadasın bitimine hasret”